Evet başlık Başbakanın TRT 6’in açılışı için söylediği “hayırlı olsun” cümlesine epey benziyor. Ancak zaten Mem û Zîn dizisinin durumu da çok farklı değil TRT 6’in kendisinden. TRT 6′ de çalışan bir dostum bana Mem û Zîn’in dizi formatında seyircilere ulaşacağını ilk söylediğinde, çok heyecanlandım. TRT 6’in ortaya nasıl bir şey çıkaracağı bir merak konusuydu […]
Evet başlık Başbakanın TRT 6’in açılışı için söylediği “hayırlı olsun” cümlesine epey benziyor. Ancak zaten Mem û Zîn dizisinin durumu da çok farklı değil TRT 6’in kendisinden.
TRT 6′ de çalışan bir dostum bana Mem û Zîn’in dizi formatında seyircilere ulaşacağını ilk söylediğinde, çok heyecanlandım. TRT 6’in ortaya nasıl bir şey çıkaracağı bir merak konusuydu çünkü. Zaten hali hazırda devam eden, gayet bayağı ve seviyesiz bir dizi mevcut .(Cîran Cîran [komşu komşu]) Ancak tarihi bir konunun diziye uyarlanacak olması durumu değiştiriyordu biraz.
Dizi başlayalı bir kaç hafta oldu. Haliyle seyrettiğim bölümleri de gayet şaşırtıcıydı. Yanlış anlaşılmaya mahal vermeden; Zaten AKP’nin arka bahçesi bir kanaldan beklentilerim olduğu için değil, ya da hala şaşıracak kadar da bî haber değilim AKP’nin toplumsal hayatta yarattığı değişimden ve yerine yenisi kurulmadan onarılması mümkün olmayan “hasarlarından.” Ancak şaşırmak gerekiyor bir yanıyla da . Hala şaşırabilecek kadar insani değerleri taşıyabilmek gerek bu düzende. Ya da başka bir ifadeyle alışmamak gerek, böyle bir gidişata, dur diyebilmek için.
Konua dönecek olursak, Mem û Zîn bilindiği üzere Ahmedé Xanî’nin 1690-1695 yılları arası kaleme aldığı ünlü aşk temalı destanıdır. Destanda dönemin sınıfsal ilişkilerinden, toplumsal olaylarına, etnografik bilgilere hatta dönemin ileri gelenlerinin bilgi seviyelerinden astronomi çalışmalarının gelişkinliğine kadar pek çok yansımaya ulaşmak mümkün.
Bir dönem de Kürtçe’ye dair kimi çalışmalar için bu destan, yazılı kültürün pek gelişkin olmadığı bir toplum olarak Kürt’lerde ilk gelişkin yazılı eser olmasında ötürü kimi gramer çalışmarının referansı olmuştur.
Yine Newroz’a, gelenek ve göreneklere, Kürtlerin yaşam tarzlarına dair ilk gelişkin yazılı örnekler de buradadır.
Ancak dizinin Mem û Zîn destanı ile uzaktan yakından bir alakası bulunmamakta. Gösel içeriğin zengin olması ya da dizi müziklerinin kulağa hoş gelmesi yetmiyor başlı başına. Dizinin son zamanlarda moda olan “modern zaman eski yapıt” çizgisinde olması, bilindik hikâyenin devamı gibi. İnsanlar Kürtçe bir Aşk-ı Memnu seyretmiş oluyor, ötesi değil. Yarın birileri Aşk-ı Memnu’da olduğu gibi “aaaa Mem û Zîn’in de kitabı çıkmış” derlerse sanırım Tayyip “bizim dönemimizde serbest” dediği eserle iki kat övünecektir.
Dizi İstanbul’da maden mühendisliği okumuş Mem adındanki gencin memleketine gelmesi ve Zîn ile karşılaşması ile başlayan bir aşk hikayesine bürünmüş. Halbuki metnin orjinalinde newroza benzer imgelenmiş bir bahar bayramında karşılaşırdı bu iki genç.
Dizi, Mem û Zîn’in 2012 yılında yaşasalardı ne olurdu sorusuna da cevap vermemekle birlikte (ya da dizinin bunu anlatmak gibi bir derdi yok) geçmişi de anlattığı söylenemez. Yapılan şey tam anlamıyla bir kültürel deformasyon; tarihsiz, kültürsüz, kökensiz bir hafıza inşası.
Dizideki atasözlerinin ya da deyimlerinin bir çoğu Kürtçe değil. Evet dizi Kürtçe ancak olay akışı sırasında kullanılan deyim ve atasözleri Türkçeden Kürtçeye çevirilmiş cümleler. Muhtemelen dizinin metni önce Türkçe yazıldıktan sonra Kürtçeye çeviriliyor. Ismarlama bir senaryo olması muhtemel bu nedenle.
Dizinin bir yerinde Şivan Perwer’in bir dönem seslendirdiği Megri (ağlama) ağıdı kulağa geliyor. Ancak bir gerçek ki şarkının yazıldığı yaşantıların bize anlattığı ile dizinin anlattığı hikaye arasında epey bir açı var. Hatta şarkıyı yazdıran ile diziyi çektiren akıl aynı iken, dinleyince üzülemiyor insan, bak eskiden dinleyemezdik şimdi devlet televizyonlarından dinliyoruz diyemiyor.
Ahmedé Xanî’nin kemikleri sızlıyor kısaca. 2.cumhuriyetin Kürtlere vereceği en iyi kültürel ürün bu kadar anlaşılan. Mem deyince aklımıza elinde I- Phone, Zîn deyince babasının cep telefonunu yanına almadığı için azarladığı bir figür gelecek.
Dizinin gelecek bölümlerini izlemeye devam edince bakalım daha neler göreceğiz. Mem’in Zîn ile buluşmasının engeli Ergenekoncu generaller mi olacak yoksa KCK mi. AKP “dizisiyle dövmeyen dizini döver” misali, dizilerle kültürleri, sanatı ezip geçiyor. O zaman Tayyip’in deyimiyle Mem û Zîn “bi xér be!!!”