İstanbul Üniversitesi’nde Sivas davasında zamanaşımı kararını protesto eden öğrencilere saldıran İslamcı-faşist grup konuya dair bir açıklama yayınlayarak “her fırsatta İslam’a hakaret edenlere müdahale haklarını” kullandıklarını söyledi. Sivas katliamında da insanların yakılması bu gerekçeyle savunulmuştu İstanbul Üniversitesi’nde Sivas davasındaki zamanaşımı kararını protesto eden öğrencilere saldıran grup bir basın açıklaması yayınlayarak saldırıları üstlendi ve “müdahale haklarını” kullandıklarını […]
İstanbul Üniversitesi’nde Sivas davasında zamanaşımı kararını protesto eden öğrencilere saldıran İslamcı-faşist grup konuya dair bir açıklama yayınlayarak “her fırsatta İslam’a hakaret edenlere müdahale haklarını” kullandıklarını söyledi. Sivas katliamında da insanların yakılması bu gerekçeyle savunulmuştu
İstanbul Üniversitesi’nde Sivas davasındaki zamanaşımı kararını protesto eden öğrencilere saldıran grup bir basın açıklaması yayınlayarak saldırıları üstlendi ve “müdahale haklarını” kullandıklarını savundu. Grup açıklamasında “her fırsatta İslam’a ve Müslümanlara hakaret etmekten geri durmayan” gruplar olduğunu savunarak, bugüne kadar bu gruplara “sabrettiklerini” ancak bugün “müdahale hakkını kullandıklarını” ifade etti.
İstanbul Üniversitesi’nde kendilerince “dine hakaret” ettiklerini düşündüğü öğrencilere saldırma hakları olduğunu savunan grubun bildirisi ibret verici ifadelerle dolu. Bildiride konusun Sivas olaylarıyla bir ilgisi olmadığı iddia edilirken, aynı Sivas’ta yaşandığı gibi, “dine hakaret” gerekçesiyle “müdahale hakkı”nın olduğunun ifade edilmesi dikkat çekiyor.
Sivas katliamından “Sivas olayları” olarak bahsedilen açıklamada, “Sivas olaylarının” sol tarafından “tezgahlandığı” da iddia ediliyor. Açıklamada İstanbul Üniversitesi’nde zamanaşımı kararını protesto eden öğrencilerle “Sivas olaylarını yapan derin güçler’in aynı kişiler” olduğu savına da yer veriliyor.
Açıklamada polisin kendi yanlarında yer alması da inkar edilerek bir “Müslüman öğrenci”nin şikayet üzerine göz altına alındığından bahsediliyor. Saldırıda polis saldırganları “güvenli” bir şekilde üniversiteden çıkarmış, katliamın zamanaşımını protesto etmek isteyen 10 civarında öğrenciyi gözaltına almıştı.
Bildiri “İslam’a ve Müslümanlara yapılan hakaretler, Müslüman Öğrenciler tarafından hiçbir şekilde yanıtsız bırakılmayacaktır” tehdidiyle son buluyor. Bildirinin içeriği Tayyip Erdoğan’ın özlediği “kindar ve dindar gençlik” eylemlerinin, dine hakaret gerekçesiyle süreceğinin habercisi gibi.
Sendika.Org