Her şey cep telefonlarına düşen bir mesaj ile başladı. Çünkü artık Eğitim- Sen’in üyeleri ile ilişkisi atılan mesajlar üzerinden kuruluyor. Hatta tüm üyelerine mesaj atarak onların arada bir gönüllerini almak gibi bir amaçları olduğunu da öğrenmiş bulunuyoruz. Her şey sendikanın mutfağında hazırlanır ve mesajlar üzerinden üyelere sunulur. Üye hoşuna giden bir durum varsa çağrıya cevap […]
Her şey cep telefonlarına düşen bir mesaj ile başladı. Çünkü artık Eğitim- Sen’in üyeleri ile ilişkisi atılan mesajlar üzerinden kuruluyor. Hatta tüm üyelerine mesaj atarak onların arada bir gönüllerini almak gibi bir amaçları olduğunu da öğrenmiş bulunuyoruz. Her şey sendikanın mutfağında hazırlanır ve mesajlar üzerinden üyelere sunulur. Üye hoşuna giden bir durum varsa çağrıya cevap verir ve o zaman mesaj amacına ulaşmıştır. Banka reklamları gibi sıkıcı ise de üye mesajı okumadan da silebilir. Mesaj 300 kişiye atılır ama 30 kişi bile itibar etmeyebilir.
Neyse suçu mesajlarda aramak değil niyetimiz, elbette çağımızın nimetlerinden faydalanacağız. Ama çağın ilerisini hedefleyen, ilerici, devrimci olduğunu söyleyen bir örgütün hali-pür mealine baktığımızda dehşetler içerisinde kalıyoruz.
Şöyle ki, Eğitim-Sen İstanbul 1 No’lu Şube Kadın Sekreteri özel nedenler ile yönetim kurulundaki görevinden istifa etmek durumunda kalır. İstifa etmek kolay, zor olan istifa eden sekreterin yerine kimin görevlendirileceği. Sorun da tam burada başlıyor ve bu durumu çözüm şekli de Eğitim-Sen’in Çalışma İlkelerini sorgularken turnusol kağıdı görevi görecektir.
Bu arada Eğitim-Sen’in Çalışma İlkelerini hatırlatmak tüzüğü okumadan sendika üyesi olan eğitim emekçilerinin meseleyi daha iyi kavramaları açısından yararlı olacaktır. Eğitim-Sen tüzüğünün 4. maddesi şöyledir: “Sendika; a) Kendi iç işleyişinde demokratik merkeziyetçilik esaslarına göre çalışır. Üyelerin eleştiri ve öneri haklarını kullanmalarını, karar süreçlerine katılmaları için gerekli mekanizmaları oluşturur ve özendirir. Azınlığın çoğunluk olma haklarını korur. b) Devlet, siyasal parti, örgüt ve kuruluşlardan örgütsel olarak bağımsızdır. c) Eğitim Sen kadın üyelerinin yönetsel birimlerde yer alması yönünde pozitif ayrımcılık uygular. Kadın üyelerinin yönetsel birimlerde daha etkin bir biçimde yer almasını sağlar. Kadın sekreterliğini kadın yürütür.”
Ve konuyla ilgili olarak 60. Madde de şöyle bir ibare yer alır: “Kadınların aday olmaları halinde yürütme, denetleme ve disiplin kurulu üyeliklerinde ayrı ayrı en az yüzde 30 oranında kadın kotası uygulanır.”
Bu hatırlatmaları yaptıktan sonra esas tartışmaya gelecek olursak, Eğitim-Sen İstanbul 1 No’lu Şube yöneticileri bir araya gelir ve tüzüğü uygulayarak bir karar verirler. Bu karara göre, Eğitim Sekreterliği görevini yürüten kadın yönetici, “kadın sekreterliğini kadın yürütür” gerekçesinden hareketle kadın sekreterliğine atanır.(Hem de oy çokluğu ile hem de tüzükten hareketle. Hal böyle olunca da alınan karar tartışılmaz zırhını giymiş oluyor.) Eğitim sekreterliği görevine de erkek olan birinci yedek getirilir.
Buraya kadar bir sorun yokmuş gibi görünüyor ama Eğitim Sekreterliği görevini yürüten kadın yönetici Kadın Sekreterliği görevini yürütmek istemiyor. Ve bunu tartıştırmak için temsilciler meclisinde konuyu dile getirince de tüzüğü gerekçe yapanların tüzüğü tamamen ihlal ettiklerini görüyoruz. Yani tüzüğü uygulamak adına tüzüğü yok sayıyorlar.
İlk olarak, “Kendi iç işleyişinde demokratik merkeziyetçilik esaslarına göre çalışır. Üyelerin eleştiri ve öneri haklarını kullanmalarını, karar süreçlerine katılmaları için gerekli mekanizmaları oluşturur ve özendirir. Azınlığın çoğunluk olma haklarını korur” ilkesi tamamen ihlal edilmiştir. Alınan karar okul temsilcilerine dayatılmış ve tartışmak isteyen temsilcilere ise “daha önemli gündem maddelerimiz var, bu konu ile gündemi boğmayalım” denmiştir. Üyelerin eleştiri ve öneri haklarını kullanmaları engellenmeye, karar süreçlerine dahil olmalarının zemini ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır.
Bağımsızlık meselesinde ise şimdilik söz söyleme gereği görmüyoruz.
Ve son olarak, asıl dikkatlerin çekilmesi gereken konuya gelecek olursak, “Eğitim-Sen kadın üyelerinin yönetsel birimlerde yer alması yönünde pozitif ayrımcılık uygular. Kadın üyelerinin yönetsel birimlerde daha etkin bir biçimde yer almasını sağlar. Kadın sekreterliğini kadın yürütür” ve ” en az yüzde 30 oranında kadın kotası uygulanır” şeklindeki tüzük maddelerinin görmezden gelinerek, Eğitim Sekreterliği görevini yürüten kadının Kadın Sekreterliğine kaydırılmak istenmesi ve eğitim sekreterliğine bir erkeğin atanmasını nasıl yorumlamalıyız?
Mademki Eğitim-Sen pozitif ayrımcılık uyguluyor hele ki yedi kişilik yönetimde en az iki kadının olması tüzük gereğiyse, salt “kadın sekreterliğini kadın yürütür” ibaresinden hareketle kadın yöneticiye kadın sekreterliği görevinin dayatılması ve “yapmak istemiyorsa görevinden istifa eder” denilmesini Eğitim-Sen’in hangi ilkesi ile bağdaşmaktadır?
Yapılması gereken, boşalan kadın sekreterliğine yedek yöneticilerden kadın olan üyeyi kadın sekreterliği görevine atamak değil midir? Bu yapılmıyor ve tam tersine var olan bir kadını kadın sekreterliğine kaydırmak ve boşalan yere de bir erkek yönetici getirmek ilkesizlik değil midir?
Ve kadın komisyonunun tüm bunlardan bihaber olması, kadın üyelerin fikrinin alınması demokratik merkeziyetçiliği sorgulamamızı gerektirmez mi?
Ve son olarak, Eğitim-Sen’in yapmış olduğu Kadın Kurultaylarını ve orada alınan kararları hatırlatacak olursak; “Kadın sekreterleri adayının, kadın komisyonunda, kadınlar tarafından belirlenmesi” kararlarının sadece kağıt üzerinde kaldığını düşünmek haksızlık mı olur?
Yoksa kadınlar için yeni bir cinsiyet rolü mü belirlemek gerekiyor, “kadınlar sendikalarda kadın sekreterliği yaparlar.” Bu vesile ile Eğitim-Sen’in yapacağı bir sonraki kadın kurultayına şimdiden bir öneri sunmuş olalım(?)
Aydınlanma filozoflarından Fourier’in “Ve uygarlıkta kadın statüsü arasındaki ilişkiyi kavrayarak ilk kez “bir toplumda kadının özgürleşme derecesi, o toplumun genel özgürlüğünün doğal ölçüsüdür”” demesinden hareketle bir benzetme-soyutlama yapacak olursak; Eğitim-Sen’deki kadınların özgürleşme derecesi, Eğitim-Sen’in özgürleşme/özgürleştirme çabasına dair bizlere önemli ipuçları veriyor ve verecektir.
Özcan Evrensel
Eğitim-Sen İstanbul 1 Nolu Şube Üyesi