Van depreminin ardından gündeme getirilen ve mecliste görüşülmeye başlanan “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesine İlişkin Yasa Tasarısı”, Barınma Hakkı meclisi tarafından protesto edildi TBMM Dikmen Kapısı önüne ellerinde “Halkın Barınma Hakkı Var” dövizleriyle gelen Barınma Hakkı Meclisi üyeleri, burada yaptıkları açıklamada üzerinde “Haklarımızı ve geleceğimizi savunacağız. Afet değil talan yasası” yazan bir pankart açtı. Barınma […]
Van depreminin ardından gündeme getirilen ve mecliste görüşülmeye başlanan “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesine İlişkin Yasa Tasarısı”, Barınma Hakkı meclisi tarafından protesto edildi
TBMM Dikmen Kapısı önüne ellerinde “Halkın Barınma Hakkı Var” dövizleriyle gelen Barınma Hakkı Meclisi üyeleri, burada yaptıkları açıklamada üzerinde “Haklarımızı ve geleceğimizi savunacağız. Afet değil talan yasası” yazan bir pankart açtı.
Barınma Hakkı Meclisi adına açıklamayı okuyan Gülhan Yalnız halk arasında “Afet Yasası” olarak bilinen asıl yasanın gerçek isminin ‘Kentsel Dönüşüm Yasası’ olduğunu söyledi. Bu yasanın mecliste geçmesi durumunda bir “afet” sonucu yaratacağını savunan Yalnız, bu tasarının yasalaşması durumunda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve TOKİ’nin ülke toprağıyla ilgili hiç bir kayıt ve koşula bağlı olmaksızın karar verebilme yetkisiyle donatılacağını söyledi.
Kentsel dönüşüm yasası ile yargı denetim yolunun kapatılacağını ve doğal, kültürel çevrenin korunmasına ilişkin tüm mevzuatın yok sayılacağınıda dikkat çeken Yalnız, bu tasarının yasalaşmasıyla yapılmak istenenleri şu sözlerle anlattı: “Kentsel dönüşüm alanlarında ki barınma hakkı direnişlerini suç sayılacak ve tabi ki zor kullanarak gerçekleştirilen tasfiyeleri oluşacak. Kıyılar, tarım toprakları, meralar, ormanlar gözden çıkarılarak siyasal iktidara dilediğince tasarrufta bulunma imkanı sunulacak. Kamusal hizmetler için ayrılmış olan eğitim, sağlık, sosyal ve kültürel altyapı alanlarının, rantı yükselen merkezi bölgelerindeki kamu tesislerinin talan sürecini hızlandırılacak ve kültürel, tarihi varlıklarımız yağmalanmasının önünü açılacaktır.”
Felaketi fırsata çevirmek
AKP’nin 19 milyon yapı stokundan 9-11 milyon konutun yıkılması gerektiği dillendirdiğini söyleyen Yalnız, bu durumun deprem bahanesiyle daha büyük bir yağma politikası başlatmanın aracı olduğunu belirtti. Yasanın adı dışında neredeyse hiç bir maddesinde afet kelimesinin geçmediğine de dikkat çeken Yalnız, bu tasarının asıl amacının felaketi fırsata çevirmek olduğunu ifade etti.
Yaşadığığımız kentte misafir muamelesi görüyorüz
AKP’nin kentlerin mevcut değerlerini keyfe göre ona buna peşkeş çekemeyeceğini söyleyen Yalnız, açıklamayı şu sözlerle sonlandırdı: “Yaşadığımız ülkede ve kentlerde şimdi bize misafir muamelesi yapanlara; Şimdi bu ülkenin, bu kentlerin gerçek sahibi olduğumuzu göstermenin zamanıdır. Yoksa bizim için ne bir ev, ne bir kent, ne de bir ülke kalmayacak… AKP’nin yoksul emekçi halka düşman, sermayeye dost icraatlarının en son örneği olan talan yasasıyla evlerimizin, mahallelerimizin, kentlerimizin yağmalanmasına izin vermeyeceğiz.”
Sendika.Org/Ankara