Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”u, 19 Mart’ta yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderdi. Türkiye’nin artık AKP’nin kadın politikasının dayandığı “ailenin korunması” adı altında bir yasası var Cumhurbaşkanı Gül’ün onayladığı metnin kadın örgütlerinin hazırladığı kanun tasarısıyla ilgisi yok. Öyle ki kadına yönelik şiddet konusunda ihtiyaç duyulan neredeyse tüm düzenlemeler […]
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”u, 19 Mart’ta yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderdi. Türkiye’nin artık AKP’nin kadın politikasının dayandığı “ailenin korunması” adı altında bir yasası var
Cumhurbaşkanı Gül’ün onayladığı metnin kadın örgütlerinin hazırladığı kanun tasarısıyla ilgisi yok. Öyle ki kadına yönelik şiddet konusunda ihtiyaç duyulan neredeyse tüm düzenlemeler reddedildi. Tasarı yasalaşırken, kadınların önerdiklerinden geriye, yalnızca içeriği tamamen değiştirilmiş, amacı kaydırılmış, söylemi gercileştirilmiş kaba bir metin kaldı.
Öncelikle “Kadın ve Aile Bireylerinin Şiddetten Korunması” olan yasa adı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi” olarak değiştrildi. Yasanın isminin değiştirilmesi, amacın da değiştirilmesi anlamına geliyor. Metin bu haliyle odağına ailenin korunması fikrini alıyor.
Kadınların yasa tasarısındaki tüm “birey” sözcükleri “kişi” olarak değiştirildi. Bu ifadenin kullanımı salt hukuki bir dil kullanmak anlamına gelmiyor. “Birey” ifadesi, toplumu oluşturan insanların her biri anlamına geliyor. AKP yasa metninde bu ifadeyi kullanmaktan kaçınıyor.
Yasa kadın örgütlerinin metne koyduğu, sorumluları belirten, amacı belirten, ev içi şiddeti tanımlayan tüm cümleler metinden çıkarıldı.
AKP’nin yasanın reklamını yaptığı kısım da halkın sempatisini kazandıktan sonra kaldırılıverdi. Şiddet veya şiddet uygulama tehlikesinin varlığı halinde herkesin şikayet etmesi yükümlülüğünü düzenleyen madde yasanın son halinde bulunmuyor.
Kadınların önerdiği hakimin re’sen tedbir kararı verebilmesi ifadesi de metinden çıkarıldı. Mağdurların tedbir kararını talep etmesi gerekiyor.
Yasa, kadınların toplumsal cinsiyet, eşitlik ve kadına yönelik şiddet konusunda tüm kamu kurumlarını eğitim vermek için görevlendirilmesi önerisini içermiyor.
Kadınlar tasarılarında,şiddet önleme ve izleme merkezlerinin öncelikli olarak iki yıl içinde Adana, Ankara, Antalya, Balıkesir, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Konya, Samsun, Trabzon ve Van illerinde kurulmasını geçirmişti ancak neredeyse tüm somut öneriler olduğu gibi bu da yasada bulunmuyor.
Bunlara göre AKP döneminde yüzde 1400 artan kadın cinayetlerinin önüne geçmek, kadına yönelik şiddet vakalarında azalmayı sağlamak adına nasıl bir “iyiye gidiş” sağlanacağı belirsiz.
Sendika.Org