İstanbul İkitelli’de 212 AVM’nin hemen arkasında bulunan HEY Tekstil’de dört aydır maaşları verilmeyen işçiler 6 Şubat’ta eylem yapmaya başladı. Yemekhanede oturma eylemleriyle başlayan süreçte 13 Şubat günü 420 işçi işten çıkarıldı. Çoğunluğu kadın işçiler, kıdem ve ihbar tazminatlarıyla birlikte 4 aydır ödenmeyen maaşlarını almak için HEY Tekstil önünde direnişteler İşçiler 13 Şubat günü fabrikaya geldiklerinde […]
İstanbul İkitelli’de 212 AVM’nin hemen arkasında bulunan HEY Tekstil’de dört aydır maaşları verilmeyen işçiler 6 Şubat’ta eylem yapmaya başladı. Yemekhanede oturma eylemleriyle başlayan süreçte 13 Şubat günü 420 işçi işten çıkarıldı. Çoğunluğu kadın işçiler, kıdem ve ihbar tazminatlarıyla birlikte 4 aydır ödenmeyen maaşlarını almak için HEY Tekstil önünde direnişteler
İşçiler 13 Şubat günü fabrikaya geldiklerinde 4857’nin 17’inci maddesine göre işten çıkarıldıklarını öğrendi. 17’inci madde “süreli fesih” başlığını taşıyor ve buna göre işçilere işten çıkarılacakları en az 8 hafta kadar önceden bildirilmesi gerekiyor. Bunun nedeni de HEY Tekstil’de çalışan işçilerin en yenisinin 4 yıllık çalışan olması. 13 Şubat günü işçiler, müdürlerin “İşten çıkarıldığınıza dair kağıtlar evinize 48 saat içinde ulaşacak” dediklerini söylüyor fakat evlere henüz bir kağıt gelmiş değil.
Fabrika müdürleri 25 Ocak’tan itibaren fabrikadaki malları kaçırmaya başladı. İşçiler, bu süreçte müdürlerin “Haciz gelecek, o yüzden makineleri fabrikada tutmayalım” diyerek makineleri kendilerine taşıttıklarını da söylüyor. Öte yandan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda HEY Tekstil’in iflas ettiğine dair bir bilgi de yok.
Sabah işe gelir gibi fabrika önüne gelen işçiler, fabrikanın hemen yanındaki kahvede bekliyorlar. Öğlen saatlerinde ve mesai bitiminde fabrika önüne sloganlarla yürüyüş yapıp haklarını istiyorlar. Direnişe kadınlar önderlik ediyor.
HEY Tekstil’in patronu 2008 yılında sektördeki yükselişi “başarı öyküsü” olarak anlatılan ve şimdinin TOBB Kadın Girişimci Kurulu Başkanı Aynur Bektaş. Aynur Bektaş’ın yükselişinin “sırrı” da HEY Tekstil’deki çalışma koşullarında.
Günde en az 10 saat çalışan işçilerin öğlen arası bir saat molaları var. Onun dışında yine günde iki defa çay molası var fakat çoğunlukla eldeki işi bitirmek için bu molalar feda ediliyor. Tuvalete veya lavaboya giden işçilerin ne kadar süre lavaboda kaldıklarının da hesabı tutuluyor. Bu durum bir baskı unsuru haline gelmiş. Lavabodayken müdürlerin gelip “Niye çok su içiyorsun, haydi 2 dakika oldu” demeleri bu baskının örneklerinden. İşçiler çoğu zaman ellerindeki işi bitirmek için sabahlara kadar çalışmaya zorlanıyor. Bu çalışma karşılığında asgari ücret ya da asgari ücretin altında bir ücret veriliyor ki o ücret de 4 aydır verilmiyor.
HEY Tekstil’de 3 yıldır maaşlar düzensiz ödendiğini söyleyen işçiler birçok defa eylem yaptıklarını anlattı. 3 yıl önce 1.500 işçinin çalıştığı HEY Tekstil’de bu sayı bugün 420. İşten çıkarılan işçilerden kıdem tazminatını alan yok. Tabii “hukuk yolu” açık; onu da işçilerden Nurcan Boz anlatıyor:
“Bir arkadaşımız işe iade davası açtı, 3 yıl sürdü işe tekrar geri geldi ama burnundan getirdiler. Güvenlikler sürekli peşindeydi, lavaboda ne kadar zaman geçiriyor, ne kadar yemek yiyor, kimlerle konuşuyor tüm bunları takip ettiler. Önüne mi dönüyor, arkasına mı dönüyor diye sürekli açığını yakalamaya çalıştılar.”
Sendika.Org