Hrant Dink… Kanayan yaramızın sıcak halkası. Kapatılmaya, unutturulmaya çalışılan toplumsal tarihimizdeki hesap defterinin bir başka yeni sayfası. Özgür kardeşlik umudumuza ve mücadelemize sıkılmış yeni kurşunlar. Hrant Dink, sen yüreğimizi kavuran yangınların harlanmış ateşi… Ve komedi mahkeme biter. Hep böyle çevrilir zalimlerin çarkı. Halkların yaşadığı acıları göz göre küçülterek, sistematik boyutundan kopartarak unutturmaya, oldu-bittiye koymaya çalışırlar. […]
Hrant Dink… Kanayan yaramızın sıcak halkası. Kapatılmaya, unutturulmaya çalışılan toplumsal tarihimizdeki hesap defterinin bir başka yeni sayfası. Özgür kardeşlik umudumuza ve mücadelemize sıkılmış yeni kurşunlar. Hrant Dink, sen yüreğimizi kavuran yangınların harlanmış ateşi…
Ve komedi mahkeme biter. Hep böyle çevrilir zalimlerin çarkı. Halkların yaşadığı acıları göz göre küçülterek, sistematik boyutundan kopartarak unutturmaya, oldu-bittiye koymaya çalışırlar. Tutsak kadınların kimyasal bombalarla yakıldığı Sağmalcılar Cezaevi yıkılır; Diyarbakır Cezaevi okul olacak,12 Eylül için de sağ kalan iki paşa yargılanacak denilir. Gün olur, yeri gelir tarihsel gerçeklerin hesabını sormak için sesini yükseltenler suçlanır. Düşmek yazmak terörizm olur…
Bu topraklardaki zalimliğin en önemli ve de benzersiz özelliği bu olsa gerek. Sendikaya üye olma mücadelesi veren işçiye işyerinin huzurunu kaçırmaktan dava açmak, Sivas yangınını sorgulayanları suçlanmak, Maraş katliamını hatırlatmak için Maraş’a gitmek suç olur. Deniz’in mezarına çiçek bırakmak, Mahirlerin katledildiği yere ulaşmak “terörist”likle yargılanma gerekçesi olur. Zalimin, yani modern deyimle faşizmin zulmünün kurumsal, katmerleşmiş hali bundan başka daha ne olabilir ki? Böylesi bir durumda hala “Hitler gibi” şeklinde ürkekçe bir nitelemeden medet umulabilir mi? Mağdur olanlarla alay etmek, Hrant Dink’in ailesiyle alay etmek ancak ve ancak faşist bir ülke politikasına yaraşır bir uygulamadır. Öyle yargı sonuçları doğmaktadır ki hocanın işaret ettiği hırsızın gerçekten hiç suçunun olmadığı ayan beyan ilan edilir. Ve mağdurlardan süreçle buna inanmaları, bunu “adalet” diye sindirmeleri istenir. Tıpkı tecavüz edenin değil, edilenin suçlandığı gibi… Yarın bir gün Roboski’de öldürülenlerin “ülkeyi bölmek için uğraşanlar” mavalını yutturmaya çalışacakları da önemli bir ihtimal dâhilindedir. Öyle ya yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır. Adalet ise ortada hayalet gibi bu topraklarda layık olduğu bir yere konabilmeyi boşuna bekler.
Hrant Dink, sağaltılamayan yüzyıllık yaramızın en sıcak anıdır. Hrant Dink, toplum kimlikleri açısından ezilmiş Anadolu’nun bir kez daha suyunun sıkılıp toprağının iyice çoraklaştırılmasıdır.
Suçu büyüktür Hrant Dink’in! Kendi toprağında, özüyle, kardeşleriyle var olmak istemesidir. Suçu büyüktür Hrant Dinklerin; Anadolu toprağını özel mülkü haline getirmek isteyen barbarlara, soygunculara, işbirlikçilere, eli kanlı katillere inat toprağında yeşermeye devam etmek isterler. Zenginliğimiz, hepimiz demektir. Hepimiz: Kürt, Türk, Arap, Ermeni, Laz, Çerkez, Roman’dır. Kardeşliğimiz hepimizde vücut bulandır. Kardeşlik demek aynı ananın koynunda aynı yatağı paylaşmış olmak demekse eğer, toprağın kardeşliği de aynı toprağı yurt edinip aynı sudan içmektir. Anadolu böyle bir yurttur. Toprağının ve suyunun canlısına ihaneti görülmemiştir. Artin’in Ali’ye, Mehmet’in Kirkor’a ihanetinin görülmediği gibi. Aynı topraktaki yurttaşlık kardeşlik bağlarını kendi toprağının ekiniyle suyuyla besleyip, örmüş pekiştirmiştir. Dünün işbirlikçi Osmanlısı ile bugünün işbirlikçi faşistleri kardeşliğimize; halkların kardeşliğine zulümleri sürebilsin, zulümleri sürdükçe sömürü çarkları çevrilsin diye tahammülsüzdürler. Onun için çocuktan bir katil yaratabilecek kadar hepimize düşmandırlar. Hukukları haksızlıkları gizlemek, katliamları unutturmak için düzenlenmiştir.
Adalet istiyoruz, yüzyıllık yaralarımızı sağaltmak için!
Adalet istiyoruz, Maraş’ta, Madımak’ta, Gazi’de ağlayan anaların acısına merhem sürmek için!
Adalet istiyoruz, Anadolu halklarını birbirine düşman etmeye çalışanları teşhir için!
Adalet istiyoruz, Hrant için, adalet için.