Emek Sineması’nın yargı kararı ile yıkıma teslim edilmesine karşı binlerce İstanbullu aşırı soğuk ve kar yağışına rağmen eylemdeydi. Kitle, Beyoğlu’ndaki kentsel dönüşümün simgesi haline gelmiş Demirören AVM’nin önünde “Zıpla, zıpla Demirören yıkılsın” diyerek zıplarken, Halkevleri ve Öğrenci Kolektifleri Demirören’i yumurta içinde bıraktı. Demirören, kepenklerini kapadı. Emek Sineması’nın bulunduğu sokağa geçen eylemciler, Demirören’in duvarlarını “Emek bizim […]
Emek Sineması’nın yargı kararı ile yıkıma teslim edilmesine karşı binlerce İstanbullu aşırı soğuk ve kar yağışına rağmen eylemdeydi. Kitle, Beyoğlu’ndaki kentsel dönüşümün simgesi haline gelmiş Demirören AVM’nin önünde “Zıpla, zıpla Demirören yıkılsın” diyerek zıplarken, Halkevleri ve Öğrenci Kolektifleri Demirören’i yumurta içinde bıraktı. Demirören, kepenklerini kapadı. Emek Sineması’nın bulunduğu sokağa geçen eylemciler, Demirören’in duvarlarını “Emek bizim İstanbul bizim” yazılamalarıyla doldurdu
Emek Sineması’nın yıkılması projesiyle ilgili yürütmeyi durdurma kararı İstanbul 9. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi. İstanbullular ise İsyanbul Kültür Sanat Varyetesi, Beyoğlu için Mücadele İnisiyatifi, Sinema Yazarları Derneği (SİYAD), Sinema Emekçileri Sendikası (SİNESEN), İşçi Filmleri Festivali, Yeni Sinema Hareketi, İMECE-Toplumun Şehircilik Hareketi ve Kamusal Sanat Laboratuvarı‘nın çağrısı ile mücadeleyi büyütüyor.
24 Aralık Cumartesi günü 16.00’da Taksim tramvay durağında buluşan İstanbullular, Emek Sineması’nın önüne yürüdü. Burada ortak bir basın açıklaması yapan Deniz Özgür, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın Emek’in yıkılmayacağını söylemesine rağmen sinemanın içindeki malzemelerin söküldüğünü söyledi.
Özgür, Demircan’ın yıkım konusunun uzmanlara bırakılması gerektiği açıklamalarına karşı uzmanın kim olduğunu sordu:
‘Sokaktaki vatandaş’ soruyor
“Üzerinde yürüdüğümüz sokak, gittiğimiz okul, hastane, sinema, sesimizi duyurmak için çıktığımız meydan, nefes aldığımız park… Bütün bunlar hakkında uzman olan kişiler kimlerdir?” Tek vasıflarının sokaktaki vatandaş olarak görüldüğünü söyleyen Özgür, sokaktaki vatandaş vasfıyla Fener-Balat-Ayvansaray, Sulukule, Dikmen, Senoz, Tortum, Gerze, Solaklı’da yok edilenler bu konuları hangi uzmanlara bırakmalı?” diye sordu?
Özgür, basın açıklamasında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı, Yenileme ve Anıtlar Kurulu’nu, Sosyal Güvenlik Kurumu’nu, Beyoğlu Belediyesi’ni, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni tarihi ve kültürel bir miras olan Emek Sineması’nı korumadıkları için hesap vermeye çağırdı.
Özgür, açıklamasını “Yıkmak istiyorlar. Yıktırmıyoruz!” sözleriyle bitirdi.
Demirören, yumurtaya bulandı
Deniz Özgür’ün açıklaması sık sık sloganlarla ve şarkılarla kesildi. “Demirören yıkılsın Tayyip altında kalsın”, “Emek bizim, İstanbul bizim”, “İstanbul uyuma, Beyoğlu’na sahip çık” sloganları atan kitlenin içinden Halkevleri ve Öğrenci Kolektifleri, Demirören AVM’ye yumurtalar attı. Camları yumurtaya bulanan AVM, alelacele kepenklerini kapattı.
Açıklamanın ardından, Emek Sineması’nın bulunduğu sokağa geçen kitle, Demirören’in duvarlarına “Emek bizim, İstanbul bizim” yazılamaları yaptı.
Eylemden notlar
Kitle, “Misbah Emlak’tan satılık, kelepir Beyoğlu”, “Masa sandalye bahane, rantsal dönüşüm şahane”, “Tarlabaşı için mücadele vakti”, İsyanbul Kültür Sanat Varyetesi’nin “Yalan söylüyorsunuz yalan” Beyoğlu İçin Mücadele İnisiyatifi’nin “Beyoğlu için mücadele vakti” pankartlarının arkasında yürüdü
Demirören’in yumurtalanmasının ardından kitle “1, 2, 3, Bunlara yetmez ama daha fazla yumurta” sloganı atarken, basın açıklamasını yapmakta olan Deniz Özgür, kepenklerin kapatılması üzerine heyecanı artırıyordu: “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!”
-Eylemde büyük bir döviz: “Sinema bir aşktır, Bu aşkta emeği olan Emek Sineması’na sahip çık.”
-Yürüyüş kortejinin en önünde bir palyaçodan mesaj: “Bırakın alkıştan yıkılsın.”
-Dövizler birbirinden yaratıcı: “Erdoğan çıkamadığı her sahneyi yıkmak istiyor”, “Sinema Emek ister/AKP elini Emek’imden çek-Halkevleri”
Demirören’i görür görmez “İşte gerçek ucube” sloganı atmaya başlayan kitle AVM’nin önünde orayı işgal eder gibi oturdu. Beyoğlu’nun, İstanbul halkının olduğunu tariflemenin en kısa yolu gibiydi.
Oyuncu Şebnem Sönmez‘e niçin eyleme katıldığını sorduk: “Adı ‘Emek’ olan sinema yıkılırken, biz evimizde oturacak değildik tabii ki” dedi. Oyuncular Sendikası olarak, kendi emeklerine sahip çıkmak için, kendi yaşam alanlarına sahip çıkmak, en önemlisi, artık sinemanın ve emeğin sembolü olan bina için orada olduklarını söyledi.
Soğuk, kar vız gelir
Sönmez, soğuğa rağmen eylemin bu kadar kalabalık olmasını, oyuncuların çalışma koşullarını hatırlatarak açıkladı: “Biz oyuncular, saat kaç olursa olsun, soğuk-sıcak fark etmez bu koşullarda çırılçıplak bile çalışırız. Dolayısıyla soğuk, yağmur, kar bizim için vız gelir tırıs gider. O yüzden havanın hiçbir önemi yok. Önemli olan buradaki hava. Hep böyle olacak.”
Sönmez’e belki de bundan sonra hiçbir filminin Emek Sineması’nda gösterilemeyebileceğini söyler söylemez, “Öyle bir şeye izin vermemek için buradayız” yanıtını aldık.
Oyuncu Tarık Akan Sendika.Org’a yaptığı değerlendirmede Emek Sineması’nın Türkiye’nin en önemli sinemalarından ve kültür merkezlerinden bir tanesi olduğunu söyledi. Akan, “Tarihi eseri yerinden oynatmaya çalışıyorlar. ‘Oynatamazsınız’ diye bağırıyoruz” diye konuştu.
Oyuncu Ercüment Balakoğlu‘na Beyoğlu’nda sinema izlemenin ne demek olduğunu sorduk. Balakoğlu, eyleme katılan yüzlerce kişi gibi bunun anıları ve çocukluğu demek olduğunu vurguladı. Balakoğlu, “Sanatçı duyarlılığı böyle bir şey. Kendi başlarına aldıkları kararlar bizi hiç ilgilendirmiyor. Orası ancak, tadilat ve tamirat görebilir ama yıkılamaz” dedi.
Niçin eylemde olduğunu sorduğumuz oyuncu Barış Atay Emek Sineması’na sahip çıkmanın kendi emeğine sahip çıkmak olduğunu düşündüğünü ve binanın yıkılmasına asla izin vermeyeceklerini söyledi. Atay ayrıca, Beyoğlu’nda sinema izlemenin nostaljik bir şey olduğunu ama Beyoğlu’nda bir AVM’de sinema izlemenin aynı duyguyu vermeyeceğini belirtti.
Emek yoksa biz de yokuz
Emek sinemasının kendileri için anlamını sorduğumuz Mehmet Ali Alabora “Emek demek, aynı zamanda bizim mesleğimiz demek. Mesleğimizi yapabileceğimiz yer demek. Emek olmazsa, biz de olmamaya başlarız. Sonra AKM de olmamaya başlar. Sonra kültür de olmamaya başlar. Sonra kültür başkenti de olmamaya başlar. Onu üçüncü kata taşıyarak onun kültür merkezi halini koruyamazsınız. Dolayısıyla da burada bu sürecin içinde bütün aktörlerin olması gerekir. Onun için hep birlikte buradayız” diye konuştu. Alabora Oyuncular Sendikası adına “Emek yoksa biz de yokuz” mesajı verdi.
Oyuncu Gürgen Öz‘e, attıkları “Emek bizim emeğimiz” sloganının ne anlama geldiğini sorduk. Öz, “Orası hepimizin, orada anılarımız var, kültür hayatımız var, sanat hayatımız var. Onu sadece birileri bir proje yapacak, o projeden para kazanacak diye öylesine bu binayı yıkıp yok edemezler. Kamu vicdanı var” diye yanıt verdi.
Mimarlar Odası’nın dövizini taşıyan Yeşim Doğan da bir İstanbullu olarak Emek’in herhangi bir şekilde değişmesini istemediğini söyledi. Dünyanın her yerinde tarihi eserlerin korunduğunu söyleyen Doğan, “Yani böyle revizyon bahanesiyle değiştirmek olmaz, olduğu gibi saklanması lazım” dedi. Çocukluğundan beri Beyoğlu’nda sinema izlediğini kaydeden Doğan, “Bu binaları yok ederseniz, buralardaki tüm yaşanmışlıkları, kültür
ü yok edersiniz. O zaman da İstanbul, İstanbul olmaz zaten. ‘Emek’i kaybetmek istemiyoruz” ifadelerini kullandı.
Çarşı yıkıma karşı
Beşiktaş atkısını kaldırarak eylemde yer alan Bülent Ergenç‘e “Çarşı neden Emek’in yıkılmasına karşı?” diye sorduk. Ergenç, bizi “Çarşı her türlü zorbalığa, her türlü olumsuzluğa karşı, halk için yararlı olmayan her şeye karşıdır. Biz halk için, emekçiler için, sanat için olan her şeyin yanındayız” diye yanıtladı.
Sendika.Org