12 Eylül 1980 darbesinin ardından üniversitelerde baskı ve denetim mekanizması olarak 6 Kasım 1981’de kurulan Yükseköğretim Kurumu, 30. yılında Ankara’da protesto edildi YÖK’ü de, reformlarını da istemeyen üniversiteliler, “Eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim için YÖK’e hayır” demek için sokaklardaydı. Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü’nde bir araya gelen üniversiteliler, Cebeci Kampüsü’nde yaptıkları yürüyüşle üniversitelileri eyleme çağırdılar. Hacettepe […]
12 Eylül 1980 darbesinin ardından üniversitelerde baskı ve denetim mekanizması olarak 6 Kasım 1981’de kurulan Yükseköğretim Kurumu, 30. yılında Ankara’da protesto edildi
YÖK’ü de, reformlarını da istemeyen üniversiteliler, “Eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim için YÖK’e hayır” demek için sokaklardaydı. Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü’nde bir araya gelen üniversiteliler, Cebeci Kampüsü’nde yaptıkları yürüyüşle üniversitelileri eyleme çağırdılar. Hacettepe Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Gazi Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi’nden yüzlerce üniversiteli; Kurtuluş’tan yolu trafiğe kapatarak Ziya Gökalp Caddesi’ne yürüdü.
Üniversitedeki gerici ve piyasacı dönüşümün karşısında olan üniversiteliler; “AKP’ye, YÖK’e, polise, paralı eğitime, BAŞKALDIRIYORUZ”, “YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek” diyen yüzlerce üniversitelinin “Eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim” talebi Ankara sokaklarında yankılandı. Yüksel Caddesi’nde basın açıklaması yapan üniversiteliler, yaptıkları açıklamada;
” -YÖK, üniversitede toplumsal duyarlılık yerine apolitikliği, dayanışmanın yerine rekabeti dayatan, kısacası toplumsal bir özne olan bireyi yalnızca kendi çıkarlarına yönelten bir kurumdur
-YÖK, eğitim hayatına başladığımız ilk günden bu yana zihnimize kazınmaya çalışılan ırkçı/şoven ders müfredatı olarak karşımıza çıkmaktadır
-YÖK, kampüs içinde ve yurtlardaki kameralar, parmak izi okuyucuları, turnikeler ve Özel Güvenlik Birimi (ÖGB) ile biz öğrencilerin güvenliklerini sağladığını iddia ederek, aslında öğrencileri denetim altına alıp kendi iktidarlarına bir tehdit olmaktan çıkarmak için sunî bir güvensizlik ortamı yaratmaktadır
-YÖK,ün insanların en temel hakkı olan anadilde eğitim alma hakkını bile tanımayan bu ırkçı/şoven sistem, eğitimi insanlara dair bir hak olarak görmekten öte, sermayenin rant sağlama aracı olarak kurgulanmaktadır
-YÖK, eğitim hakkının piyasalaştırılmasıdır ” diyerek YÖK’ün de reformlarının da üniversitede yeri olmadığını belirttiler.
Kaynak: www.kolektifler.net