5 Kasım Cumartesi günkü yazımda, “Yunanistan Ne ki, İtalya’dan Korkun” demiştim. İtalya’yı biraz daha mercek altına alalım. Çünkü İtalya, heybeki asıl büyük ayvadır, dananın esas kuyruğudur. Almanya ve Fransa’dan sonra, Avro alanının üçüncü büyük ekonomisi olan İtalya, 2.1 trilyon dolarlık milli geliri, 60 milyon nüfusu ile, kriz üssü gibi gösterilen Yunanistan’ın tam 7 katı büyük […]
5 Kasım Cumartesi günkü yazımda, “Yunanistan Ne ki, İtalya’dan Korkun” demiştim. İtalya’yı biraz daha mercek altına alalım. Çünkü İtalya, heybeki asıl büyük ayvadır, dananın esas kuyruğudur.
Almanya ve Fransa’dan sonra, Avro alanının üçüncü büyük ekonomisi olan İtalya, 2.1 trilyon dolarlık milli geliri, 60 milyon nüfusu ile, kriz üssü gibi gösterilen Yunanistan’ın tam 7 katı büyük bir ekonomi ve deprem üssü olması. AB’nin yaklaşık 11 trilyon dolarlık kamu borç stokunun dörtte biri tek başına İtalya’ya ait, Yunanistan’ınkinden 7 kat büyük. İtalya’nın kamu borçları, milli gelirinin yüzde 120’si dolayında (Maastricht kriteri yüzde 60, Türkiye’ninki yüzde 42).
İtalya’da son 5 yılın temel sorunu düşük büyüme hızları ve kamu maliyesindeki kötüleşme. İtalyan İstatistik Kurumu ISTAT’ın verilerine göre küresel krizin hemen arifesinde ancak yüzde 1,5 büyüyen İtalyan ekonomisi 2008’i yüzde 1,3, 2009’u yüzde 5,2 küçülme ile tamamladı. Bu iki daralma yılının ardından 2010 ve 2011 yıllarının büyüme performansı çok düşük gerçekleşti. Düşük büyüme sonucu, işsizlik de 2 puan arttı ve yüzde 8’e çıktı. Özellikle genç işsizliğinin son 5 yılda 8 puan artarak yüzde 28’e çıkması ürkütücü.
Son G-20 toplantısında, İtalya’ya IMF gözetiminde kamu borç yükünü azaltması telkini yapıldı . IMF’ce gözaltına alınmaya, Berlusconi itiraz etmedi. Şimdi bütün mesele IMF işbirliğinde düzenlenecek kemer sıkıcı politikaları “sokağa” kabul ettirmede. Yunanistan’daki gibi, sokağın sert muhalefeti, iktidarı terletecek.
Kamu harcamaları, 2000 yılında milli gelirinin yüzde 46’sı dolayında iken izleyen dönemde hızla artarak 2009’da milli gelirin yüzde 52’sine kadar çıkmış bulunuyor. Artışta, sosyal güvenlik açıklarının finansmanı ve sağlık harcamalarının tırmanışı ile demiryollarının açıkları etkili olmuş. Bu alanlara yapılan kamu harcamaları milli gelirin yüzde 30’unu aşıyor. Dolayısıyla, kemer sıkma politikaları esasta sağlık ve sosyal güvenlik üstünden yapılmak istenince halkın, sokağın tepkisi ile karşılaşacak.
Çin ve diğer Asyalıların, talep edilen yardım karşılığı Avrupa’dan koparacakları her taviz, Türkiye için pazar kaybı demek. Yunanistan’dan çok İtalya’nın yol açacağı sarsıntının Türkiye ekonomisine faturası kabarık olur. Türkiye’nin dış ticaretinde yüzde 6’lık payı olan İtalya, 6 alıp 10 satarak üstünlüğünü koruyor. İtalya’nın Avrupa iklimini soğutması, Türkiye’nin dış ticaretini ve umudunu bağladığı sıcak para akışını olumsuz etkiliyor. Özellikle Fiat otomobillerinin belli modellerini sipariş alarak üreten Koç Grubu için İtalya önemli. Koç’un Yapı Kredi Bankası’nda yabancı partneri İtalyan UniCredit ve banka, zor günler geçiriyor.