Senoz vadisinde HES projesi mahkeme tarafından iptal edildi. Rize İdare Mahkemesi bakanlığın ‘ÇED gerekli değildir’ raporu vermeyi otomatik hale getirmemesi” gerektiğini vurguladı. Rize İdare Mahkemesi bu kez de Senoz Vadisindeki bir başka HES projesi için ‘iptal’ kararı verdi. Rize İdare Mahkemesi’nin geçtiğimiz gün Senozluların eline ulaşan 22.06.2011 tarihli iptal kararında, dönemin Çevre ve Orman Bakanlığı […]
Senoz vadisinde HES projesi mahkeme tarafından iptal edildi. Rize İdare Mahkemesi bakanlığın ‘ÇED gerekli değildir’ raporu vermeyi otomatik hale getirmemesi” gerektiğini vurguladı.
Rize İdare Mahkemesi bu kez de Senoz Vadisindeki bir başka HES projesi için ‘iptal’ kararı verdi.
Rize İdare Mahkemesi’nin geçtiğimiz gün Senozluların eline ulaşan 22.06.2011 tarihli iptal kararında, dönemin Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 30.07.2009 tarih ve 8 sayılı ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararının ‘hukuka ve mevzuata uygun bulunmadığı’ sonucuna vardı.
Rize’nin Çayeli ilçesine bağlı Senoz Vadisi üzerinde, Çataldere Köyü, Çataldere ve Ligovi Dereleri üzerinde Koçoğlu/Atabey enerji firmaları tarafından yapımı planlanan 20,5 megavat kurulu gücündeki Uzundere-2 Regülatörü ve HES projesi için daha önce de Rize İdare Mahkemesi, aynı gerekçelerle 2 kez ‘yürütmeyi durdurma’ kararı vermişti.
Bakanlıktan tuhaf savunma
Çevre ve Orman Bakanlığı adına, duruşma sırasında yapılan savunmada şu ifadeler yer aldı: “‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı gerekli prosedür işletilerek verildi. Söz konusu karar, aynı proje için daha önceden verilen ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararının Rize İdare Mahkemesinin kararı ile iptal edilmesi üzerine yeniden hazırlanan ‘Proje Tanıtım Dosyası’ incelenerek alındı. Mahkeme kararından belirtilen eksikliklerin giderilmesi için proje sahibi şirkete yeni çalışmalar yaptırılarak taahhütler alındı. Alınan kararın usule ve yasaya uygunken dava haksız açıldı.”
Mahkeme, Bakanlığın bu yöndeki itiraz ve taleplerini yerinde görmedi.
Bakanlık ‘ÇED gerekli değildir’ raporunu otomatik hale getirdi
Mahkeme kararında yer verilen Bilirkişi Raporundaki, ‘projenin üç kademeli olarak planlandığı, 1. kademe Çataldere-I Regülatörü ve HES tesisleri, 2. kademe Çataldere-II HES tesisleri ve 3. kademe ise Çataldere-III Regülatörü ve HES tesisleridir’ ifadelerinin yanında Bakanlığın, bu şekildeki projelere ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı vermeyi ‘otomatik hale getirmemesi gerektiğine’ de vurgu yapıldı.
HES projesiyle ilgili hazırlanan çeşitli dosya ve raporlarda bölgenin birçok özelliğinin görmezden gelindiği, eksikliler olduğu, çeşitli ölçüm ve kriterlerin yer almadığı belirtilen Bilirkişi raporundaki, saptamalara da yer verilen mahkeme kararında, bölgeye ilişkin hiçbir önlem çalışmasının yapılmadığı ve şirketin bütün eksik taahhütlerine karşın bunlara yeterince önem vermediği de vurgulandı.
“Bölgenin ekolojik yapısı incelenmeden…”
Mahkeme kararında ayrıca şunları vurguladı: HES projelerinde çevreye duyarlı davranılmadığını ve denetimlerde yetersiz kalındığı. Can suyunun, elektrik üretimi açısından değerlendirilemez su niteliğindedir. Proje, endüstriyel gelişme sağlarken, üstlenicinin çevresel bilinci, duyarlılığı, havza ve ekolojinin nasıl korunacağı, idarenin yeterliliği konusunda olumsuz bir model oluşturuyor.
Mevzuatta verilen ÇED sürecine sadece uyulması gereken formatsal bir süreç olarak bakılması ve yatırımcı şirket tarafından yerine getirilmesi gereken bir prosedür olarak görülmesi mevzuatın amacına a aykırıdır.
Mahkeme, ‘iptal’ kararında ayrıca bölgenin ekolojik ve doğal yapısının bilimsel ve teknik anlamda yeterince değerlendirilmediği, yapılan çalışmaların gerçeklerle örtüşmediği ve kabul edilebilir tespitlerin yapılmadığına da vurgu yaptı.
Sendika.Org