TOKİ, geniş alanları, düzenlenmiş yolları ve temiz havası ile Tuzla’nın Orhanlı Mahallesi’ne göz dikti. TOKİ’nin evleri tapulu on binlerce kişiyi yerinden etmek istemesine karşı halk barınma hakkı mücadelesine başlıyor Tuzla’nın Orhanlı Mahallesi’nde iki yıldır söylenti halinde dolaşan “istimlak çalışmaları” Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) pazarlık tebligatlarının ev sahiplerine ulaşması ile gerçeğe dönüştü. TOKİ, “pazarlık tebligatı” ile […]
TOKİ, geniş alanları, düzenlenmiş yolları ve temiz havası ile Tuzla’nın Orhanlı Mahallesi’ne göz dikti. TOKİ’nin evleri tapulu on binlerce kişiyi yerinden etmek istemesine karşı halk barınma hakkı mücadelesine başlıyor
Tuzla’nın Orhanlı Mahallesi’nde iki yıldır söylenti halinde dolaşan “istimlak çalışmaları” Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) pazarlık tebligatlarının ev sahiplerine ulaşması ile gerçeğe dönüştü. TOKİ, “pazarlık tebligatı” ile ev sahiplerini 15 gün süre zarfında pazarlık görüşmeleri için TOKİ Genel Merkezi’ne davet etti. Görüşmeye gidilmemesi halinde ise, tebligatlara, “Tahliye için dava açılacaktır” notunu ekledi.
Yaklaşık 5 bin kişiye ulaşan tebligatların ardından ise mahalle halkı toplantılar yaptı ve sonuç olarak, ortak hareket etmek amacıyla, kendi öz yönetimlerini kurdular. Adını ise “Dayanışma Komisyonu” olarak deklare ettiler. Komisyonun belirlediği kişiler, TOKİ ile görüşme yaptı ancak, görüşmelerden, hak sahiplerini memnun edecek bir sonuç çıkmadı. Bunun üzerine emekçiler, evleri üzerinde yürütülen, kendilerinin dışarıda tutulduğu senaryolara karşı, eylemlere başladı. Taleplerini daha gür ifade etmek ve kararlılıklarını göstermek için kadın, erkek, yaşlı, genç, çocuk sokaklara döküldüler.
Çileyi çok çekenler daha öfkeli
Barınma hakkı için mücadele edenlerin sayısı son yıllarda artarak devam ediyor. Sokaklara çıkan emekçiler arasında kadınlar daha görünür halde. Orhanlı’da da durum farklı değil. Çünkü, Orhanlı’nın çilesini en çok kadınlar çekmiş: Çamuru, susuzluğu, yolsuzluğu, elektriksizliği… Hepsi düzene girmiş, şimdi ellerinden alınmak isteniyor. Kadınlar, şimdilik evlerinin ellerinden alınması “girişimine” dahi tahammül edemiyorlar. Olası bir yıkım anında ise korkmayacaklarını ve izin vermeyeceklerini anlatıyorlar. “Bu iş asla gerçekleşmeyecek” diyorlar.
Yaşları 40’ın üzerinde, hatta 60’a merdiven dayamış kadınlar ile “o ihtimali” konuştuk. İhtimaline dahi öfkeliler, oldukça kararlılar… Zeliha Şahin, 8 nüfuzlu Orhanlı’da yaşıyor. 48 yaşında, sosyal güvenceleri bulunmuyor. Eşinin inşaatlarda çalışıp kıt kanaat kazanarak biriktirdikleri ile 14 yılda ancak bir gecekondu yapabilmişler. Şahin, “2 yıldır Orhanlı’da oturuyorum ama iki senedir de ağzımın tadı ile oturamadım. Biz burayı yaptık, yıkılacak diye başladılar. Ben yıktırmak istemiyorum. Elin villasından üstün benim gecekondum. Onun için komşumla birlikte eylem yapıyoruz” diyor.
‘Niye seçimden sonra?’
Emine Aydın, “Yemedik içmedik, bir adamın çalışması ile sonradan ev sahibi olduk. Şimdi elimizden alıyorlar. Biz nereye gideceğiz?” diye soruyor. Yıkılacak söylentileri nedeni ile psikolojilerinin bozulduğunu anlatan Aydın, “İki senedir uyku uyuyamıyoruz. Niye yetkili kimse gelmiyor? Yetkili biri gelsin de doğru dürüst bir ilişki kursun. Belediye ile kaç kere görüştük. Hep sorduk, ‘Öyle bir şey yok’ dediler. Niye seçimden sonra? Neden böyle?” diye soruyor.
Ama cevabını yine kendisi veriyor: “Mahsus böyle yapıldı. Ama kesinlikle, kimse de burada pes etmeyecek. Burası bizim kaçak yerimiz değil, tapusuz yerimiz değil. Vergilerimiz ile fazlası ile ödeniyor. Kesinlikle durmayacağız, beklemeyeceğiz.”
‘Bu yola baş koyduk’
Gönül Ertopçu, 20 yıldır Orhanlı’da oturduğunu anlatıyor. Askari ücret olan maaşlarını biriktirerek kendilerine ev yapmışlar. “Dişimizle, tırnağımızla, emeğimizle yaptık, kendi evimiz” diyor. Ertopçu, kararlılığını, “Kesinlikle yıktırmayı düşünmüyoruz. Bu yola baş koyduk. Sadece evimizi değil, Orhalı’yı bu hale getirene kadar çok uğraştık. Herkesin alınteri var burada. Kesinlikle yıktırmayız” sözleri ile belirtiyor.
Orhanlı’nın çehresi 20 yılda çok değişmiş. Bu değişim ise yine Orhanlı’da yaşayanların emekleri ve çabaları ile olmuş. Ertopçu, Orhanlı’nın değişen çehresini, “Çamurdu, su yoktu, yollar bile yoktu. Nasıl anlatayım! Marketimiz bile yoktu. Burayı biz bu hale getirdik. Biz başkanı (Belediye Başkanı) yola getirdik. Başkan sahip çıkmıyor bize” diye anlatıyor ve soruyor: “Bizim iyi yerlerde oturma hakkımız, şansımız yok mu? Bir sürü boş arazi var Orhanlı’da oraları yapsınlar, evlerimize niye göz dikiyorlar?”
‘Bunu böyle bilsinler’
Asiye Doğan, “Kimse bizi bölemez. Kimse bizi yıkamaz” diye anlatıyor. 24 yıldır Orhanlı’da oturduğunu söylüyor. Eskiden, 5 km uzaklıktan su taşıdığını, çocuklarını bile taşıdığı su ile yıkayabildiğini söylüyor.
“Dört tane fıtığım var, inan ki ameliyat olamıyorum. Evimizi yıktıramayız. Bunu böyle bilsinler. Korkmuyoruz biz onlardan ya! Onlar kim ki? Direneceğiz, sonuna kadar. Gerekirse ölürüm ben o ev için, yine de yıktırmam” diyor. 20 yıldır oturduğu evi için “Ne çileler ile yaptım. Çoluk çocuğumun rızkıdır. Vermeyeceğiz. Sonuna kadar savaşacağız” diyor.
‘Hazine malı değil ki haklılar diyelim’
Kibar Dilekli, istimlak edilmesine karşı kendilerinden neden vergi alındığını soruyor: “Hazine malı değil ki haklılar diyelim. Biz kendimiz yapmışız, kendi biriktirdiklerimiz ile inşa etmişiz. Neden şimdi elimizden almak için uğraşıyorlar? Uğraşsınlar bakalım, biz de vermeyeceğiz.”
Kaynak: Etha