Parlatılmış şirket isimlerini kazıyın; altından ucuz iş gücü, yasal olmayan çalışma koşulları, sendika düşmanlığı çıkacaktır. Hava taşımacılığı işkolunda ‘yer hizmetleri’nin yeri zaten ikinci sınıf olarak görülmektedir. Bir de üzerine taşeron işçisi olmak da eklenince ortaya ücretli köleler çıkmaktadır. İşsizlik oranının oldukça yüksek olduğu ülkemizde, yukarıda bahsedilen şartlara rağmen insanlar bu işlere bile girebilmek için iktidar […]
Parlatılmış şirket isimlerini kazıyın; altından ucuz iş gücü, yasal olmayan çalışma koşulları, sendika düşmanlığı çıkacaktır. Hava taşımacılığı işkolunda ‘yer hizmetleri’nin yeri zaten ikinci sınıf olarak görülmektedir. Bir de üzerine taşeron işçisi olmak da eklenince ortaya ücretli köleler çıkmaktadır.
İşsizlik oranının oldukça yüksek olduğu ülkemizde, yukarıda bahsedilen şartlara rağmen insanlar bu işlere bile girebilmek için iktidar parti örgütlerinden referans (hamili kart) bulmak zorunda kalmaktadır.
Elinde olan işi kaybetme korkusu, yeni bir iş bulamama kaygısı taşıyan çalışanlar; bırakın anayasal haklarını kullanmayı insani haklarını bile kullanamamaktadır.
İktidar partisi bizim gibi işyerlerini “işsizlik ve yoksulluktan bunalmış kitleleri” kendine taban yaratma aracı ve oy deposu olarak kullanmaktadır. İktidar partisi devletin olanakları ve özelleştirmelerle yaratılan, müteahhit, taşeron cennetinde hiç de küçümsenmeyecek bir desteğe sahip olmuştur.
Ülke, yapılan yabancı ortaklı ihalelerle uluslararası pazar haline getirilmiş, çok uluslu şirketlerin av sahasına çevrilmiştir.
İleri demokrasi söylemi yalan ve demagojiden ibaret kalmakta hak arayanlar baskı ve şiddete maruz kalmaktadır. Bağımsız yargı konusunda toplumun vicdanı yaralanmaktadır. Toplumun bilgi edinme hakkı, gazete ve yayın organlarına karşı sansür, baskı, adli işlemlerle ve keyfi gözaltılar ile engellenmektedir.
İktidar kendine Müslüman’dır. Toplumun inançlarını yaşam tarzı anlayışını kapitalistlerin çıkarları doğrultusunda kullanmaktadır.
Sonuç olarak;
Bu oyun bozmanın yollarından biri sendikal örgütlenmeyi yaratmak ve zaten hakkımız olanları almakla mümkün olacaktır.