Genelde uzun yazılar yazmakla eleştiriliyorum. Bu sefer kısa tutacağım. 5 Mayıs tarihli aktüel gündem değerlendirmesinde, çok yerinde bir tespitle, devrimcilerin sabit ve her seçimde uygulayacakları tek bir sandık tavrının olmadığı ifade ediliyordu. Yani devrimcilerin her seçimi boykot etmeyeceği ya da önlerine sandık geldiğinde, sadece o ana ilişkin, o an önlerine gelen seçeneklere (adaylara) göre siyaset […]
Genelde uzun yazılar yazmakla eleştiriliyorum. Bu sefer kısa tutacağım.
5 Mayıs tarihli aktüel gündem değerlendirmesinde, çok yerinde bir tespitle, devrimcilerin sabit ve her seçimde uygulayacakları tek bir sandık tavrının olmadığı ifade ediliyordu. Yani devrimcilerin her seçimi boykot etmeyeceği ya da önlerine sandık geldiğinde, sadece o ana ilişkin, o an önlerine gelen seçeneklere (adaylara) göre siyaset belirlemeyeceğini belirtiyordu. Bu genel tespitin yanında, halkın hakları mücadelesini yürütenlerin siyasi çizgilerini ise halkın hak mücadelelerini yaratma ve bu mücadelelerin aktif bir bileşeni olma şeklinde özetliyordu.
Bu tespitlerin ifade ettiği şey açık: Sistemi devam ettirme, onun arızalarını çözme misyonuyla oluşturulmuş bir meclis için mücadele edilemez.
Sandık siyaseti yapmadığımız açık, ancak bir oy verme olanağımız bulunduğu da bir o kadar açık. Keşke seçim günü kurulan sandıklarla başka bir ilişki kurma hakkımız olsaydı. Yani üstünde isimlerin yazılı olduğu oy pusulalarının yanında başka türlü de kendimizi ifade edebilseydik. Halkın hakları mücadelesi yürütenler ne yapardı, bilmiyorum. Ancak böyle bir hakkımız olsaydı ben şöyle yapardım.
Metin öğretmenimizi katlettiniz!
Dilşat’ımızı linçe giriştiniz!
Arkadaşlarımızı tutukladınız!
“Hopa’ya eşkıya indiğini bilmiyordum” dediniz!
“Bu arada, birisi ölmüş, üstünde durmuyorum” dediniz!
“Birisi panzerin üstüne çıkmış; kız mıdır, kadın mıdır; bilmiyorum!” dediniz!
Ve Halkevleri’ni hedef gösterdiniz sürekli!
En çok da Hopa’daki pankartı… Yani “tek yol sokak, tek yol devrim” yazanı.
Eğer seçimlerde istediğimizi yapma gibi bir hakkımız olsaydı, ben de verili oy pusulasına göre oyumu kullandıktan sonra, devrimcilerin oy pusulasını da atardım o sandığa; “tek yol sokak, tek yol devrim” yazan bir pusula!
Keşke böyle bir hakkımız da olsaydı da “hak, yasalardan önce gelir” sözüne gerek bulunmasaydı.