Bu yazı, Tunus´taki kitle gösterilerinin ikinci dalgası devrik lider Ben Ali´nin ardından yönetime geçen Ganuşi´yi de koltuğundan etmeden iki gün önce kaleme alındı Tunus Devrimi´nin ikinci dalgası Kahrolsun Ganuşi! İktidar Devrimci Halka! Kurucu Meclis isteyen, Ganuşi karşıtı yüz binler 25 Şubat Cuma günü Tunus´un başlıca şehir ve kasabalarının yollarında yürüdü. Gösterileri başlatan devrimci gençliğe göre […]
Bu yazı, Tunus´taki kitle gösterilerinin ikinci dalgası devrik lider Ben Ali´nin ardından yönetime geçen Ganuşi´yi de koltuğundan etmeden iki gün önce kaleme alındı
Kurucu Meclis isteyen, Ganuşi karşıtı yüz binler 25 Şubat Cuma günü Tunus´un başlıca şehir ve kasabalarının yollarında yürüdü. Gösterileri başlatan devrimci gençliğe göre diğer şehirlerdeki 100 binler dışında sadece başkent Tunus´ta 250 bin kişi yürüyüşlere katıldı. Tunus´taki bir haber kaynağı katılanların sayısını “100 binin üstünde” diye verdi. Kızıl Ay “Ben Ali´nin düşüşünden beri en büyük gösteri” dedi.
Göstericiler Burgiba Caddesi´nden Kasbah Esplanade´de olan Başbakanlığa kadar yürüdü. Gerçekte, devrimci gençlerin, emekçilerin, işsizlerin vs. sürekli gösterileri nedeniyle Ganuşi Kartaca Saray´ına kovalanmıştı. “Hükümet düşürülünceye kadar oturma eylemi” yazan koskocaman bir pankart gösteriyi yönlendiriyordu. Yığınların en çok attığı sloganlar, “Ganuşi dışarı”, “RCD dışarı”, “Cıvık komedi Yeter”, “Hükümet Utansın” idi. Hareket´in uluslararası karakterini gösteren, “Tunus´ta Devrim”, “Mısır´da devrim”, “Zafere Kadar Devrim” ve Kaddafi´ye karşı Libya devrimini destekleyen sesler de vardı.
Bu olağanüstü diriliş, 14 Ocak´ta, nefret edilen Ben Ali´yi deviren koca patlamanın yok olmadığını gösteriyor. Devrimciler birçok şehide mal olan ilk zaferini kazandıktan sonra, egemen sınıf ve eski rejimin politikacıları derhal perde arkasından, diktatör gitse bile rejimin devamı için komplo kurmaya başladılar.
Gerçekte, Tunus´ta egemen sınıfın karşı karşıya kaldığı -ve hala devam eden- sorun Ben Ali´nin sadece diktatör olması değil ama ailesinin Tunus´ta bütün yaşama ve ekonominin büyük bir kısmına hükmetmesiydi. Eski rejimin demokratik ve eksiksiz temizlenmesi bütün kapitalist sistem için tehlike arz ediyor.
İlk olarak, meşrulaştırmak için bazı “sol” muhalif partilerden birkaç görevli, bir blogcu ve sendikalardan birkaç kişinin de katılımıyla, bütün kilit bakanların Ben Ali bakanları olduğu “yeni” bir ulusal birlik hükümeti kurdular. Kitleler kesin bir devrimci içgüdü göstererek bu duruma kanmadılar. 24 saat içinde tabandan gelen baskı sonucu UGTT sendikası bu gülünç hükümetten çekildi. Bir dizi bölgesel genel grevden sonra Ganuşi 27 Ocak´ta RCD bakanlarının çoğunluğunu hükümetten çekmek zorunda kaldı ve sonra RCD´yi kapattığını açıkladı.
UGGT bürokratları bu hükümeti onayladı. Yığınlar yine bu durumu kabul etmedi. Eski rejimin en önde temsilcisi olan Ganuşi hâlâ başbakandı. Daha kötüsü, hükümet devrim esnasında ortaya çıkan ve idareyi ele alan değişik devrimci komitelerin gücünü yok etmek için bölgesel valiler atadı. Atanan 24 yeni validen 19´unun eski rejimle bağlantısı vardı! Kitle karşı gösterileri onları asker korumasında kaçmaya zorladı.
Bu hareketlerle birlikte grevler, iş bırakmalar, devlet daire ve şirketlerinde idarecileri ve müdürleri fiziksel olarak uzaklaştırmalar dalgası başladı. Ben Ali´nin görevden uzaklaştırılmasıyla yıllardan beri biriken bütün engellenmiş düş kırıklıkları ortaya döküldü. En sonuna kadar Ben Ali´ye bağlı kalan Genel Sekreter Abdüssalem Jerad´in halka devamlı yaptığı çağırılara rağmen, UGTT bürokratları grevleri engelleyemedi. Jerad grev çağırısı yapanların “karmaşa çıkarmak isteyen RCD´ye karşı ajan” olduklarını bile söyledi ve işe dönme talimatına uymayan sendikalara karşı işlem yapmakla tehdit etti.
Tunus Devrimi demokratik, sosyal ve ekonomik sloganlarla başladı. Hareketi başlatan devrimci gençlik iş, ekmek ve saygınlık için baskıya karsı mücadele ediyordu. Ben Ali´nin uzaklaştırılması hareketin ilk zaferiydi, ama şimdi isteklerine çözüm istiyorlar. Uzmanların hazırlayacağı anayasa hakkında boş laflar, hep birlikte ülkeyi yeniden kurmak ve sözde “devrimi koruma komiteleri” onlara iş ve ekmek sağlamayacak. Onları özellikle kızdıran, 20 Şubat´ta bütün gösterilerin yasaklanacağını açıklayan Başkan Ganuşi başta olmak üzere eski rejimin bütün sembollerinin hala yerli yerinde durması.
20 Ocak´ta on binlerce genç Kasbah´a doğru yürüdü ve oradaki gösteride yeni bir oturma eylemi yapmaya karar verdi. İstekleri gayet açık: Eski rejimden kesin kopuş, Ganuşi hükümetinin dağılması ve ülkenin geleceğine karar veren halkın seçtiği bir kurucu meclis. Dikkatleri dağıtmak için, UGTT´nin yolsuz liderleri yasal “sol” parti ve “sivil toplum” örgütleriyle işbirliğiyle “Devrimi Koruma Konseyi”nin kurulması için baskı yapıyordu. Gösterişli ismine rağmen kitleleri uyutmak için tasarlanan bu komitenin amacı açıktı: İş ve Özgürlük için Demokratik Forum (İÖDF-Ben Ali idaresinde yasal muhalefet) lideri Khalil Zaouia´ya göre “yeni hükümeti meşrulaştırmak”. Ortaya çıkan sorun, böyle bir komiteyi kimin kurup üyelerini kimin seçeceği. UGTT ve İÖDF idarecilerinin düşüncesi Ganuşi Hükümetini sözde denetleyerek halkın çıkarlarını koruyormuş gibi bir izlenim yaratmaktı.
Hükümet partilerinin tümü bu düşünceyi anında reddetti. Var olan hükümetin üstünde veya yanında onu denetleyen bir başka kurula ne gerek var, dediler. Egemen sınıf açısından ana sorun çözülmüş değil: Kitlelerin gözünde ne hükümet ne de Komite veya Konsey yasal; özellikle çünkü devrimi yapan kitlelerin acil isteklerini karşılayabilecek durumları yok.
Tunus Komünist İşçi Partisi´nin (TKİP) öncülüğünü yaptığı sol kanat ve sol ulusçu örgütler koalisyonu 14 Ocak Cephesi Ganuşi hükümetine karşı gittikçe artan öfkeyi yönlendirmeyi başaramadı. Cephe´nin hükümetin düşmesini, kurucu meclisi, eski rejim temsilcilerinin mallarının kamulaştırılmasını ve devrimci bir ulusal sözleşme isteyen ileri bir programı varsa da bu istekler için mücadele edecek bir hareket örgütlemeyi başlatamadı. Cephe 12 Şubat´ta 8 bin kişinin katıldığı bir toplantı yaptı- çok etkileyici ve coşkulu bir toplantı ama bu sadece bir toplantı oldu. Hiçbir öneri yapılmadı, hiçbir karar alınmadı.
14 Ocak Cephesi devrimi savunmak için ulusal bir toplantı çağrısında bulunacağı tehdidini getirdi. Böyle bir kurul, eğer değişik şehirler, bölgeler, iş yerleri ve okulların devrimci komiteleri tarafından seçilmiş temsilcilerden oluşursa, devrimci bir hükümetin temelini atabilir. Ama, Cephe ve en büyük gücü TKİP böyle bir toplanmayı örgütlemeye başlamak yerine sadece lafını ettiler. Devrimi izleyen ve sürekli haber veren Alma Allende ilgili bir olayı anlattı. 20 Şubat´ta, on binlerce kişi Kasbah´ta toplanıp yeni oturma eylemi başlattıkları zaman Cephe´den iki üye “işgali kimin örgütlediğini öğrenmek” için olay yerine geldiler. Bir tanesi “Gerçek bizden daha hızlı ilerliyor” dedi. Olaylar acınacak bir durumda. Gerçek bir komünist parti kitlelere önderlik ederek adına layık olduğunu kanıtlamalı. Doğru sloganları kullanmak önderliğin önemli bir özelliği, ama devrim sırasında bir komünist örgütü pratikte de önder olmalı. Bu durumun en şaşırtıcı yanı, bütün yasal siyasal partilerin kitleleri yanıltmak için yoğun çabası ve hükümet karşıtı solun pratik bir seçenek yaratamamasına rağmen, devrimci halk, hareketi bu düzeyde canlı tutmayı başardı. Bu Tunuslu emekçilerin ve gençliğin bilincinin yüksek düzeyini gösteriyor.
Kasbah´ın 20 Şubat´ta yeniden işgalinden sonra yeni bir gösteri dalgası bütün Tunus´a yayıldı. Gençliğin, özellikle her gün sür
ekli sokaklara çıkan on binlerce liselinin katılımı en önemli destek oldu. Broşürlerin dağıtımı, pankartlar, facebook ve twitter kullanarak haberleri ulaştırma (Takriz gibi grupların rolü büyük) sonucu bugünkü büyük gösteri oldu. Gösteriler bütün ülkede etkili oldu ve hafta boyunca hemen her gün Gabés (21 Şubat), Ben Guerden ( 21 Şubat) Monastır (21 Şubat), Sfax (22 Şubat), Redeyef (22 Şubat), Kairouan (23 Şubat), Sousse (23 Şubat), Djerba (video) ve birçok başka yerde gösteriler oldu.
Eski rejimin temsilcisi olarak Ganuşi karşıtı hava yaygın ve köklü. 24 Şubat´ta yapılan bir kamuoyu yoklaması halkın yüzde 50.6´sının hükümetten hoşnut olmadığını gösterdi (ve sadece yüzde 33´ü olumlu buldu). Aynı yoklamada halkın yüzde 62´si en büyük sorunun işsizlik olduğunu belirtti. Yoklamada halkın yüzde 83´ünün var olan partilerin hiçbirini tutmadığı ortaya çıktı! Halk, haklı olarak Ben Ali zamanında yasal olan partileri eski rejimle bir tuttuğu için bu partilere kuşku ile bakıyor.
Yoklamaya katılanların sadece yüzde 3.1´inin dinci parti Ennahdha´yi desteklemesi, burjuva yorumcuların yaydığı, bu ülkelerde batı yanlısı diktatörlerin desteklenmesini İslam gericiliğinin yükselmesini önlemek için olduğu iddiasını çürütmesi bakımından ilginç. 19 Şubat Cumartesi günü yapılan büyük gösteride Tunus toplumunun laik karakterini savunan kadınlar çoktu.
Bugünkü hareket etkileyici idi ama sorun sonra ne olacağı. Ben Ali sadece yoğun gösteriler sonucu değil ama onu izleyen her bölgede yapılan yoğun grevler sonucu devrildi. RCD bakanlarının devrimci hareketin zorlamasıyla görevden alınması aynı şekilde oldu. Kitlelerin gösterileri Ganuşi´nin görevden alınması için yeterli olmayabilir. Gösterilere bağlantılı bölgesel grevler ve sonuçta ulusal bir genel greve gidilmesi gerek. Sorulacak soru: “Ülkeyi kim idare ediyor, yasal olmayan hükümet mi yoksa devrimci halk mı?”
UGTT yönetiminin ikici Ganuşi hükümetini kabul etmesi bizi yanıltmasın. UGTT´nin çoğunluğunu oluşturan bölgesel federasyonlar ve ulusal sendikalar bu karara karşı çıktı. Bütün devrimci sendikaların her kademesindeki eylemcilerin görevi bu kararı geri aldırmak ve aynı zamanda Jerad başta olmak üzere UGTT´yi eski rejimin ajanlarından temizlemektir.
Yanıtlanması gereken bir başka soru: Hükümet düşerse yerine kim gelecek? Var olan bölgesel komitelerin güçlenmesi, bütün yörelere, işyerlerine, okullara ve üniversitelere yayılması, yapılarını ve işlevlerini demokratikleştirmeleri ve bütün yerel ve bölgesel ulusal kesimlerden seçilen ve gerekirse görevden alınabilen temsilcilerle yakın ilişkiler kurması gerek. Bugünkü durumda, devrimci komitelerin delegelerinden oluşan bir toplantı, demokratik ve devrimci bir kurucu meclisi kurmakla görevlendirilmiş geçici devrimci konseyin temeli olabilir. Böyle bir toplantı eski rejimin yapısını temelinden yıkarak, ülkenin geleceği hakkında demokratik bir şekilde karar verebilir.
Bu demokratik komiteler, şu anda birçok yerde zaten var olduğu gibi, günlük yaşam ve halkla ilişkileri (hizmet, düzen, seferberlik, haberleşme vs) düzenlemekle yükümlü olmalı. Bir başka deyişle, komiteler, Tunus halkının meşru temsilcileri olarak, idareyi ele almalı ve Ganuşi´nin gayrimeşru hükümetini devirmeli.
Tunus toplumunun yeniden düzenlenmesi Trabelsi ailesinin servet ve mal varlıklarına el koymakla ve Ben Ali rejiminin özelleştirdiği bütün şirketlerin kamulaştırılmasıyla başlamalı. Bu servet işçilerin demokratik kontrolü altında olmalı ve işsizlik ve yoksulluk sorunlarına çözüm getirecek kamu hizmetleri, hastane, okul, yol ve altyapı inşa planının ana kaynağı olmalı.
Tunus devrimi bütün Arap dünyasını saran devrim dalgasının esin kaynağı oldu bile. Sadece diktatörü değil onun hizmet ettiği devasa kapitalist sistemi de yıkarsa, o zaman yüzyıllar boyu sömürünün ve baskının zincirini taşımış milyonlarca işçi ve genç onun izinden yürür.
* Kahrolsun Ganuşi!
*Eski Rejim Yıkılsın!
*UGTT´de Devrimci Temizlik!
*Genel Grev ve Kitle Gösterileri!
*Geçici Devrimci Konsey´i seçmek için Ulusal Devrimci Komiteler Toplantısına!
*Devrimci Kurucu Meclis!
*İktidar Devrimci Halka!
Tunus´tan en son habere göre, bugünkü yoğun gösterilerden sonra Ganuşi Hükümeti seçimlerin “en geç Temmuz ortasında” yapılacağını açıkladı.
Devrimci işçilerin ve gençlerin hareketini söndürmek için başka bir girişim. Şimdiki hükümetin seçim yapmaya hakkı yok. Gerçek demokratik bir seçim yapılabilmesi için, önce eski rejimin bütün kurumlarının temizlenmesi gerek. Tunus işçileri ve gençliğinin, demokratik yollarla seçilmiş devrimci kurucu meclis aracılığıyla, istediği rejimi seçmeye hakkı var. Ganuşi hükümeti bir eliyle havuç sallarken, öteki eliyle de sopa kullanarak İçişleri Bakanlığı önünde gösteri yapanlara karşı gaz bombası kullanan polisi (Ben Ali´nin polisi) ve uyarı ateşi açan askeri gönderdi.
25 Şubat 2011, Cuma
[Marxist.com´daki İngilizcesinden Emine Kunter tarafından 5deniz.net (Sendika.Org) için çevrilmiştir]