Deprem, Japonyalı emekçilere neoliberalizmin en berbat ve en acımasız yüzünü gösteriyor. Emekçiler, şiddetini artıran felaket ve hükümetin tutumu karşısında dayanışmaya çağırıyor Durum gün be gün kötüleşiyor, işçi desteğine gereksinim var Felaketin etkisi altındaki bölgelerde durum gün be gün kötüleşiyor. Bugün, felaketin bilânçosunun 5 bin ölümden fazla olduğu tahmin ediliyor. 14 binden fazla insan kayıp ve […]
Deprem, Japonyalı emekçilere neoliberalizmin en berbat ve en acımasız yüzünü gösteriyor. Emekçiler, şiddetini artıran felaket ve hükümetin tutumu karşısında dayanışmaya çağırıyor
Durum gün be gün kötüleşiyor, işçi desteğine gereksinim var
Felaketin etkisi altındaki bölgelerde durum gün be gün kötüleşiyor. Bugün, felaketin bilânçosunun 5 bin ölümden fazla olduğu tahmin ediliyor. 14 binden fazla insan kayıp ve hâlâ ulaşılmamış yerel bölgeler mevcut. Sığınak ve hastanelere yeteri kadar yiyecek, yakıt ya da ilaç verilmiyor, bu da ölümlere ve ciddi miktarda göçlere neden oluyor. Felaket alanı yaşamla ölüm arasındaki bir savaş alanı halinde.
Başta olan Kan yönetimi gerekli yardım önlemlerini tamamen bırakarak giderek daha da kötüleştiren faciaya yöneldi. Hükümetin yetersizliğini ve beceriksizliğini herkes açıkça görüyor. Felaket bölgesine hiçbir su, gıda, elbise ve yakıt tedarik edecek örgütlenme mevcut değil. Anında ölümden zar zor kurtulmuş sığınmacılar şimdi de müthiş bir soğuk ve açlıkla yüz yüzeler.
Her türlü kamu eylemini mutlak kontrolü altına alması hükümetin temel alanlarda donup kalmasına neden oldu. Kan hükümeti yönetme gücünü tamamen yitirdi. Ama bu yeteneksizliği onun halka başka yardım çabalarını durdurmasını engellemiyor. Başbakan Kan bağımsız kurtarma işçilerini kontrol altına almak için, TSUJIMOTO Kiyomi ve YUASA Makoto gibi STÖ kurucularını “gönüllü yardım eylemleri”nin başına geçirmiştir.
Açlıktan ve radyasyondan kurtulmak için deprem bölgesinden kitlesel bir kaçış söz konusuyken hükümet bunu “nizamsızlığı önlemek” bahanesiyle önlemeye çalışmaktadır. Yönetici sınıfın şu anda tek kaygısı halkın kızgın sesini şiddetle bastırabilmek ve kamuda güvenlik yaratmaktır.
Yaşama Savaşı
Etkilenen bölgelerde halk yaşam savaşını bağımsız örgütlenmelerle sürdürmekte ve ciddi sorunları ancak bu yolla çözmeye çabalamaktadır.
Çok sayıda işçi yaşam koşullarını düzeltmek ve toplumsal işleyişi yeniden kurabilmek için gece gündüz çalışmaktalar. Radyasyon bölgesinde giderek artan radyasyona rağmen 200’den fazla işçi kendi yaşamlarını tehlikeye atarak yıkılan nükleer santrallerde görev yapıyorlar.
Felaket bölgesindeki insanları umutsuzluğa düşürmemeliyiz. Bütün gücümüzle Japonya’nın her yerinde destek eylemleri örgütlemek bizim görevimizdir.
Felaketin gerçekleri açıklansın
Zarar gören nükleer santraller bir felakete dönüşmekteler. Birçok ülke Japonya’da bulunan vatandaşlarına ülkeyi terk etmelerini söyledi. Amerikan hükümeti vatandaşlarına kaza bölgesinden en az 80 kilometre uzaklaşmalarını bildirdi. Hâlbuki Japon hükümeti “ölçülen radyasyon derecesinin sağlığa hiç de zararlı olmadığını” tekrarlayıp duruyor. Bunların boşaltma emri kaza noktasından sadece 20 kilometre çevresi için geçerli. Gerçekte ise nükleer kompleksin 6 birimi tamamen kontrol dışında olup, felaketi önleyecek etkili hemen hiçbir önlem mevcut değildir. Hâl böyleyken, hükümet tarafından eldeki krizin ciddiyeti ya da gelişen tehlike konusunda kesin ve detaylı bir açıklama verilmemektedir.
Kitlesel işten çıkartmalar şimdiden başladı
Sadece Japonya’nın kuzeydoğusunda değil, Tokyo’nun bütün çevresindeki metropol bölgesinde de elektrik şirketleri tarafından uygulanan büyük ölçekte elektrik kesintileri on milyonlarca aileyi zorda bırakmaktadır. Pek çok işçi ulaşım olanaklarından yoksun bırakılmıştır. Bu işçiler daha önce trenlerin çalışıp çalışmadığı ya da çizelgelerine uyup uymadığı bildirilmediğinden ve yeteri kadar da benzin olmadığından işlerine gidememektedirler.
Depremin dolaylı ya da dolaysız vurduğu çok sayıda fabrika ve büro kapanmış, buralarda işçiler kitlesel bir işten çıkartmayla karşılaşmışlardır. Düzensiz işlerde çalışan işçiler için ise bu hem şimdi hem de gelecekte yaşamlarını kazanma yollarının kaybolması anlamına gelmektedir. Çok büyük bir işçi kesimini olağanüstü kötü şartlar beklemektedir. Ekonomik çöküntü işçi sınıfına anında taşınamaz bir yük yüklemektedir.
Deprem, emekçilere neoliberalizmin en berbat ve en acımasız yüzünü göstermektedir.
Biz hiçbir zaman, hatta inanılmaz zorluklar karşısında bile aydınlık geleceğe olan umudumuzu yitirmedik. Ve işçilerin birleşik gücüne karşı sarsılmaz güvenimizle mücadelemize devam etmeye de kararlıyız.
Felaket bölgesindeki halka yardım çalışmalarını işçilerin elinden düzenleyelim!
Hükümetin felaket konusunda gerçekleri açıklamasını ve halkı güvelikli yerlere taşımasını talep ediyoruz!
Deprem bahanesiyle işten çıkartmalara hayır!
Yardım malzemelerinizi ve katkılarınızı aşağıdaki adreslere gönderebilirsiniz:
People’s Earthquake Relief Center
c/o National Coordinating Center of Labor Unions
Gohodo- Ito bldg. 5th Floor,
2-4-10 Moto-Asakusa, Daito-ku, Tokyo, Zip Code 111-0041, Japan
Tel.: +81-03-3845-7461
Fax: +81-03-3845-7463
Derhal bütün nükleer santraller durdurulsun!
Deprem bahanesiyle işten çıkartmalara hayır!
14 Mart 2011
[Doro-chiba.org’daki İngilizcesinden Mehmet Bayram tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir]