Gördüğümüz ve dokunduğumuz her yerde bizim ellerimizin hüneri, alnımızın teri var. Ama onların düzeninde bizler yok sayılırız. Yaşadıklarımız öfke oluyor, öfkemiz birikiyor. Bizim de günlerimiz gelecek… Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 12 Aralık günü Siirt’te katıldığı toplu açılış töreninin ardından inşaatı devam eden Alkumru Barajı ve Hidroelektrik Santrali’nde (HES) incelemelerde bulundu. Erdoğan, gazetecilerin “Doğu ve Güneydoğu […]
Gördüğümüz ve dokunduğumuz her yerde bizim ellerimizin hüneri, alnımızın teri var. Ama onların düzeninde bizler yok sayılırız. Yaşadıklarımız öfke oluyor, öfkemiz birikiyor. Bizim de günlerimiz gelecek…
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 12 Aralık günü Siirt’te katıldığı toplu açılış töreninin ardından inşaatı devam eden Alkumru Barajı ve Hidroelektrik Santrali’nde (HES) incelemelerde bulundu. Erdoğan, gazetecilerin “Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine yapılan yatırımları desteklediğinizi her konuşmanızda dile getiriyorsunuz. Bölgeye yatırım yapmayı düşünen yatırımcılara neler dersiniz?” sorusuna da, “Bazıları vatanseverliğin tanımını yapıyorlar, milliyetçiliğin tanımı yapıyorlar. İşte ‘gerçek vatanseverlik, gerçek milliyetçilik bu diyorum. Başka türlü bunun tanımı olmaz’ yanıtını verdi.
Başbakan Erdoğan’ın teşekkür ettiği Limak Grubu Başkanı Nihat Özdemir de 270 MW kapasitesi ile Türkiye’nin üretim lisanslı en büyük özel sektör HES’i için “1750 kişiyle, günde 2 vardiya çalışıldı. Hedefe kilitlendik, 2010 yılı sonunu hedef koyduk ve 500 milyon metreküp beton dökülen bu barajı 36 ayda tamamladık. Bu bir Türkiye rekoru değil, dünya rekorudur. Bunu normal şartlarda özel sektörde bir yatırımcı 5 yıldan önce bitiremezdi. Yatırımcı kamu olsa yapımı 7-10 yıl sürerdi… 465 milyon dolarlık emsallerine göre daha düşük maliyeti ile ayrıca rekor kırdık.” dedi.
Başbakan’ın “vatansever” ilan ettiği “rekortmen” Limak Grubu bu barajı nasıl yaptı acaba?
Alkumru Barajı iş güvencesi olmayan, çalışma saatleri uzun ve kötü şartlarda çalışan işçilerin emeğiyle yapıldı.
17 Mart’ta işçiler iş bıraktı. Mağdur olduklarını söyleyen işçi Mehmet Akgün “Yaklaşık iki yıl oldu bu barajda görev yapıyorum. Günde 12 saat görev yapıyoruz. İki dakika ihtiyaç molası verdiğimiz zaman derhal tutanak tutuluyor. Anında işten attırma tehdidinde bulunuyorlar. Çok sayıda arkadaşımız bu şekilde işten atıldı” dedi. İşçi İbrahim Yücel de “Dışarıdan getirtilen elemanla aynı saat ve aynı işi yapıyoruz. Yabancıya 1.200 TL, Siirtlilere ise 700 TL para veriliyor. Bunun neresi adalettir. İş güvencemiz yoktur. Biz meslek öğrenmek ve işimizi idame etmek için çalışıyoruz. Ancak yetkililer işçilere insan muamelesi yapmıyor” diye sorunlarını ifade etti.
Bütün HES inşaatlarında söylenen “Gittiğimiz yerde istihdam sağlıyoruz” yalanı da ortadaydı. Aksine vasıfsız işler için yöreden az sayıda insan işe alınmış ve ayrımcılığa uğramıştı. İşçiler yoğun bir çalışma temposuna tabi tutulmuş, iş güvencesi olmadan düşük bir ücretle çalışmıştı. Hem de Siirtlilerin “eniştesi” Başbakan’ın, vatansever ilan ettiği bir firma tarafından…
Alkumru Barajı işçilerin ölümleri ve yaralanmaları pahasına hızlı ve düşük maliyetle yapıldı.
8 Şubat’ta yaklaşık 10 metre yükseklikte kalıp işi yapan 20 yaşındaki Ertan Yıldız ve 46 yaşındaki İmdat Çelik düşerek yaralandılar. Yıldız ve durumu ağır olan Çelik Siirt Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı.
21 Haziran’da Sadık Zeyrek’in kullandığı, işçileri taşıyan 56 M00 47 plakalı minibüs, Meydandere köyü yakınlarında devrildi. Sadık Zeyrek’le birlikte 45 yaşındaki Adil Pişkin, 25 yaşındaki Ekrem Nas, 35 yaşındaki Zeki Sezgin, 32 yaşındaki Muhammed Baykara, 28 yaşındaki Hüseyin Ulusal, 39 yaşındaki İdris Pişkin, 36 yaşındaki Ramazan Erten, 40 yaşındaki Tevfik Böke, 36 yaşındaki Murat Aktaç, 26 yaşındaki Selim Şen, 36 yaşındaki Ubeyt Yıldız ve 28 yaşındaki Zeki Baykara yaralandı. Durumu ağır olan Zeki Sezgin, Van Yüzüncü Yıl Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edildi. Diğer yaralılar Siirt’teki çeşitli hastanelerde tedavi altına alındı.
18 Eylül’de barajın temeline beton dökme işlemi yapılırken, betonun boşaltıldığı göbek ve kalıplarda çökme meydana geldi. Beton ve kalıp yığınları arasına sıkışan 39 yaşındaki Ramazan Taş ile kardeşi 27 yaşındaki M. Selim Taş yapılan çalışmalar sonucu sıkıştıkları yerden güçlükle çıkarıldı. Yaralılardan Ramazan Taş Siirt Devlet hastanesine kaldırılırken yolda hayatını kaybetti.
17 Ekim’de kalıpçı olarak çalışan 33 yaşındaki Levent K. baraj inşaatında çalıştığı sırada düşme sonucu hayatını kaybetti. Levent K.’nın cenazesi otopsi için Siirt Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. (Ne yazık ki Levent arkadaşımızın soyadına araştırmama rağmen ulaşamadım)
Sadece internetten ulaşabildiğim bilgilere göre son 10 ay içinde Alkumru’da 2 işçi arkadaşımız hayatını kaybetti, 16 işçi arkadaşımız yaralandı. Yoğun çalışma saatleri, iş güvencesiz çalışma, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmaması bu ölümlerin ve yaralanmaların nedenidir.
Başbakan Erdoğan’a ve Limak patronuna sormak gerek. Vatanseverlik günde 12 saat çalışma, düşük ücret, ayrımcılık, sağlık ve güvenlik önlemlerini almayarak işçilerin ölmesi ve yaralanması mıdır?