Son aylarda TRT koridorlarında korku ve terör kol geziyor. TRT çalışanlarının kendi iradeleri dışında çalışma yerleri ve görevleri değiştiriliyor. Yılların emeği ve tecrübesi, İbrahim Şahin yönetiminin kadrolaşma ve yıldırma politikalarının bir gereği olarak bir kalemde silinip atılıyor. Çalışanlar TRT Yönetimince, “bizden olan” ve “bizen olmayan” diye ikiye bölünmüş durumda. İbrahim Şahin ve ekibi, kendilerinden görmedikleri […]
Son aylarda TRT koridorlarında korku ve terör kol geziyor. TRT çalışanlarının kendi iradeleri dışında çalışma yerleri ve görevleri değiştiriliyor. Yılların emeği ve tecrübesi, İbrahim Şahin yönetiminin kadrolaşma ve yıldırma politikalarının bir gereği olarak bir kalemde silinip atılıyor. Çalışanlar TRT Yönetimince, “bizden olan” ve “bizen olmayan” diye ikiye bölünmüş durumda. İbrahim Şahin ve ekibi, kendilerinden görmedikleri çalışanları, hayret verici kin ve nefret duygularıyla, her türlü onur kırıcı ve alçaltıcı uygulamalarla yıldırmaya çalışıyor. TRT yönetiminin bu politikaları, çalışanların ruh sağlığını olumsuz etkiliyor. En sonunda can almaya da başladı.
55 yaşındaki TRT Emekçisi Doğan Yıldız 3 Kasım 2010 sabahı 3. katta olan evinin açık penceresinin tam önünde hayatını kaybetmiş olarak bulundu. KESK Haber-Sen Ankara 1 No’lu Şube Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada Doğan Yıldız’ın ölümünün bir kaza değil, TRT yönetiminin sürgün ve yıldırma politikasının bir sonucu olduğu vurgulandı:
“TRT emekçisi Doğan Yıldız 55 yaşındaydı ve 35 yıldır da Kurumumuzda çalışmaktaydı.
Son 10 yıldır görev yaptığı birimden hiçbir gerekçe gösterilmeksizin ve isteği dışında başka bir birime atandı. Bunca yıldır program üreten arkadaşımıza, Prodüksiyon Kaynakları Koordinatörlüğü’nde alım-satım işlerinden sorumlu birimde çalışması söylendi. Uzmanlık alanı, bilgi ve birikimi yok sayılarak; sil baştan çalışma hayatına başlaması istendi.
Bu haksızlığa amirleri bile şaşırdı ve yapılan yanlışlığın düzeltilecegi konusunda kendisine söz verdiler.
Doğan Yıldız, bu söz üzerine mevcut biriminde mesaisine devam etti.
Fakat 35 gün sonra hakkında soruşturma başlatılarak, Prodüksiyon Kaynakları Koordinatöru imzasiyla kendisinden yazılı bilgi istendi; bunca zamandır neden yeni biriminde göreve başlamadığı soruluyordu.
Haksızlık üzerine haksızlığa uğrayan Doğan Yıldız, hergün görevine devam ettiği halde, mustafi sayılarak işini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya bırakıldı.
Bu yaşadıkları ağır geldiği için 10 gün rapor aldı, bir süredir evinde dinleniyordu.
1 Kasım 2010 pazartesi günü yeniden, yeni biriminde göreve başladı.
Ve 3 Kasım 2010 Çarşamba gününün sabahı, ikamet ettiği lojman binasının bahçesinde, 3. kattaki evinin açık penceresinin tam altında hayatını kaybetmiş olarak bulundu.
Kimileri, boylu poslu arkadaşımızın dengesini kaybederek o daracık pencereden aşağı düştüğünü iddia etti. Ama bize gore Doğan Yıldız, tüm yaşadığı bu gurur kırıcı süreci kendisi sonlandırdı…
Çünkü tesadüf değildi bunca yaşananlar, zira 1 Kasım 2010 tarihi öyle bir tarihti ki, yapılan haksız atamaya karşı dava açma süresi o gün dolmuştu.
Doğan Yıldız dava açmadı, ama hepimize bir mesaj bıraktı.
Öfkeliyiz buna neden olanlara…
Öfkeliyiz bu sürgün terörünü estirenlere…
Öfkeliyiz ayrımcılık yapanlara, ötekileştirenlere…
Öfkeliyiz…”