Başbakan Erdoğan 28 Kasım Pazar günü YÖK başkanı ve üniversite rektörlerine Dolmabahçe’deki çalışma ofisinde kahvaltı veriyor. Toplantıyı protesto edeceğini açıklayan üniversite öğrencileri de saat 12.00’da YTÜ Beşiktaş Kampüsü önünde buluşup Dolmabahçe’ye yürüyerek bu toplantıyı protesto edecekler. Öğrenci Kolektifleri, TKP’li Öğrenciler ve Gençlik Muhalefeti ortak bir bildiri yayımlayarak protesto çağrısı yaptı. Üç örgütün ortak bildirisi şu […]
Başbakan Erdoğan 28 Kasım Pazar günü YÖK başkanı ve üniversite rektörlerine Dolmabahçe’deki çalışma ofisinde kahvaltı veriyor.
Toplantıyı protesto edeceğini açıklayan üniversite öğrencileri de saat 12.00’da YTÜ Beşiktaş Kampüsü önünde buluşup Dolmabahçe’ye yürüyerek bu toplantıyı protesto edecekler.
Öğrenci Kolektifleri, TKP’li Öğrenciler ve Gençlik Muhalefeti ortak bir bildiri yayımlayarak protesto çağrısı yaptı.
Üç örgütün ortak bildirisi şu şekilde:
Bu buluşma öncesinde YÖK toplantısında , yükseköğretim sisteminin yeniden yapılandırılması için gerekli yasal düzenlemelere yönelik çalışma başlatılması kararı alındı. Bugüne kadar AKP’li gibi çalışan YÖK Başkanı Özcan’ın Başbakanla toplantı yapmak istemesi, sonrasında YÖK genel kurulunda bu kararın alınması AKP’nin üniversiteler üzerinde yeni planlarının olduğu göstermektedir.
AKP üniversiteler üzerindeki planlarını açıklamasa da yapılacak reformu anlamak güç değil. Bir süredir dillerinden düşürmedikleri üniversite yönetimlerinin patronlara bırakılacağı mütevelli heyetleri, mali özerklik adı altında üniversiteyi şirket öğrenciyi daha çok müşterileştirme, ar-ge faaliyetlerinde uzmanlaşma bilimi sermayenin hizmetine daha rahat sunma, üniversitelerde baskı araçlarını arttırma ögb, polis ve AKP’nin üniversiteleri teslim alma planları bu reformlar arasında.
YÖK’ü ele geçirmeden önce kaldıracağını söyleyen AKP şimdi YÖK’te reform yapacağını söylüyor. Onun için Başbakan ” benim dilimden, ‘YÖK’ü kaldıralım’ ifadesini duyamazsınız. Ben, ‘YÖK’ü reforme edelim’ dedim, demiştir.
AKP’nin YÖK’ü kaldırmak istememesi reform yapmak istemesi çok normal. Çünkü bugün üniversitelerin paralılaştırılması, gericileştirilmesi, baskı altına alınmak istenmesi ve AKP’nin üniversiteleri dikensiz gül bahçesi yapabilmesi için elindeki en büyük silah YÖK. Ayrıca AKP de bunu çok iyi bildiği için ele geçirdiği YÖK ile üniversitelere saldırmayı ihmal etmiyor.
YÖK’ün almış olduğu türban ve sivil polis kararları bu saldırıların son örnekleri oldu. Bu saldırılar karşısında direnen üniversiteliler ise Hacettepe Üniversitesi’nde masa açtığı için, Anadolu Üniversitesi’nde afiş astığı için, Boğaziçi Üniversitesi’nde Başbakanı protesto ettikleri için polis ve özel güvenlik saldırılarına uğradı. Yine aynı günlerde Yıldız Teknik Üniversitesi’nde türban karşıtı afiş asan 21 öğrenci okuldan süresiz uzaklaştırıldı. Son olarak İTÜ de ise Tayyip Erdoğan’ı protesto eden 18 öğrenciye 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Tüm bunlar AKP’nin üniversiteleri rahatça teslim alabilmek için, var olan muhalefeti bastırmak istemesinden kaynaklanıyor.
AKP’ye Teslim Olmayacağız
Üniversiteleri teslim almak isteyen AKP şimdi üniversitelerin gerçek sahibi biz üniversiteliler olmadan üniversite hakkında toplantı gerçekleştirecek. Üniversiteleri arkabahçesi yapmak için yeni kararlar alacak. Fakat bizler bu duruma engel olacağız. Üniversitelerimizi kuşatma altına alan AKP’ye üniversitelerimizi teslim etmeyeceğiz. Tüm arkadaşlarımızı üniversiteye sahip çıkmaya Pazar günü Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Dolmabahçe’ye yapacağımız yürüyüşe katılmaya üniversitelerimizi AKP’ye teslim etmeyeceğimizi hep birlikte haykırmaya çağırıyoruz.
Sendika.Org