Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kütahya’da Kürt ve solcu üniversitelilere dönük uzun süreli baskının ardından tırmanan gerilim sonucu bir kişinin ölümüyle sonuçlanan kavga sonrası yaptığı açıklamada “ortalığı karıştırmak isteyen anarşistler” edebiyatına sarıldı Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, birtakım açılış toplantılarına katılmak üzere Kütahya’yı ziyaret etti. Kütahya bürokrasisi ve milletvekilleri tarafından karşılanan […]
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kütahya’da Kürt ve solcu üniversitelilere dönük uzun süreli baskının ardından tırmanan gerilim sonucu bir kişinin ölümüyle sonuçlanan kavga sonrası yaptığı açıklamada “ortalığı karıştırmak isteyen anarşistler” edebiyatına sarıldı
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, birtakım açılış toplantılarına katılmak üzere Kütahya’yı ziyaret etti. Kütahya bürokrasisi ve milletvekilleri tarafından karşılanan Arınç, Gülen cemaatinin sermaye örgütü TUSKON’a bağlı Kütahya Sanayici ve İşadamları Derneği hizmet binasını açtı.
Açılış sonrası ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Arınç, 10 Kasım’da Dumlupınar Üniversitesi’nde bir kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylara da değindi.
Şerzan Kurt da şehit mi?
Bülent Arınç’ın, Kütahya’da öldürülen Ülkü Ocakları üyesi genç için ‘şehit’ ifadesini kullanması dikkat çekti. Arınç yaşamını yitiren sağcı Hasan Şimşek ile ilgili “Bir huzur kenti olan Kütahya’da, üniversitemizde bir masum gencimiz maalesef vefat etti, öldürüldü, şehit edildi” dedi.
Arınç’ın ülkücü öğrenci için ‘şehit’ sıfatını kullanması, geçtiğimiz yıl Muğla’da öldürülen yurtsever öğrenci Şerzan Kurt’u akıllara getirdi. Şerzan Kurt, ülkücü öğrenciler ile polisin saldırısına uğramış, polisin silahından çıkan kurşunla öldürülmüştü. Şerzan’ın ölümü ile ilgili devlet tarafından hiçbir açıklama yapılmazken, katil zanlısı polis için açılan davada sürekli kamuoyundan kaçırılmaya çalışılmıştı.
Arınç’ın kafası YÖK kafası
Bülent Arınç açıklamasının devamında olayla ilgili tutuklananların ‘ceza’ alacaklarını belirterek, “Allah memleketimizi bu gözü dönmüşlerin şerrinden kurtarsın. İnşallah bu sondur” şeklinde dua etti.
Başbakan Yardımcısı, üniversitelerde yaşanan olayları önlemek için polisiye tedbirlerin arttırılması gerektiğini de ileri sürdü. Arınç, üniversitelerde son dönemde yaşanan gerginliklere ilişkin şunları kaydetti; “Ülkemizin bütün üniversitelerinde ortalığı karıştırmak isteyen, eski günlerin özlemini çeken, tahrikçi, anarşist gruplar bulunmaktadır. Bunun için hem üniversite yönetimleri hem emniyetimiz ve güvenlik kuvvetleri dikkatli olmak mecburiyetindedir. Olaylar bu noktaya gelmemelidir. İyi bir istihbarat, iyi bir gözlemle olayları bu noktaya taşımak isteyenlere fırsat verilmemelidir. Şüphesiz öncelikli gayret üniversitelere düşer. Rektörü ve üniversite yönetimiyle öğrenciler arasında olası kavgaları önleyebilecek tedbirler mutlaka alınmalıdır, alınacaktır. Artık o eski günler, Türkiye’nin unuttuğu günlerdir. Yeni, büyümüş, kalkınmış, güçlenmiş, ileri bir demokrasiyle özgürlüklerin gittikçe güçlendiği bir Türkiye yoluna devam ediyor. Türkiye’de önemli olan milli birlik ve kardeşliktir, artık kimse bunu bozamaz ve bozmalarına fırsat da vermeyeceğiz”.
Kütahya’da gerçekten ne oluyor?
Kütahya’da özellikle üniversite içerisinde polis ve ülkücü-faşist gruplar yıllardır Kürt ve demokrat, solcu öğrencilere dönük sistematik baskı uyguluyor. Geçen yıl Tekel eylemlerine destek olmak için üniversitede bildiri dağıtan öğrencilere ülkücü-faşistler saldırmış, polis saldırıya uğrayan 4 öğrenciyi gözaltına almıştı. Bu olay daha sonra ülkücülerin Kürtlere yönelik saldırısına dönüşmüş, bir Kürt öğrenci kendini savunmak için bıçak kullanmak zorunda kalmıştı. Olay sonrası kentte Kürt öğrencilere dönük baskılar daha da şiddetlendi, çok sayıda Kürt ve solcu öğrenci kenti terk etti.
Tekel eylemleri sonrası Dumlupınar Üniversitesi kampüsü de şehir merkezine taşındı ve yerleşim yurtlara yönlendirildi. Ancak Kürt öğrencilere baskı yurtlarda da devam etti. Sivil polis ve ülkücü-faşistlerin okulun yurdunda gerçekleştirdiği organize bir saldırı sonucu bir Kürt öğrencinin başı taşla ezildi. Bu olay sonrasında ise polis yurt önünde toplanan Kürt öğrencileri ablukaya alıp yerlerde sürünmeye ve yat-kalk talimi yapmaya zorladı.
Son yaşanan olayın başlangıcı ise 31 Ekim gününe uzanıyor. 31 Ekim’de öğrenci yurdunun yemekhanesinde Ülkü Ocakları’na bağlı bir güruh demir sopalarla öğrencilere saldırmış, solcu öğrencilerin yanıt vermesiyle 3 ülkücü yaralanmıştı. Bu olayın intikamını almak isteyen ülkücü güruh Germiyan Kampüsü’nde olay çıkardı, kavgada sağcı öğrenci Hasan Şimşek bıçaklanarak yaşamını yitirdi.
Sendika.Org