Venezüella’daki seçimler niçin bu kadar önemli? Niçin Venezüella, Latin Amerika’daki tüm sosyal gelişmelere ve bütünleşmeye temel oluşturur. Eğer Venezüella’da bir terslik olursa, bu yalnızca Venezüella’yı değil, Orta Amerika, Karayipler ve Latin Amerika’daki tüm sosyal güçleri etkileyecektir. Çünkü Halk İktidarı Konseylerinde yapılan kamulaştırma alanındaki her büyük sıçramanın, Uruguay, Arjantin, Brezilya siyasetleri üzerinde etkisi var. Herkes için […]
Venezüella’daki seçimler niçin bu kadar önemli? Niçin Venezüella, Latin Amerika’daki tüm sosyal gelişmelere ve bütünleşmeye temel oluşturur.
Eğer Venezüella’da bir terslik olursa, bu yalnızca Venezüella’yı değil, Orta Amerika, Karayipler ve Latin Amerika’daki tüm sosyal güçleri etkileyecektir. Çünkü Halk İktidarı Konseylerinde yapılan kamulaştırma alanındaki her büyük sıçramanın, Uruguay, Arjantin, Brezilya siyasetleri üzerinde etkisi var. Herkes için olasılıkların ve hedeflerin bir örneği. Ayrıca merkez solun istikrarsız bazı hükümetlerine, en azından, herhangi bir telafi edici önlem almaları için baskı hizmetinde bulunuyor
Profesör Petras’ın, 16 Ağustos 2010 tarihinde, New York’tan CX36 Radyo Centenario ile yaptığı söyleşi:
Chury: ABD’deki Petras’a bağlanıyoruz. Günaydın, hoş geldiniz, Nasılsınız?
Petras: Biz çok iyiyiz.
Chury: Petras biliyorsun her zaman bizi çok ilgilendiren bir başlangıç sorusu oluyor. Çünkü doğal olarak bize de anlatacağın ve senin orada gerçekleştirdiğin çalışmalar çok önemli ilerlemeler kaydediyor. Şu anda hangi konuyu inceliyorsun?
Petras: İlk olarak, gecen hafta ekonomik kriz sorunu ve son zamanlarda emek güçleri arasında yarattığı etkiler üzerine yeni bir anket yaptık. Sonuçlar, işçi sınıfının çoğunluğu için küçük bir iyileşme görülmesi yerine, 2010 yılının Ağustos ayındaki mevcut krizin bir yıl öncekinden daha kötü olduğunun konuşulduğunu gösterdi. İkincisi, önümüzdeki beş yıl içinde herhangi bir iyileşme emaresi görmemeleridir. Sadece krizin etkilerini hissetmemekle kalmıyorlar daha kötüsü iyileşme konusunda hiçbir vizyona sahip olmamaları. Bu durumun özellikle merkez solda veya demokrat partiye oy verenlerde büyük bir hoşnutsuzluk yaratmış olması. Bu hoşnutsuz kesimin, sağın, emek karşıtı aşırı sağcı ve Beyaz Saray’ın mevcut sağı dışındaki hiper – sağcı adaylar göstermesine rağmen oy kullanmayı zorunlu görmemeleri. Bu anketin ilk bölümüdür.
Anketin ikinci bölümümde ise ülkenin en büyük şirketlerinin cevaplarını inceledik. Bunların büyük çoğunluğunun ilk altı ayda, ilk iki çeyrekte, krizden önce alışkın oldukları gibi yüksek kazançlar elde ettiklerini söylediklerini gördük.
İki değişken var. Bunlardan ilki, kârlar artarken işçiler için ekonomik durumun daha kötüleşmiş olması. Sonuç olarak, ne zaman Birleşik Devletler’de krizden söz edersek, gerçekte bu büyük sermayenin kârlarının krizi değildir. Aslında kâr oranları, kârları artırmak ve yeterli mal üretmek için daha düşük maliyetlerle daha az işgücü kullanmaları sebebiyetiyle büyümektedir.
Büyük şirketler, yüksek kârlar elde etme yeteneklerini gösterirken işçiler için derin bir kriz var.
Şimdi, bu kârların kısa vadeli oluşu bir kanıttır çünkü mevcut yatırımlar kullanılmakta, sömürü merkezileştirilmekte ve sömürü artırılmakta fakat bunun da sınırları var. Kâr oranları düştüğü zaman, işçiler en üst düzeyde sıkıştırılır ve kamu görevlilerinin işleri budanır. Zaten son dönemde sağlık, eğitim vb alanlarda bir milyondan fazla kamu emekçisi de işten çıkarıldı. Bu böyle devam edemez zira işsizlik ve eksik istihdam şu anda yüzde 20-25 oranında, işsizliği artırması durumunda kâr yapmak için ihtiyaçların satın alınması olayını sürdüremez.
Önümüzdeki dönemde, bu kârların iyiye gidişinin sona ereceğini söyleyebiliriz çünkü sermaye yeni yatırımlar yapmamakta. Pazarın sınırlanmış olduğunu, yatırım yapmayacaklarını söylüyorlar. Ve eğer yatırım yoksa iş ve fazla tüketim de yok. Bu kapitalizmin tipik bir kısır döngüsüdür. Bu haftaki ilk gözlemim bu.
İkinci şey ise Radyo Centenario’nun belirlediği, Uruguay’ın Venezüella’da prefabrik evlerin inşasında, merkez sol hükümetin ve FA’nın memurlarının katılmış olduğu yolsuzluk hadisesi ve Tupamarolar’ın senatörlerinin, milletvekillerinin ve memurların projedeki hilekârlığa dâhil olmaları üzerine.
Uruguay’ın bu meselesi üzerine derinlemesine yorum yapmak istemiyorum. Ama evet, yolsuzluk faktörünün, atıfta bulunduğumuz Uruguay’daki olayın ötesinde, genelde merkez-solun karşı karşıya kaldığı sorunlardan biri olduğu söylenebilir.
Seçim kampanyalarının finansmanı için yasadışı fonların kullanılması, müteahhitlerden rüşvet alınması Brezilya’yı çok etkilemişti.
Üstelik bu yolsuzluk faktörü, sağın güçlenmesini de kolaylaştırmakta. Sağ yeni bir şey sunmuyor fakat merkez solun lehine davranan ve oy veren işçilerin moralini etki altına almak ve orta sınıfların desteğini çekmek için ahlakçı bir tavır takınıyor.
Farklı merkez-sol rejimlerinin içinde, neden bu kadar çok yolsuzluk var?
Bu kısmen merkez solun, halk oylarını kazanmak için gerçekleştirmek zorunda olduğu reformlara, her defasında daha fazla bağlı kalmamasından kaynaklanıyor çünkü kapitalistler ile ilişkili durumdalar. Bu ilişki onları geçmişin reformist programlarını terk etmeye götürüyor. Ama şimdi, pahalı reklâm kampanyaları ve televizyon programlarıyla birkaç oy kazanmak için paraya ihtiyaçları var. Bu kampanyalar para demek, hangisi olursa bir kaynaktan para elde etmek gerek ve kendilerini finanse etmeye hazır olan herhangi bir sektöre erişmek ve erişmek lazım. Bu finansmanları varlıklı sınıflardan almaları için bazı tavizler vermek zorunda kalıyorlar ve bazen bu tavizler yasadışı şeyler olabiliyor.
Bu bana merkez solun, sadece sağın ataklarıyla değil kendi içinden zayıflatılmakta olduğu kısır döngülerden biri gibi görünüyor.
Merkez solun en kötü düşmanlarından biri de kendi liderleri ve geçmişte yolsuzluk uygulamalarına karşı duran kendi personelidir.
Chury: Uruguay konutları üzerine olan bu konuyu kapatmak için Venezüella kökenli doğru bir bilgi vereceğim, orada şöyle deniyor; Venezüella Sayıştay’ı, prefabrik konutların satımı için Uruguay ile yapılan anlaşmada kusurlar bulunduğunu ilan etti. Venezüella Sayıştay başkanına göre Chavez hükümeti Uruguay’dan 1.200 konut satın aldı ve Venezüella 70 milyon dolar avans vermesine rağmen satın alınan bu konutlardan sadece on biri inşa edildi.
Haberin kaynağının diğer tüm şüpheleriniz konusunda açıklamada bulunacağını sanıyorum…
Petras: Gelecek ay içinde karşımızda Venezüella seçimleri var. Venezüella hükümetinin bu seçimlerde, Kongrenin yüzde 66’sına sahip olması gerektiği için seçimler çok önemli çünkü muhalefet, Başkan Chavez’in programlarını engellemek için hiçbir şekilde oyların 1/3’üne ulaşmamalıdır.
Bu durumda karşısında, denetlemek zorunda olduğumuz bir çift önemli etmen var: İlki, muhalefet şimdiye kadar Birleşik Devletler Hükümetinden 50 milyon dolar aldı. Belli ki kampanyalarına gerekli parayı sağlamak için paravan organizasyonlarını kullanarak daha da alacak.
Bu faktör önemlidir. Sağ, yolsuzluğu işleyen bir kampanya yürütüyor ve yolsuzluk Venezüella’da bir sorun ancak bu Chavez hükümetiyle başlamadı. Sağın en önemli temsilcisi eski Başkan Carlos Andrés Pérez’in 10 milyon dolardan fazla para çalması nedeniyle hapis cezasına çarptırıldığını unutmamak lâzım.
İnsanlar bugün de yolsuzluklar olduğunu biliyorlar. Fakat aynı zamanda muhalefetin ve hatta sağdan bazı valilerin dolandırıcılık suçu işlediklerinin de farkındalar. Ama her durumda, solun kampanyasının karşılaştığı bu yolsuzluk problemi bir zayıflıktır.
İkinci konu, Venezüella’da durgunluğun son aylarda negatif düzeyd
e büyüme oranını düşürmesi ve ekonomik krizin halen devam ediyor olmasıdır. Eğer hükümet krizin etkilerine, kısa vadede etkileyici bir yatırım enjeksiyonu ile göğüs germezse, çekimserliği kışkırtacaktır. Sağ, halk oylamasını kazanamayacak fakat çekimser politikanın yararını da hissediyor.
Her ne olursa olsun, büyük medya sağda büyük bir ilerleme olduğunu ilan edecektir. Bu kaçınılmaz. Sebep? Çünkü bir önceki seçimleri boykot eden muhalefetin şu anda Genel Kurul’daki temsiliyeti sıfır. Sıfırdan başlayarak, millet meclisi üyelerinin üçte birine çıkmak büyük bir zaferdir. Ancak bu yalnızca istatistiksel bir zafer olur çünkü herhangi bir fazladan yeni oy ilerleme sayılır. Sorunun kritik noktası, sağın ilerlemesi değildir. Kritik nokta ne zamana kadar ilerleyeceğidir. Eğer oyların yüzde 30’nu alırlarsa bu bir yenilgidir, eğer yüzde 40’nı alırlarsa evet bu bir ilerlemedir çünkü onlar son seçimlerde elde ettikleri sabit oyların ötesine geçmiş olacaklar.
Venezüella’daki seçimler niçin bu kadar önemli? Niçin Venezüella, Latin Amerika’daki tüm sosyal gelişmelere ve bütünleşmeye temel oluşturur.
Eğer Venezüella’da bir terslik olursa, bu yalnızca Venezüella’yı değil, Orta Amerika, Karayipler ve Latin Amerika’daki tüm sosyal güçleri etkileyecektir. Çünkü Halk İktidarı Konseylerinde yapılan kamulaştırma alanındaki her büyük sıçramanın, Uruguay, Arjantin, Brezilya siyasetleri üzerinde etkisi var. Herkes için olasılıkların ve hedeflerin bir örneği. Ayrıca merkez solun istikrarsız bazı hükümetlerine, en azından, herhangi bir telafi edici önlem almaları için baskı hizmetinde bulunuyor.
Ayrıca Venezüella’nın açık anti-emperyalist pozisyonu, merkez sol hükümetlerin üzerinde emperyalizme taviz vermemeleri için büyük bir baskıdır. Chavez’li Venezüella, bütünleştirici bir konum için bastırıyorken ve Birleşik Devletler dışlanırken merkez sol hükümetler baskı altında kalıyorlar, en azından Washington’a mesafe koyuyorlar. İşte bu nedenle 26 Eylül tarihinde, Venezüella da yapılacak olan seçimler kıtamız için tarihsel bir öneme sahiptir.
Chury: Bize çok iyi bir panorama gibi göründü. Teşekkür ederiz. Biz gelecek pazartesi yeniden buluşacağız.
Petras: Dinleyicilere ve Radyo Centenario ekibine saygılar.
[Bu röportaj İspanyolca orijinalinden Atiye Parılyıldız tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir]