Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, İsrail ile dolaylı ya da doğrudan müzakerelerin yeniden başlatılmasına karşı 15 Ağustos 2010 tarihinde Hamas, İslami Cihad, Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi (FDKC) ve diğer 7 Filistinli fraksiyon ile ortak bir bildiri yayınlamak için Şam’da bir araya geldi. Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Siyasi Büro üyesi ve FHKC’nin sürgündeki kolunun lideri olan Dr. […]
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, İsrail ile dolaylı ya da doğrudan müzakerelerin yeniden başlatılmasına karşı 15 Ağustos 2010 tarihinde Hamas, İslami Cihad, Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi (FDKC) ve diğer 7 Filistinli fraksiyon ile ortak bir bildiri yayınlamak için Şam’da bir araya geldi. Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Siyasi Büro üyesi ve FHKC’nin sürgündeki kolunun lideri olan Dr. Mahir El-Tahir Yoldaş tarafından basın toplantısında okunan ortak bildiri, “süregiden uzlaşma ve Filistin ulusal haklarından tavizler verme politikasının yol açacağı ciddi sonuçlara” dikkat çekti.
FHKC, Hamas, İslami Cihad, FDKC, Genel Komutanlık (FHKC-GK) ve diğerlerinden oluşan 11 fraksiyon, Pazar günü, Filistin Yönetimi’nin müzakere masasına geri dönmesi olasılığını tartışmak ve ister dolaylı ister doğrudan bu müzakerelerin ABD yönetimi altında yeniden başlatılmasının Filistin halkının temel haklarını ABD ve Siyonizm’in dayatmalarına tabi kıldığını dile getirmek üzere toplandı. Fraksiyonların bildirisi ortak olarak yayınlandı ve Tahir Yoldaş tarafından okundu. Bildiride, ABD ve stratejik müttefiki Siyonist devletin “İşgal rejiminin yerleşimler inşası Kudüs’ün Yahudileştirilmesi ve Gazze’ye abluka uygulanması yoluyla İşgal rejimi tarafından işlenen suçları örtbas ederken, Filistin halkının ulusal haklarını tasfiye etmeyi amaçladığı” söylendi. Bildiride ayrıca, Filistin topraklarında işgalci İsrail güçlerinin uzun yıllardır süren varlığı bu müzakereler yoluyla meşrulaştırılırken İşgal rejiminin oldu bittiler yaratmak niyetinde olduğu belirtildi.
Tahir Yoldaş, “Doğrudan müzakerelerin yürütülmesi için yapılan Siyonist/ABD baskısı, ABD’nin ve İsrail’in bölge için saldırgan planlarına kılıf sağlama çabasıdır” dedi. Bildiri şöyle devam etti: “Filistin halkı ve adil davası ile dayanışan enternasyonal hareketin büyüdüğü ve İsrail’in ırkçı bir devlet olarak tecridinin arttığı bir zamanda, sabıkalı işgal devletinin tecridini kaldıracak bir can halatı sağlamak için ABD ve İsrail doğrudan müzakerelerde ısrar ediyor”
Açıklamada iç bölünmüşlüğe son verilmesi çağrısı yapıldı ve Filistin Yönetimi’nin müzakereler yerine ulusal birliği kurmaya yoğunlaşması, “boş müzakereler üzerine bahse tutuşmayı bırakarak bunun yerine Filistin ulusal haklarına, değişmez taleplerine ve yurdu kurtarmak ve işgale son vermek için direniş seçeneğine bağlı kalması” istendi.
Hamas Siyasi Büro lideri Halid Meşal, fraksiyonların bu toplantısının “nitelik, sayı ve fraksiyonların Filistin arenasındaki ağırlığı ve bu toplantının Filistin siyaseti bağlamında taşıdığı anlam açısından olağanüstü” olduğunu söyledi. Meşal ayrıca “İsrail’in saldırganlığı ve bölgede devam eden Amerikan baskısı dikkate alındığında zamanlamasıyla olağanüstü” olarak nitelediği bildirinin hem doğrudan hem de dolaylı müzakereleri reddettiğini ve Filistin siyasi düşüncesinin geniş bir yelpazesini yansıttığını vurguladı.
FHKC de 15 Ağustos 2010 tarihinde bir açıklama yayınlayarak Filistin halkının, siyasi ve sosyal güçlerinin ve ulusal kurumlarının, ulusal kurtuluş ve ulusal birlik için acil ve tarihsel görevleri olduğunu vurguladı. Açıklamada Filistin liderliğinin Filistinlileri yerleşim projesinin sürmesi ve Filistin davasını tasfiye etme çabalarına kılıf oluşturan doğrudan görüşmelere zorlayan her ABD baskısını reddetmesi gerektiği üzerinde duruldu. Bölünmüşlüğe son vermek ve geri dönüş, kendi kaderini tayin ve tüm ulusal haklarını savunmak için Filistin halkının ulusal çıkarları yönünde birliği yeniden kurmak üzere tüm ulusal ve İslami güçler kapsamlı bir ulusal foruma çağrıldı. Cephe, “İsrail’in halkımıza karşı süregiten suçlarına izin vermeye devam eden “Dörtlü”nün dileklerine uymayı gerektiren hiçbir siyasi değer veya yükümlülük olmadığını” söyleyerek hiç kimsenin “Dörtlü”nün hiçbir açıklamasına kanmaması gerektiğini ileri sürdü.
[FHKC resmi sitesinden Filistin İçin İsrail’e Karşı Boykot Girişimi tarafından çevrilmiştir.]