Abant’taki doğa katliamının altından otel planları çıktı. Abant’ı Davos’tan güzel yapmak adına Bolu Valiliği tarafından yürütülen proje çevrecilerin ve akademisyenlerin tepki göstermesine, Bolu Valisi’nin ise trajikomik açıklamalar yapmasına sebep oluyor
Hürriyet’in haberine göre bölgenin turizm merkezi ilan edilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İl Orman Müdürlüğü arasında yazışmalar yapıldı.
Otel planları
Göl etrafındaki çalışmalar başlamadan, 26 Ocak 2010 tarihinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan Bolu Valiliği İl Özel İdare Genel Sekreterliği’ne bir yazı geliyor. Bakan adına Genel Müdür Yardımcısı A. Sedat Sert imzalı yazıda, Abant Gölü ve Yakın Çevresi Çevre Düzenleme Planı’nda talep edilen değişikliğe ilişkin sürecin valilikçe sonuçlandırılmasını takiben Turizm Bakanlığı’na iletilmesi halinde anılan yerin turizm amaçlı değerlendirilmesine yönelik çalışmalarının başlatılabileceği belirtiliyor.
2 Mart 2010’da da, Bolu İl Özel İdaresi İmar ve Kentsel İyileştirme Müdürlüğü’nden, İl Çevre Ve Orman Müdürlüğü’ne bir yazı gönderiliyor. Yazıda Abant Gölü Tabiat Parkı yakın çevresinde turizm tesisi yapılması ve turizm merkezi ilan edilmesi düşünülen alanların tabiat parkı içinde kaldığından söz ediliyor. Projenin hayata geçirilebilmesi, ulaşımın park içinden sağlanabilmesi için Uzun Devreli Gelişme Planı ile Abant Gölü ve Yakın Çevresi Çevre Düzenleme Planı’nda düzenleme yapılması gerektiği vurgulanıyor. Turizm ve Kültür Bakanlığı’ndan planı değiştirmek için izin isteniyor.
Abant’taki doğa katliamı
Bolu İl Özel İdaresince “Abant Master Planı” kapsamında Abant Tabiat Parkı’nda ve gölün çevresinde yürütülen, yolun genişletilip yükseltilmesi ve kolektör hattı döşenmesi çalışmaları sırasında göl tabanının 1-4 metre yükselmesi sonucu Abant gölü taştı. Taşan su set çekilerek gölün güneyinde bulunan Çepni Yaylası’nda toplanmaya başladı. Su seviyesinin yükselmesi 300’den fazla ağacın sular altında kalmasına sebep oldu.
Abant’ta 1222 bitki türü var. Bunların en az 70’i endemik tür. Bu bitkilerin en az 30-40 türü ilaç yapımı ve kozmetik sanayinde kullanılıyor. Burada, Abant fındık faresi, su samuru gibi canlılar da yaşıyor.
Abant’ı kurtarmak lazım
Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Biyoloji Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Okan Külköylüoğlu Abant’ta yapılan çalışmalar sonucunda göl suyuna zarar geldiğini, akarsuların giriş çıkışına zarar geldiğini, gölü besleyen derelere zarar geldiğini, göl içinde ve dışında hayvan ve bitki topluluklarına veya diğer canlı türlere zarar geldiğini ve gelmeye de devam ettiğini söyledi. Külköylüoğlu, Abant’ı kurtarmak için çalışma başlatılması gerektiğine işaret etti.
Abant Tabiat Parkı’nda yürütülen inşaat çalışamarı endemik bitki türlerini de ortadan kaldırdı. AİBÜ Biyoloji Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Mehmet Tekin Babaç ve Yard. Doç. Dr. Emel Uslu, inşaat çalışmaları için yapılan taş ocağının, sadece Türkiye’de bulunan Abant Çiğdemi ve Ankara Çiğdemi bitkilerinden meydana gelen yeni bir çiğdem türünü de yok ettiğini söyledi.
Vali Akpınar’dan trajikomik açıklamalar
Bolu valisi, daha öncesinde otel iddialarını yalanlamış ve bölgenin Davos’tan daha güzel olacağını söylemişti. Vali Akpınar doğanın bozulmadığını, tek bir ağacın bile kesilmediğini söylerken, çalışmalar için “Çevreciler sinirlenecek, piknikçiler sevinecek” demişti. Akpınar’ın taşocağı inşaatıyla yok edilen endemik bitki türleri için verdiği cevap ise fıkra gibi: “Doğa bozulmuyor. Biz kısmı biraz tabir caizse cazgırlık yapıyor. Taşocağı çiğdemlerin mahvolduğunu söylediler gittim baktım. Taşocağın neresinde çiğdem var? Hem o türler 3 günde yeniden oluşur.”
Soru önergesi ve suç duyurusu
CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk Abant’taki doğa katliamı için TBMM Başkanlığı’na başvurarak yazılı soru önergesi verdi. TMMOB Orman Mühendisleri Odası eski Genel Başkanı Salih Sönmezışık da Bolu Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak Abant Milli Parkı’nda yapılanların 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu’na göre suç olduğunu belirtti, tahribata neden olanların cezalandırılması istedi.
Sendika.Org
