Balıkesir’in Dursunbey ilçesinde meydana gelen ve 17 işçinin hayatını kaybettiği grizu patlaması sonrasında Türkiye Maden-İş Genel Sekreteri Vedat Ünal, patlamanın cinayet olduğunu ve devletin buna seyirci kaldığını söyledi. Maden-İş Eğitim Müdürü Fikret Sazak ise iş sağlığı ve güvenliği yasasının oluşturulup madenlerin yerinde ve sürekli denetimden geçmesi gerektiğini söyledi. Türkiye Maden-İş Genel Sekreteri Vedat Ünal, Balıkesir’deki […]
Balıkesir’in Dursunbey ilçesinde meydana gelen ve 17 işçinin hayatını kaybettiği grizu patlaması sonrasında Türkiye Maden-İş Genel Sekreteri Vedat Ünal, patlamanın cinayet olduğunu ve devletin buna seyirci kaldığını söyledi. Maden-İş Eğitim Müdürü Fikret Sazak ise iş sağlığı ve güvenliği yasasının oluşturulup madenlerin yerinde ve sürekli denetimden geçmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye Maden-İş Genel Sekreteri Vedat Ünal, Balıkesir’deki patlamayı cinayet olarak nitelendirdi ve devletin de bu cinayete seyirci kaldığını söyledi. Ünal, özel şirketlerin maden ocaklarında bu tür kazalar olurken Türkiye Kömür İşletmelerine (TKİ) bağlı ocaklarda bu tür kazaların meydana gelmediğini belirtti. Ünal, “Özel kurumlarda bu tür kazalar kader değil, cinayettir. Neden hep emekçi çocukları ölüyor da maden sahiplerinin çocukları ölmüyor” dedi. Ünal, milletvekillerinin bakanların bölgeye gelip ahkam kesmekten öteye gidemeyeceklerini söyledi ve “Hangi milletvekili yerin altına inmiştir, hiçbiri bilmez oralarda çalışmayı” diyerek tepkisini dile getirdi. Ünal Maden-İş sendikası olarak bu tür kazaların önüne geçilebilmesi için geçen sene bir rapor hazırlayıp hükümete sunduklarını ancak herhangi bir ilerleme kaydedilmediğini söyledi.
Maden-İş Eğitim Müdürü Fikret Sazak da Sendik.Org’a yaptığı açıklamada, madenlerde meydana gelen ölümlerin önüne geçilmesi için bir iş sağlığı yasasının oluşturulması gerektiğini söyledi. Sazak, ikinci olarak madenlerdeki grizu ölçümlerini yapan ve tehlike anında işçileri uyaran teknik nezaretçinin işverenden bağımsız olması gerektiğini söyledi. Sazak son olarak madenlerdeki denetim yetersizliğine değinirken yerinde ve sürekli denetim olması gerektiğini söyledi.
Türkiye’de 670 iş müfettişinin 10 binlerce kurumu denetlemeye çalıştığını belirten Sazak, müfettişlerin işyerlerine yetmediğini bunun için iş kanununda geçen, 50 ve daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde olması gereken iş sağlığı ve güvenliğinden sorumlu birimlerinin harekete geçmesi gerektiğini söyledi. Sazak, işyeri sağlığı ve güvenliği birimlerinin sendikaların olmadığı işyerlerinde işverenler tarafından tercih edilmediğini belirtti. Sazak, işyeri güvenliği birimlerini çalıştırmayan işverenlere 500 lira gibi caydırıcı olmayan cezalar kesildiğini de sözlerine ekledi.
Sendika.Org