Öncelikle İdare Mahkemesi’nin verdiği karar tam olarak ne anlama geliyor? Kısaca anlatabilir misiniz? İstanbul 10. İdare Mahkemesi, sadece %33’lük zammın yürütmesinin durdurulmasına karar vermekle yetinmemiştir. Aynı zamanda, Belediye’ye görevlerini de hatırlatmıştır. Mahkeme kararında özetle şu konular ifade edilmektedir: • Yapılan zam fahiştir. Ve belediyenin iç kaynak teminine yöneliktir. • Şehiriçi ulaşım Belediye’nin asli görevleri arasındadır. […]
Öncelikle İdare Mahkemesi’nin verdiği karar tam olarak ne anlama geliyor? Kısaca anlatabilir misiniz?
İstanbul 10. İdare Mahkemesi, sadece %33’lük zammın yürütmesinin durdurulmasına karar vermekle yetinmemiştir. Aynı zamanda, Belediye’ye görevlerini de hatırlatmıştır.
Mahkeme kararında özetle şu konular ifade edilmektedir:
• Yapılan zam fahiştir. Ve belediyenin iç kaynak teminine yöneliktir.
• Şehiriçi ulaşım Belediye’nin asli görevleri arasındadır.
• Toplu taşımanın öncelikli amacı kamu yararını sağlamaktır.
• Belediyenin tüm giderleri vatandaştan karşılanamaz, kar zarar hesabı yapılamaz
• Bu zamlar “uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğuracağından” uygulaması durdurulmaktadır.
Yani Mahkemenin kararı açıktır. Bu kararın derhal uygulanması gerekmektedir.
Özellikle burada bir şeye dikkat çekmek istiyorum, Topbaş basına yaptığı açıklamalarda mahkemenin kararını sadece metrobüs zamlarına sıkıştırıyor. Ve aşamalı geçiş uygulamasına geçilecek şeklinde açıklamalarla durumu geçiştirmeye çalışıyor. Topbaş’ın da gayet iyi bildiği gibi karar aynı zamanda, 200 konturden 160’a düşürülen aylık akbiller, 7.5 liradan 10 liraya çekilen elbillere yapılan zamlar için de geçerlidir. Kadir Topbaş bunların tümünü yani ulaşımın tamamına yapmış olduğu %33’lük zammı derhal geri çekmek zorundadır.
Ama karar elime ulaşmadı diyor?
Öncelikle bir şeyi düzeltelim. İdare Mahkemesinin verdiği yürütmeyi durdurma kararı bizim tebliğ aldığımız gün sabah 9.30 itibariyle Belediye’nin avukatları tarafından da tebliğ alınmıştır.
Aynı gün İETT Genel Müdürü Hayri Baraçlı apar topar Anadolu Ajansı’na giderek yeni zam taktiklerini anlatmıştır.
Yine aynı gün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş kararı uygulamak yerine “‘Mevcut ücret tarifeleri devam edecek. Yargının verdiği karar anında uygulanacak diye bir şey yok” diye açıklama yapmıştır.
Yani kısacası Topbaş “Karar henüz elimize ulaşmadı. Mahkemenin öngördüğü maddelere göre gereği neyse belediye yapacaktır” derken açıkça yalan söylemektedir.
Topbaş süreci mümkün olduğunca uzatmanın derdindedir. “Mahkeme kararını ne kadar geç uygularsam o kadar kardır” diye hesap kitap yapmaktadır. Kararın geç uygulandığı hergün İstanbul halkı sadece metrobüse 400 bin TL fazla ödeme yapmaktadır. Aylık akbil kotalarının yetmemesi nedeniyle yapılan ek ulaşım harcamaları ve elbil de eklendiğinde Topbaş’ın neden işi yokuşa sürdüğü daha net anlaşılmaktadır.
Yaptığı suç değil mi?
Evet suç. Kararın ellerine ulaşması ile zamların geri çekilmesi gerekiyor. Yürütmeyi durdurma kararı aldıktan sonra bunu yapmadı. Biz de hakkında suç duyurusunda bulunduk. Tabi bağlı olduğu partinin İçişleri Bakanı izin verirse hakkında soruşturma açılacak.
İdare Mahkemesi’nden “red kararını” aldığımız günün ertesi günü Belediye önüne gittik. Yapması gerekenleri bir de biz hatırlattık, yoksa gereğini halk yapar dedik.
Bilinmelidir ki yargı kararını hiç yerine getirmemek, geç yerine getirmek veya bir başka işlem ile etkisiz hale getirmeye çalışmak suçtur. Topbaş Mahkeme kararını uygulamamak için başka bir işlem yapmaya kalkarsa yani verilen yargı kararını bu yolla etkisiz hale getirmeye kalkarsa bilinmelidir ki biz hem mahkeme kararını uygulayacağız hem de yeni işleme karşı yeniden dava açacağız.
Halkevleri olarak Mahkemenin kararını bilmediğini iddia eden Topbaş’a bizzat kararı tebliğ etmek üzere Pazartesi günü yine Belediye önüne gideceğiz. Son bir kez daha Kadir Topbaş’a mahkeme kararını hatırlatacağız.
Bugün Topbaş’ın yapması gereken sadece zamları geri çekmek değil, İstanbul halkına uğrattığı zararı da derhal tazmin etmektir.
İzmir’de de benzer mahkeme yapılan ulaşım zamlarına karşı benzer bir karar vermiş, Belediye ise bir günlük indirim ardından yeni bir zam yapmıştı. Topbaş da aynı yola başvurabilir mi?
AKP’nin hukuku dolanma taktiklerine daha önce de tanık olduk. İ.Melih Gökçek mahkeme kararlarını etkisizleştirmek için yeni düzenlemeler yaptı ve her defasında da kaybetti. Eğer Topbaş da kendine İ.Melih Gökçek’i örnek alırsa aynı akibete uğrayacaktır. Tabiki biz de hem hukuksal hem de fiili mücadelemizi sürdüreceğiz. İstanbul halkının ulaşım hakkını elinden alan zamlar karşısında sessiz kalmamız mümkün değil.
Bir de özellikle islamcı basında, Topbaş’ın “mahkeme kararına uyacağım” açıklaması ardından ve CHP/ Gürsel Tekin yüzünden/sayesinde bu karar çıkmış gibi haberler yayınlandı. Bunlara ne diyorsunuz?
Bunlar tamamen AKP’nin her başı sıkıştığında başvurduğu kamplaştırma siyasetine yönelik yayınlar. AKP’nin son günlerde çok ciddi bir toplumsal saflaştırma stratejisi izlediği görülüyor. İslamcı medya da bu saflaştırma operasyonunun “AKP tarafı”nda yer alıyor. Gelinen nokta bir hak kazanımı değil de AKP-CHP sürtüşmesi gibi gösterilmek isteniyor.
Gerçek çatışmanın yaşandığı yer halkın haklarını gaspeden ile haklarını savunan halk arasındaki mücadeledir. Halkevleri halkın insanca yaşam güvenceli iş, güvenli gelecek talebini yükseltmeye, Halkın Hakları mücadelesine devam edecektir.