Halkevleri, EMEP ve ÖDP Kürt sorununda yaşanan son gelişmelerle ilgili olarak dün akşam (17 Aralık) İstanbul’da Taksim Tramvay Durağında ortak bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklaması öncesinde Ankara’da çevik kuvvetin TEKEL işçilerine yönelik insanlık dışı saldırısı protesto edildi. Soğuk hava ve yağmura rağmen yüzlerce kişinin katıldığı eylemde fenerler ve dövizler taşınırken yere mumlarla “Barış” yazıldı. […]
Halkevleri, EMEP ve ÖDP Kürt sorununda yaşanan son gelişmelerle ilgili olarak dün akşam (17 Aralık) İstanbul’da Taksim Tramvay Durağında ortak bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklaması öncesinde Ankara’da çevik kuvvetin TEKEL işçilerine yönelik insanlık dışı saldırısı protesto edildi. Soğuk hava ve yağmura rağmen yüzlerce kişinin katıldığı eylemde fenerler ve dövizler taşınırken yere mumlarla “Barış” yazıldı.
“Yaşasın Halkların kardeşliği”, “Bıji bıratiya gelan” sloganlarının sık sık atıldığı eylemde ortak basın açıklamasını ÖDP Genel Başkanı Alper Taş okudu. Taş, Türkiye’nin karanlık bir dönemden geçtiğine işaret ederek, ırkçılık ve faşizme karşı kardeşliğin emekçilerin dayanışmasının harcı olacağını söyledi. “Ülkemizi ırkçı, şovenist, inkarcı, imhacı karanlık güçlere terk etmemeye kararlıyız” diyen Taş, Türk ve Kürt halkının el ele vermesinin zamanın geldiğini söyledi.
Taş barış için, ülkedeki erk sahiplerinin demokratik haklarını kullanan Kürtlere saldırmaktan vazgeçmesi, halka yönelik saldırıların kayıtsız şartsız kınanması, tutuklu Kürt çocuklarının serbest bırakılması, Kürtlere yönelik ırkçı saldırıların durdurulması, Kürt sorununda Kürtsüz “çözüm” politikasından vazgeçilerek Kürt halkının temsilcilerinin muhatap kabul edilmesi, anadilde eğitim hakkının önünün açılması ve Kürtlere eşit yurttaşlık hakkının tanınması gerektiğini söyledi.
Basın açıklamasının ardından EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel bir konuşma yaptı. Tüzel, TEKEL işçilerine, demiryolu emekçilerine, itfaiye emekçilerine ve nükleer santrallere karşı çıkan çeverecilere yönelik saldırıların altını çizerek ağzından açılım lafını düşürmeyen iktidarın halka saldırdığını söyledi. DTP’nin kapatılmasından emekçilere yönelik saldırılara kadar tüm saldırıların arkasında AKP’nin olduğunu belirten Tüzel, sözlerini “Hak arayan işçiyi copla, özgürlük isteyen Kürdü tutukla, direnen işçiyi gözaltına al. İşte demokrasi anlayışı budur AKP’nin” diyerek bitirdi.
Levent Tüzel’in ardından Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol söz aldı. İlknur Birol, kendi anladıkları barışın içinde eşitlik ve kardeşliğin olduğunu belirterek, iktidarın “barış” ve “demokrasi” anlayışının farklı olduğunu söyledi. AKP’nin demokrasi anlayışının, hak arayan işçinin ve demokratik hakkını kullanan Kürt halkının başına biber gazı ve cop olarak indiğini ifade eden Birol, barışın ırkçı ve şovenist her adım karşısında eşitlik, özgürlük ve adaletten geçtiğini düşünen herkesin barikat oluşturmak zorunda olduğunu söyledi.
“Ekmek mücadelesi veren yoksul emekçi sınıflarla Kürtlerin özgürlük davasında barış istemlerini yan yana getirme becerisini göstermek durumundayız” diyen Birol, karanlık sokaklarda 500 liraya tetikçi kiralayan güçlerin yeni olmadığını ve bunun adının kontrgerilla olduğunu belirtti. Birol, sözlerini “Kontrgerilla ve faşist güçlerin karşısında kardeşliğimizi koruyacağız. Barışın sözünü biz daha yüksek sesle söyleyeceğiz. Sıkılan her kurşunun bize sıkıldığını bileceğiz, inen her coplun, atılan her gaz bombasının yapılmış her operasyonun bize yapıldığını içten hissedeceğiz. Bu kardeşlik kolay kurulmadı. Bilsinlerki kolay da bozulmayacak. Güvencesi yoksullardır, emekçilerdir, bütün Türkler ve Kürtlerdir” diyerek bitirdi.
Birol’un konuşmasının ardından şair Sennur Sezer bir şiir okudu. Sezer’in ardından da Yazarlar Sendikası 2. Başkanı Mustafa Köz bir konuşma yaptı. Köz konuşmasını Nazım Hikmet’in Stransiyum90 isimli şiiriyle bitirdi. Köz’ün konuşmasının ardından eylem slogan ve alkışlarla son buldu.
Sendika.Org