Geni değiştirilmiş gıda ürünleri beyinleri ve mideleri bulandıradursun, sormadan edemiyor insan; Metalaşmış ne var ki, geniyle oynanmamış olsun ? Gıda ürünlerinin, aşıların genleriyle oynamak, son tahlilde, kapitalizmin kar ve sermaye birikimi ile ilgili bir tercih, bir operasyon. Yok efendim, dünyada açlık varmış da gıda krizi yaşanacakmış da, bu operasyonla gıda ucuzlatılıp açlığın önüne geçiliyormuş vs.vs. […]
Geni değiştirilmiş gıda ürünleri beyinleri ve mideleri bulandıradursun, sormadan edemiyor insan; Metalaşmış ne var ki, geniyle oynanmamış olsun ? Gıda ürünlerinin, aşıların genleriyle oynamak, son tahlilde, kapitalizmin kar ve sermaye birikimi ile ilgili bir tercih, bir operasyon. Yok efendim, dünyada açlık varmış da gıda krizi yaşanacakmış da, bu operasyonla gıda ucuzlatılıp açlığın önüne geçiliyormuş vs.vs. Bütün bu izahatlar dönüp dolaşıp bir yere çıkar; kar ve sermaye birikimi…
Kapitalizmin metalaşmış hangi ürününde çarpıtma, gene müdahale yok ki? Sadece tükettiğimiz gıda ürünleri mi ? Peki şifa niyetine kullandığımız ilaçlar, kozmetikler, tenimize dokunan giysiler, evimizde kullandığımız kap-kacaktan elektroniğe kadar uzanan ürünler, dezenfektanlar, içinde barındığımız konutun yapı elemanları, konutun bizzat kendisi, tükettiğimiz enerji ürünleri, yaşadığımız kent, kentin dokusu, kullandığımız ulaşım araçları, seyrettiğimiz futbol, dinlediğimiz müzik, dahası tükettiğimiz medya ürünleri…Hangisinin geniyle oynanmıyor, geni değişmiyor ki?
***
Gazeteler, görsel medya ürünleri, sinema, müzik ürünleri…Bunların genetiği ile oynanıp oynanmadığını hiç sorguluyor muyuz? Bir tek geniyle oynanmış olan, sağlığımızı tehdit eden besin maddeleri midir? Ya beynimizi, aklımızı tehdit eden, bilincimizi etkileyen, algılarımızı, politik tercihlerimizi güdüleyen, çarpıtan, genetiği değiştirilmiş medya ürünleri ? Onların genleri, “organik oldukları dönemdeki gibi” kalıyor mu?
İnsanlığın doğal ve en temel haklarından olan bilgilenme, haber alma, yorum çeşitliliğine sahip olmanın ürün haline getirildiği “organik medya” ürününden bugün eser var mıdır? O ürün, tarafsız, özgür bir “gazete”, bir “mevkute” halinde kalabildi mi? Medya, dördüncü kuvvet olarak bağımsız kalabildi mi? Kalamadı, çünkü hızla metalaştı. Üstünden para kazanılır mecra haline getirildi. Gen bozulması, gazetenin üstüne reklam bindirilerek yapıldı önce. Derken siyasetçinin müdahalesine uğrayarak gen değişimi geçirdi . Nelere kadir olduğu anlaşılınca, bizzat medya sahibi, medya ürününü silah olarak kullanıp genlerine istediği müdahaleyi yaptı. Teknoloji geliştikçe, yazılı haline görsel hali eklenen ama aynı zamanda endüstriyel ölçekte üretimine geçilen medyanın , gen haritası da bu değişime paralel olarak değişti.
***
Şimdi medya ürünü olarak karşımıza ister yazılı, ister görsel formatta, gazete,dergi, TV haber, tartışma programı, dizi vb olarak gelsin, bu medya ürünü, “organik medya” ürünü değil. Peki ne ? O artık genleriyle oynanmış, endüstriyel olarak üretilen, reklam verenin kontrolünde, sahibi sadece medya üreticisi değil ama aynı zamanda bankacı, petrolcü, madenci, sanayici olan bir meta. Onda, artık tarafsız, “organik haber” yok, yönlendirilmiş, çarpıtılmış, yanıltıcı bilgiler var.
***
Medya mutfağındaki “usta”ların ne pişirdikleri belli. Reçeteler belli. Medya patronunun, başkentteki enerji ihalelerine dikkat edilmeli, özelleştirme projesinde rekabet gücü zayıflatılmamalı, hatta tersine güçlendirilmeli, hükümete yeri geldiğinde sopa gösterilmeli, yeri geldiğinde havuç…Medyanın geni de buna göre kurgulanmalı. Genle oynamanın sınırı var mı? Yok. Bu silaha bizzat hükümetler, Başbakan damatları da sahip yapılır, yandaş cemaatten zenginlere medya satın aldırılır, medya, gizli gündemleri yaşama geçirmede yeni bir gen değişimine uğrar.
Medyanın başına, bu silahı iyi kullanabilecek generaller, attığını vuran tetikçiler getirilmeli, omurga sorunu olmayan yorumcular serpiştirilmeli sayfalara, kuşaklara..Medyanın genetiğine aykırı yazmaya, konuşmaya yeltenen çatlak sesler çıkar ise, ya kulağından tutulup dışlanmalı ya da konu mankeni gibi bir köşede “çeşit” olarak tutulup rehin alınmalı.
***
Özellikle akıl sağlığımıza, yetişmekte olan çocuklarımızın akıl sağlığına, mental yapılanmasına genetiği değiştirilmiş medya ürünlerinin büyük zararlar verdiğini, müdahil olmaz isek vermeye devam edeceğini bilmemiz gerek. Gazete,dergi, TV programı, film,dizi, program…Bunlardan neyi ne kadar tüketiyorsak, genleriyle ne kadar oynanmış olduğunun ayırdında olmalıyız. Genetiği Değiştirilmiş Medya(GDM) ürünlerine karşı, kendimize ve çocuklarımıza “medya aşısı” yaptırmakta hiç tereddüt etmemeli, bu ürünleri tüketirken iyi bir medya okuryazarı olup olmadığımızı sık sık test etmeli, çocuklarımızın da iyi bir medya okuryazarı olmasını sağlamalı, gerekiyorsa bunun derslerini aldırtmalıyız. Hem de çok geç olmadan…