AKP Hükümeti tarafından Kürt sorununa çözüm iddiasıyla gündeme gelen ‘açılım’ dün (13 Kasım) TBMM Genel Kurulu’nda görüşüldü. AKP, açılım konusunda daha önce gündeme gelen ‘değişiklikler’ dışında bir öneride bulunmadı. Aynı durum muhalefetin tavrı için de geçerliydi. Günlerdir üstüne fırtına koparılan Meclis oturumu, sürprizsiz geçti. AKP tarafından TBMM gündemine sunulan ‘demokratik açılım’ görüşmeleri bugün de sürdü. […]
AKP Hükümeti tarafından Kürt sorununa çözüm iddiasıyla gündeme gelen ‘açılım’ dün (13 Kasım) TBMM Genel Kurulu’nda görüşüldü. AKP, açılım konusunda daha önce gündeme gelen ‘değişiklikler’ dışında bir öneride bulunmadı. Aynı durum muhalefetin tavrı için de geçerliydi. Günlerdir üstüne fırtına koparılan Meclis oturumu, sürprizsiz geçti.
AKP tarafından TBMM gündemine sunulan ‘demokratik açılım’ görüşmeleri bugün de sürdü. 10 Kasım günü yapılan açılışla başlayan görüşmelerde bugün AKP’nin programını açıklaması bekleniyordu. Görüşmeler İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın konuşmasıyla başladı. Atalay’ın hemen ardından DTP adına Ahmet Türk, MHP adına Devlet Bahçeli, CHP adına Deniz Baykal, AKP adına ise Başbakan’ın siyasi danışmanı olan AKP Adana Milletvekili Ömer Çelik ile İstanbul Bağımsız Milletvekili Ufuk Uras birer konuşma yaptı. Grup konuşmalarının ardından Başbakan Meclis’e seslendi. Başbakan’ın konuşmasının ardından DSP adına da konuşma yapıldı. Yapılan konuşmalar konuyu Meclis gündemine getiren AKP’lilerin orta vadede konuya dair güçlü bir adım atmayacağı ortaya çıkardı.
Atalay, aynı nakarat
Oturumda ilk sözü alan Atalay yaptığı konuşmada açılıma dair AKP’nin bazı somut adımlarını sıraladı. İçişleri Bakanı Beşir Atalay yaptığı açılış konuşmasında açılımın bir paket değil süreç olduğuna değinerek görüşmelerin genel hatlarını verdi ve Başbakan’ın daha sonra ayrıntılı bir konuşma yapacağını söyledi. Ancak Başbakan ayrıntılardan bahsetmedi ve Atalay’ın sunumunu açıklayıcı buldu.
Atalay’ın konuşmasında bugüne kadar fiili olarak kullanılan çeşitli hakların kullanımına yönelik yasal düzenlemelere ilişkin açıklamalar vardı. Atalay’ın sunduğu öneriler arasında; Kürtçenin siyasi propaganda için serbest bırakılması, hapishane görüşmelerinde Kürtçeye serbestlik, üniversitelerde seçmeli ders olarak Kürtçe eğitimi, Kürdoloji enstitüleri, özel TV ve radyoların 24 saat Kürtçe yayın yapması, yerleşim yerlerine başvuru durumunda eski isimlerinin yeniden verilebilmesi için yapılan ve yapılması düşünülen düzenlemelerden bahsedildi.
Atalay konuşmasında ayrımcılığa karşı bağımsız bir komisyon kurulması ve kolluk kuvvetleri hakkında şikayetlerin yapılabilmesinin kolaylaştırılması için bir bağımsız komisyon kurulabileceğini ifade etti.
Atalay, Kürt hareketinin temel talepleri arasında yer alan Anayasa değişikliği hakkında çoğulcu bir Anayasa’nın oluşturulmasının şart olduğunu, Anayasal değişikliğin yapılacağını fakat başta dil olmak üzere Anayasa’nın değiştirilemez ilk üç maddesinin bu değişiklikler kapsamına asla alınmayacağını kaydetti. Atalay’ın konuşmasında askeri operasyonların durdurulmayacağına dair mesajlar da vardı.
DTP: “Değil koltuklarımız canımızdan bile vazgeçeriz”
DTP adına konuşan Ahmet Türk, Kürt sorununda samimi bir yaklaşımın silahların ortadan kaldırılması için şart olduğunu söyledi. “Barış için koltuklarımızdan değil canımızdan vazgeçmeye hazırız” sözlerini sarf eden Türk konuşmasında hükümetin basit yasal düzenlemelerle sorunların üstesinden gelemeyeceğini belirtti. Operasyonların durdurulmasına gerektiği mesajını veren Türk, MHP ve CHP’nin ırkçı-milliyetçi tavırlarını da eleştirdi. Ahmet Türk konuşmasında çözüm sürecinin Meclis’e havale edilmesi gerektiğini belirterek bunun için hakikatleri araştırma komisyon kurulmasını önerdi.
Muhalefet cephesinde değişen bir şey yok
Türk’ün ardından MHP lideri Devlet Bahçeli söz aldı. Bahçeli, yapılan görüşmeleri “ülkeyi bölme görüşmeleri” adıyla ve bir talihsizlik olarak nitelendirdi. Millet, devletten ve demokrasiden önde gelir diyen Bahçeli, hükümete meydan okudu. PKK teslim olsun mensupları da adalete hesap versin ve bölgedeki işsizlik önlensin taleplerini sıraladı.
Bahçeli’nin ardından CHP lideri Deniz Baykal söz aldı. Baykal konuşmasına açılım sürecinin gizli bir şekilde işletildiğine değinerek başladı. Şehit annelerinin polis tarafından engellenmesini eleştiren Baykal, Erdoğan’ın ‘analar ağlamasın’ lafını hatırlattı. Baykal kendilerinin Kürt sorunun çözümünde önemli adımlar attığını söyledi ve 1989 yılında Meclis’e sundukları raporu dile getirdi. Türk ve Kürt tanımları yapan Baykal “Devlet kimsenin etnik kökenine karışmaz” dedi. Baykal, Ulusalcı, ekonomik kalkınma modelini tekrar sundu ve PKK ile Kürtlerin ayrı olduğunu savundu. Ahmet Türk ve Devlet Bahçeli’nin sözleri kesilmeden dinlenirken ilk karşılıklı sataşmalar Baykal’ın konuşmalarında oldu.
Kürsüde nutuk, localarda eylem
Baykal’ın ardından AKP adına AKP Adana Milletvekili ve Başbakan’ın danışmanı Ömer Çelik konuştu. Çelik kürsüye çıktığı sırada TGB üyesi iki kişi AKP’yi protesto etti. İki gösterici daha sonra gözaltına alındı. Bu olay esnasında dinleyici localarının perdesinin kapatılması dikkat çekti. Çelik’in konuşması sırasında ise Pakize Akbaba adlı bir kadın da dinleyici localarında Türk bayrağı açtı. Bu kişi de gözaltına alındı.
Başbakan’ın danışmanı muhalefete yüklendi
Çelik’in konuşması CHP, MHP ve DTP’lilere cevap şeklinde geçti. Çelik, ilk olarak Dersim Katliamı’nı hatırlatarak CHP’ye Seyid Rıza’nın sözleriyle hitap etti. CHP’nin Alevilerden özür dilemesi gerektiğini söyledi, MHP’nin uzlaşmaz tavrını eleştirdi. Çelik DTP’yi ise kendisini hiçe sayarak PKK’yi muhatap olarak gösterdiği için eleştirdi. Çelik, Kuvay-ı Milliye ruhunun ülkenin 80 ilinde milletvekili çıkartan AKP’de olduğunu da söyledi.
Erdoğan’ın konuşması:Dağ fare doğurdu
Gruplar adına yapılan konuşmaların ardından Hükümet adına Erdoğan söz aldı. Erdoğan’ın bir saati aşan konuşması Ulusa Sesleniş programı havasındaydı. Erdoğan Kürt sorunu konusunda somut adımlara dair çok fazla bilgi vermezken konuşmasında bol bol muhalefete yüklendi. AKP Hükümetinin iktidarda olduğu dönem boyunca gerçekleştirdiği hizmetleri anlattı. Muhalefete yönelik çıkışlarından en çok nasibini alan CHP oldu. Onur Öymen’in Dersim isyanı konusunda sarf ettiği sözleri eleştiren Erdoğan “şehit cenazelerinin gelmesini isteyenler var” sözünü sarf edince CHP’liler protesto amacıyla salonu terk ettiler. Erdoğan açılım konusunda kararlı olduklarını söyleyip bunu anlatmak için 81 ilin tamamını dolaşmaya hazır olduğunu ifade etti. Bu taahhüt akıllara seçim tartışmalarının yaklaştığını ve AKP’nin seçime kadar bu konuyu gündemde tutmaya devam edeceğini getirdi.
AKP, tüm tartışmalara ve gerilimlere rağmen Meclis gündemine taşıdığı ‘açılım’ konusunda dağ fare doğurdu dedirten cinsten bir tablo ortaya koydu. Açılım konusunda ağızlarda dolaşanlar dışında hiçbir yeni önerinin gündeme gelmediği oturumda muhalefet de bir kaşık su da fırtına kopardı.
Sendika.Org