AKP hükümeti iktidarı boyunca halkın en temel insani haklarını gasp etti. Bu politikalar halka hayatı yaşanamaz hale getiriyor. Başta sağlık meslek örgütleri olmak üzere toplumsal muhalefet örgütlerinin tüm itirazlarına rağmen 1 Ekim 2008’de meclisten geçirilen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası 1 yılını doldurdu. Geçen bir yıl ne yazık ki bizleri haklı çıkarmıştır. Bugün gelinen noktada ülkemizin sağlık ve sosyal güvenlik alanındaki son durumu maalesef haklılığımızı gözler önüne sermektedir.

• GSS’yle birlikte çalışma gün sayısı 5000’den 7000’ne çıkartılarak emeklilik imkânsız hale getirildi, emekli maaşları geriletildi.

• Sağlıkta dönüşüm adı verilen yıkım programıyla hastaneler ticarethane gibi çalışmaya başladı, ücretsiz verilmesi gereken hizmetler için vatandaştan katkı payı adı altında paralar alınıyor.

• Özel hastanelere giden hastalar “ilave ücret” adı altında paralar ödemeye zorlanıyor. Üstelik şimdilik güya % 30 olan bu “bıçak parası” yakında % 70’e çıkarılacak. Hükümet ve özel hastane patronları ise hastalara ilave maliyet çıkarmak için büyük çaba harcıyorlar.

• Son bir yılda yaklaşık 250 bin kişi sigorta primi ödenemediği için sistemden çıkarıldı.

• Hükümet şimdi sağlık harcamalarının artmasını gerekçe gösterip 3 milyar TL kısıntıya gidiyor. Yani daha az sağlık hizmeti alacak ve daha çok katılım payı ödeyeceğiz. Ama özel hastanelere aktarılan kaynaklarda bir azalma olmayacak.

• Bütün çocuklar GSS’li olacak denildi, ancak bu vaadin kocaman bir yalan olduğu anlaşıldı

• Artık Sadece muayenede, eczanede değil, bundan sonra hastaneye yattığımızda, ameliyat olduğumuzda da katılım payı ödeyeceğiz.

Bugün ülkemizde milyonlarca insan hâlâ sağlık güvencesinden mahrum. Kriz gerekçesiyle işinden atılan yüz binlerce emekçi ve aileleri de sağlık güvencelerini yitirdi. 72 milyonluk Türkiye’de 14 milyon insanın sosyal güvencesi yok.

Yani geçtiğimiz 1 yıl SSGSS’ nin halkın sağlık hakkına dönük bir saldırı yasası olduğunu göstermiştir. AKP Hükümeti IMF ve DB’ den aldığı direktiflerle sağlık alanını piyasalaştırma saldırına hedef haline getirmiştir. Onlar için sağlığın anlamı bellidir. Hastaneler ticarethane, sağlık emekçileri köle, hastalar müşteridir.

Son olarak AKP Hükümetinin Maliye Bakanlığı’nın çıkarttığı 18.09.2009 tarihli “Tedavi Katılım Payının Uygulanması Hakkında Tebliğ” ile Muayene ücretleri devlet hastanelerinde 8, özel hastanelerde 15 TL’ye çıkarıldı. Daha önce parasız olan sağlık ocakları da paralı hale getirildi.

Bizler, Maliye Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yayınlanan “Tebliğlerle” şimdilik 2, 8 ve 15 -YTL’ye çıkarılan muayene katkı payı uygulamasını kabul etmiyoruz. Zaten yoksullukla boğuşan milyonlarca yoksul vatandaşın cebinden tasarruf olmaz diyoruz.

Yıllarca ödediği primlerle kamusal bir sağlık hizmeti alma hakkına sahip olan onursal genel başkanımız Abdullah Aydın adına bu gün Danıştay’da açtığımız dava ile hukuksal mücadelemizi, sokakta, hastanede ve hayatın her yerinde eylemlerimizle sağlık hakkı eylemlerimizi sürdüreceğiz.

Bizler sağlık hakkımızın mücadelesini veriyoruz. Parası olanın parası kadar sağlık hizmeti aldığı bir ülkede değil, tüm halkın nitelikli kamusal bir sağlık hizmeti aldığı bir ülkede yaşamak istiyoruz. Sağlımızı geleceğimizi çalanlara karşı halkın sağlık hakkı var diyoruz. Halkın sağlık hakkına kavuşabilmesi içinse öncelikle SSGSS derhal iptal edilmelidir. Bütün halkın sağlık harcamaları genel bütçeden karşılanmalıdır. Katılım payı, ilave ücret gibi ek ödemeler kaldırılmalıdır. Sağlık hizmetlerindeki bütün eşitsizlikler ortadan kaldırılmalıdır. Sağlık çalışanları güvenceli bir çalışma ortamına kavuşturulmalıdır. Bütün bunların gerçekleşebilmesi için kamusal, nitelikli bir sağlık hizmeti politikası hayata geçirilmelidir.

Bizler halkın sağlık hakkı için mücadele edenler AKP’nin sağlığa zararlı politikalarına karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.

HALKIN SAĞLIK HAKKI MECLİSİ