Ali Babacan emek örgütlerinin özel istihdam büroları konusundaki eleştirilerini yanıtladı. Bakan, emeğin kazanılmış haklarına saldırı niteliğindeki uygulamaları işsizliğe çare olarak sundu. Bürolara, sendikasız, sigortasız çalıştırma getirdiği için itiraz eden sendikaları, işsizin halinden anlamamamakla itham edip “tuzu kuru” olarak niteledi. Bakan Babacan özel istihdam bürolarına itiraz eden sendikaları tuzu kuru olarak değerlendirdi. Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı […]
Ali Babacan emek örgütlerinin özel istihdam büroları konusundaki eleştirilerini yanıtladı. Bakan, emeğin kazanılmış haklarına saldırı niteliğindeki uygulamaları işsizliğe çare olarak sundu. Bürolara, sendikasız, sigortasız çalıştırma getirdiği için itiraz eden sendikaları, işsizin halinden anlamamamakla itham edip “tuzu kuru” olarak niteledi.
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan dün TOBB Konseyler Müşterek Toplantısı’nda yaptığı konuşmada sendikaların özel istihdam bürolarına ilişkin eleştiri ve itirazlarına cevap verdi.
Bakan: “Sendikalar işsizin halinden anlamıyor”(!)
Babacan, işleyişi amele pazarlarının hatırlatan ve kölece çalıştırmayı yaygınlaştırmasından endişe edilen özel istihdam bürolarını, AB müktesebatına uygun olduğunu belirterek savundu.
Babacan, sendikaların yasaya ilişkin eleştirilerini şu sözlerle yanıtladı:
“… İşsizliğin ne olduğunu ancak işsiz olanların anlayabilir. …Bugün bu özel istihdam büroları ile ilgili olumsuz görüş beyanlarına bir bakın. İçlerinde bir tane işsiz var mı? Yok. Peki nedir bu? Maalesef artık siyasi midir, ideolojik midir? İşin özünü saptırıp Türkiye’deki işsizlikle mücadelede verilen bu çabayı, bir bakıma sıkıntıya sokmak, bir bakıma engellemeye çalışmak çabaları olarak değerlendiriyorum. Keşke işsizlerin de bir sendikası olsaydı da onları da bir dinleseydik. Bu kanun hakkında ne diyorlardı. İşsizlik arttı. Bunu görmeme lüksümüz yok. İşi olanların her türlü sosyal haklarını koruyalım. Her türlü sosyal güvencesini sağlayalım. Bunu sonuna kadar destekleriz.” (Radikal)
Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek
Babacan konuşmasında özel istihdam bürolarını işsizliğe çare olarak sunarken, işçileri her türlü haktan yoksun, sigortasız güvencesiz çalıştıracak olan büroları eleştiren sendikaların niyetini de “siyasi”, “ideolojik” olarak niteliyor. Bakan, açıklamasında sendikaların itirazının, emeğin hak ve çıkarlarını koruma gerekçesini ise gözardı ediyor.
Babacan, açıklamasında işsziliğin artmasını yasanın meşruiyetini sağlayacak bir veri olarak sunuyor. Oysa bürolarla birlikte işçiler, işsizlikle kölece çalışma arasında tercih yapmaya zorlanacak.
Aynası iştir kişinin
Öte yandan Babacan’ın açıklamasın son bölümünde yer alan işsizler sendikasının olmasına yönelik temennisinin, AKP iktidarı döneminde kapatılan çiftçi, emekli ve öğrenci sendikaları gözönüne alınınca samimi olmadığı ortaya çıkıyor.
Daha önce kendi yaşam koşullarını iyileştirmek için örgütlenmek isteyenlerin akıbeti:
Emekli-Sen: İş yaşamından uzaklaşmış kişilerin sendika kuramayacakları gerekçesi ile İçişleri Bakanlığı’nın açtığı davada kapatıldı. Yerel mahkemenin verdiği kapatma kararı Yargıtay tarafından bozulmuş ancak İçişleri Bakanlığı’nın ısrarıyla dava tekrar açılmış bu sefer Yargıtay’da kapatma kararı onanmıştı.
Çiftçi-Sen:Her geçen gün yoksullaştırılan küçük toprak sahibi çiftçilerin sendikası Çiftçi-Sen hakkında Anayasa’da çiftçilerin sendika kurmasıyla ilgili düzenleme yapılmadığı için kapatma kararı verildi. Dava bir üst mahkemede devam ediyor.
Genç- Sen:İş kolu tanımlaması olmadığı için kapatılmak isteniyor.
Özel istihdam büroları nedir?
Yasayla işçiyle “geçici iş sözleşmesi” yapacak olan özel istihdam büroları, işçileri istedikleri yere kiralayabilecek. Özel istihdam bürosu, işçisini devredeceği işverenle sözleşme imzalayacak. Ancak özel istihdam bürolarından işçi kiralayan işveren, işçiye karşı hiçbir konuda sorumlu olmayacak.
Yasaya göre özel istihdam büroları geçici işgücü talebini karşılamak için sözleşme imzaladığı işçileri, kendilerine sormadan başka işyerlerine kiralayabilecek. İş Kanunu’na 2003 yılında eklenen “geçici iş ilişkisi” adı altındaki esnek istihdamın sınırları genişletilmiş oldu. Yasaya göre İş-Kur’dan izin alan herkes 20 bin TL’lik teminatı yatırarak özel istihdam bürosu kurabiliyor.
Yasa, geçici iş sözleşmesi yapan işçilerin kıdem tazminatlarına dair bir düzenleme yapmıyor. Böylece patronların en büyük korkusu olan kıdem ve ihbar tazminatı fiilen ortadan kalkıyor. İş hukukunda yer alan iş sözleşmesi tanımlamasına da uymayan yasaya göre, işçi ile özel istihdam bürosu sahibi işveren arasında yapılan sözleşme, “iş yapma akdi” üzerine değil işçinin kiralanması üzerine kurulu. Bu da açık bir şekilde işçi simsarlığı anlamına geliyor.
Yeni yasayla geçici işçiler en fazla 18 ay kiralanabilecek ve bir işyeri en fazla çalıştırdığı işçi sayısının dörtte biri kadarını kiralayabilecek. Patronlar yeni yasayla yüksek ücret ödedikleri bölümleri tasfiye ederek, daha düşük ücrete çalışacak işçi kiralayabilecek. Öte yandan patronların bu durumu çalışan diğer işçiler üzerine baskı unsuru olarak kullanarak yine ücretleri düşürmeye yönelmeleri bekleniyor.
Patronlar daha fazla kazanacak
Patronlar, uzun zamandır istedikleri yasayla özel istihdam büroları sayesinde ‘işçi maliyetleri’nde yüzde 30 ile yüzde 50’ye varan avantajlar elde edecekler. Tüm personelin planlaması, malzemeler, yapılacak işle ilgili eğitim, hizmet şirketleri ve özel istihdam büroları tarafından karşılanacak. Çalışanların sigortasını danışmanlık bürosu ödüyor. Hatta işçinin işverene verdiği ‘zarar’ın maliyeti de özel istihdam bürosunun sigortasından karşılanıyor. Yani kiralık işçi çalıştıran kuruluşlar, görünen maliyetlerden de kurtuluyor. Ayrıca patronlar üretimi düşürme durumlarında kapatılan bantlarda çalışan işçileri başı ağrımadan işten çıkarabilecekler. Yani tazminatsız, sorgusuz sualsiz istedikleri zaman ‘gel’ istedikleri zaman ‘git’ diyebilecekler.
Güvencesiz çalışma dönemi başlıyor
Çıkardığı 5920 sayılı yasayla işçi ticaretini yasallaştıran AKP, 18. yüzyıldan kalan köle işçilik dönemini yeniden başlatıyor. Yeni yasayla birlikte sigorta, sendika, güvence kavramları tarihe karışıyor. Emek istismarı artarken, işçiler yasal güvencesiz, korumasız çalışma koşullarına mahkum ediliyor. AKP, ekonomik kriz nedeniyle işçileri korumaya yönelik yasalar çıkarmak yerine işçi haklarının mevcut son kırıntılarını da yok etmek için iktidar gücünü kullanmaya devam ediyor.
Sendika.Org