Köleler piramitleri inşa etti-Unilever geçici işçileri çay piramitlerini inşa ediyor! Unilever Lipton İşçileri İle Uluslararası Dayanışma kampanyası için tıklayın:1–2 Unilever yönetimi Pakistan’ın Khanewal kentinde bulunan Lipton/Brooke Bond çay fabrikasındaki geçici işçilere yönelik vahşi saldırılarını tırmandırıyor. Kadrolu ve doğrudan istihdam talep eden işçileri, iş vermeyip daha da yoksullaştırarak cezalandırıyor. Unilever websitesinin “Haklara Saygı” başlığını taşıyan gösterişli […]
Köleler piramitleri inşa etti-Unilever geçici işçileri çay piramitlerini inşa ediyor!
Unilever Lipton İşçileri İle Uluslararası Dayanışma kampanyası için tıklayın:1–2
Unilever yönetimi Pakistan’ın Khanewal kentinde bulunan Lipton/Brooke Bond çay fabrikasındaki geçici işçilere yönelik vahşi saldırılarını tırmandırıyor. Kadrolu ve doğrudan istihdam talep eden işçileri, iş vermeyip daha da yoksullaştırarak cezalandırıyor.
Unilever websitesinin “Haklara Saygı” başlığını taşıyan gösterişli “Sürdürülebilirlik” bölümünde, Unilever “Khenewal fabrikamız kadrolu ve taşeron işçilerden oluşan bir bileşimi istihdam etmekte” ve “Unilever Pakistan operasyonlarını etkin ve rekabetçi konumda tutmak için merkezi olmayan operasyonlarımıza yönelik olarak işçi sağlamak üzere üçüncü taraf hizmet sunucularından yararlanmaktadır” diyor. Ortalama 533 (aslında genelilkle 700’ü aşan sayıda) işçinin çalıştığı bir fabrikayı sadece 22 kadrolu işçiyle çalıştırmanın “sorunlar yarattığını” kabul etmekle birlikte, bunlara “çözüm bulduklarını” iddia ediyor. İşte Unilever’in “haklara saygı” anlayışı:
Unilever, 27 Nisan’dan itibaren Eylem Komitesi’ne katılan 237 geçici işçinin üçte ikisini işten çıkarmaya başladı. Geçici işçilere yasal asgari ücret olan 6 bin Rupi yani 22 kadrolu işçiye ödenen (sosyal hakları kapsamayan) en düşük ücretin sadece yüzde 33’ü ödeniyor. Ancak bu işçiler ayda 6 bin Rupi kazanabilmek için her ay en az 26 gün çalışmak zorundalar. Ayda 26 gün çalışmadıkları durumda günde sadece 252 Rupi alabiliyorlar ki bu da yaklaşık 3 dolara eşit.
Son dönemde ilan edilen “Eylem Komitesi üyelerine çalışma yoksa para da yok” siyaseti kapsamında, Eylem Komitesine katılan ve sürekli hale gelen güvencesizlik koşulları hakkında mahkemeye şikayette bulunan işçilere ayda 8 günle maksimum 18 günlük iş veriliyor. Bu da kadrolu işçilerin en düşük ücretlerinin sadece yüzde 24’üne eşit.
Diğer yandan Unilever’in işçiler arasında yoksulluk ücreti için verilen sıcak rekabeti kışkırtmasıyla birlikte yeni geçici işçiler de istihdam ediliyor. Unilever bu rekabeti Eylem Komitesine yönelik cephesel bir saldırının gerekçesi olarak kullanmayı amaçlıyor olabilir.
Unliver’in Eylem Komitesi üyelerini istihdamda ayrımcılık yaparak kasten yoksullaştırmaya yönelik siyaseti nedeniyle, birçok işçi yoksulluk sınırının altındaki ücretlerini kırda gerek tarım işçisi gerekse inşaat işçisi olarak çalışarak desteklemeye çalışıyor. Ancak bu işlerden elde edilen ücretler de işçileri ve ailelerini ayakta tutmaya yetmediği için birçokları tefecilere borç batağına saplanıyor.
Haklarını arayan işçilere yönelik bu cezalandırma siyaseti, OECD Çokuluslu Kurumlar Kılavuzu kapsamındaki hak ihlallerini izlemekle görevli bir hükümet kurumu olan BK Ulusal Temas Noktası isimli kurumun bile Khanewal fabrikasındaki istihdam sorunlarının uluslar arası standartlara uygun biçimde çözüllmesi için Unilever şirketi ile IUF (Uniting Food, Farm and Hotel Workers World-Wide-Dünya Gıda, Tarla ve Otel İşçileri Birliği) arasında görüşme yapılması çağrısında bulunmasına neden oldu.
İşçilere yönelik saldırılar sadece yoksul işçileri ve ailelerini daha da yoksullaştırmayı amaçlamıyor. Bu saldırılar aynı zamanda IUF ve Pakistan Gıda, Meşrubat ve Tütün İşçileri Ulusal Federasyonu’nun desteğiyle oluşturulan Eylem Komitesi’ne ve dünya çapındaki Unilever sendikalarına yönelik bir saldırı anlamına geliyor.
[IUF web sitesindeki İngilizcesinden Sendika.Org tarafından çevrilmiştir. Daha fazla bilgi için tıklayınız]