Kendi yarattıkları sistemi kontrol altına alamayıp, krizden krize sürükleyen patronların, işçilere yönelik ‘ali cengiz oyunları’ devam ediyor. İşçilerin ücretten çalışmaya birçok hakkına göz diken patronlar, her gün yeni bir oyunun başrolündeler. Krizi arkalarına alan patronlar esnek çalışma koşullarını daha da derinleştirme çabasında. İşçilerin kendilerini yeniden üretebilmeleri için gerekli olan tüm alanlara saldırılarını sürdüren patronlar “özveriyi” […]
Kendi yarattıkları sistemi kontrol altına alamayıp, krizden krize sürükleyen patronların, işçilere yönelik ‘ali cengiz oyunları’ devam ediyor. İşçilerin ücretten çalışmaya birçok hakkına göz diken patronlar, her gün yeni bir oyunun başrolündeler.
Krizi arkalarına alan patronlar esnek çalışma koşullarını daha da derinleştirme çabasında. İşçilerin kendilerini yeniden üretebilmeleri için gerekli olan tüm alanlara saldırılarını sürdüren patronlar “özveriyi” sadece işçilerden istiyor.
İşçilerin ise bu ‘ali cengiz oyunları’ karşısında artık sabırları tükenmek üzere.
Üretimine 20 gün ara veren Ford Otosan, 11 Ocak’ta üretime yeni bir uygulama ile başladı. Haziran ayına kadar 5 bin 500 Ford Otosan çalışanı ayda 10 gün çalışıp 20 gün izinli olacak. Bunun karşılığı olarak da ücretlerinde kesintiye gidilecek. Uygulamaya göre bir işçinin eline yaklaşık 400 ya da 450 TL geçecek. Oysa Türk-İş ve DİSK’e bağlı sendikalar açlık sınırını 740 TL olarak hesaplamıştı.
Peki açlık sınırının altında bir ücrete mahkum edilen Ford Otosan işçisi ne diyor bu duruma?
Ford Otosan’da çalışan bir işçi, gazetelere verdiği demeçte şunları söylüyor: “Fabrika o kadar kar ediyor, rekorlar kırıyor. Biraz satış düştü diye fatura işçiye kesilmeye çalışılıyor. Ayda sadece 10 gün çalışan bir işçinin evini geçindirmesinin mümkün değil. Artık, ölüm kalım savaşı veriyoruz. Eline 400-450 lira para geçen bir işçi kira mı ödesin, karnını mı doyursun?.. Sabrımız tükeniyor artık. İşçi patlamaya hazır bomba gibi”.
İşçi arkadaşım hiç haksız değil söylediklerinde. Çünkü Ford Otosan 2008’in ilk altı ayında 299 milyon TL net kar ederek rekor kırdı. İhracat şampiyonu Ford Otosan’ın cirosu 4 milyar TL.
Egemenlerin kendi yasalarıyla belirledikleri asgari ücretin bile altında bir ücrete mahkum edilen işçiler, yeni ve daha ileri bir Tezcan, Sinter yaratırsa haksız sayılırlar mı?
Doğtaş Mobilya’nın patronu Davut Doğan işçi çıkarmamanın yolunu keşfetmiş ve hevesle anlatıyor: “Ben bu kriz durumuyla ilgili olarak personele bir konuşma yaptım ve çay ocaklarının kapatılabileceğini duyurdum. ‘Çaylar şirketten dönemine son verebiliriz’ diye söyledim. Çünkü baktığınızda şirketin sadece çay giderleri bile yılda 150 bin lirayı bulabiliyor. Bu da 15 personelin maaşına eşit bir rakama denk geliyor. Yani biz gerekirse 15 kişiyi işten çıkarmayız, ama şirketteki çay ocaklarını kapayabiliriz”
Bre adam!
Diyelim ki sizin dayattığınız gibi bu krizden çıkmak için tasarruf yapmamız gerekiyor, o zaman sen hiç kendi oturduğun sofraya konulan menüde kısıntıya gittin mi? Ya da bindiğin lüks otomobilinin sadece yaktığı benzin, kaç işçinin ücretine denk, hesapladın mı hiç?
Patronlar lükslerinden, sefalarından, servetlerinden, birikimlerinden vazgeçmemek için işçilerin karnının doymasından, başını sokacak bir ev bulabilmesinden, çocuğunu okuluna yollamasından, sağlıklı beslenmesinden, hastalandığında tedavi olabilmesinden vazgeçmesini istiyorlar.
Ey işçi arkadaşlar!
Patronların ‘ali cengiz oyunlarına’ gelmeyelim. Az çalışmaya evet ama tam ücretle diyelim, çayımızdan fedakarlık isteyenlere banka hesaplarını, tahvillerini, bonolarını, yatlarını, villalarını hatırlatalım!