FARC, Uribe hükümeti iktidarda olduğu sürece siyasi bir anlaşma yolu aramayacakları konusunda uyardı. Eski Paramiliter Şefi, Kolombiya’nın bazı bölgelerinde katliamlar yaptıklarını itiraf etti. Hizmet dışı bırakılan Enrique Banquez Martínez, 2000 yılının Şubat ayında El Salado bölgesinde altmıştan fazla köylü müzisyenin, aşırı sağcı gruplar tarafından ağaçlara asıldıktan sonra kafalarının kesildiğini, Kolombiya adaleti önünde açıkça itiraf etti. […]
FARC, Uribe hükümeti iktidarda olduğu sürece siyasi bir anlaşma yolu aramayacakları konusunda uyardı.
Eski Paramiliter Şefi, Kolombiya’nın bazı bölgelerinde katliamlar yaptıklarını itiraf etti.
Hizmet dışı bırakılan Enrique Banquez Martínez, 2000 yılının Şubat ayında El Salado bölgesinde altmıştan fazla köylü müzisyenin, aşırı sağcı gruplar tarafından ağaçlara asıldıktan sonra kafalarının kesildiğini, Kolombiya adaleti önünde açıkça itiraf etti.
Yirmi yıl süresince, özellikle sivil halktan 9000 kişiyi öldüren AUC (Kolombiya Öz Savunma Birliği; Kolombiya’nın en büyük paramiliter örgütü) elemanlarının, 20 yıl sonra görevlerine son verilmesi konusunda, Uribe hükümeti ile bir iş yüzünden anlaşmazlığa düşerek işine son verilen ve buna karşılık olarak alacağı cezadan indirim yapılmasını isteyen paramiliter Enrique Banquez (ve ortağı Juancho Dique) Barranquilla şehir savcısına her şeyi anlattı.
Bu savcı, 2003 -2006 yılları arasında, Alvaro Uribe hükümeti ile aşırı sağcı AUC arasındaki ilişkileri araştırarak, bu gruplardan 32 bin kişinin silahsızlandırılmasını onaylamıştı.
İtirafçı, Bolivar Departmanı’ndan (Kolombiya’da ülke idari olarak eyalet benzeri bir yapı olan departmanlara bölünmüştür; ç.n) 300 AUC üyesinin, Salado bölgesinde bulunan köye, gerillalara sempati duyan köylüleri öldürmek amacı ile geldiklerini söyledi. Sözde isyanı durdurma bahanesiyle, olay yerine gelen askeri birliklerin, AUC üyelerine destek verdiklerini de doğruladı. Barranquilla şehir savcısı, yine bu katliamla ilgili olarak, paramiliterlerle işbirliği yaptığı şüphesi ile emekli deniz filosu komutanı Hector Pita’yı ifade vermeye çağırdı.
El Salado katliamında, bugüne kadar altmış kişinin öldüğü söylendi. Fakat başsavcılık makamı geçen ay, yerleşim bölgesindeki şahitlerin ve aralarında Banquez’in de bulunduğu itirafçı paramiliterlerin ifadelerine dayanarak yalnız o sefer için yüzden fazla köylünün katledildiğini, katledilen kurbanların evlerinin yakıldığını ve 280 kişinin de köyden kaçmak zorunda kaldıklarını açıklamıştı.
Katliam günü olanları, salı günkü oturumda anlatan itirafçılardan biri “El Tiempo de Bogota” gazetesine “Bunları anlatmanın ne kadar zor olduğunu söyleyemem ama anlatmak daha iyi… El Salado kurbanlarının bazıları ağaçlara asılarak süngülendikten sonra kafaları kesildi. Bu esnada diğerleri, davul, gayda ve keman çalarak eğlendiler. Üç veya dört saat süren katliam süresincede eğlenmeye devam ettiklerini” söyledi. Aynı itirafçıya, 2001 yılının Ocak ayında 27 kişinin öldürüldüğü Chengue köyü katliamı ve diğer katliamlar sorulunca 565 cinayet olayına katılmış olduğunu belirtti.
El Salado katliamı Rodrigo Tovar Pupo’nun (Jorge 40) adamları tarafından gerçekleştirildi. Bu cani ve 13 eski paramilitar şefi, uyuşturucu trafiğinde görevlendirilerek geçen mayıs ayında, Amerika Birleşik Devletleri’ne geri gönderildiler. Jorge 40’ın el konulan bilgisayarında, parapolitica diye adlandıran, siyasetçilerin paramilitarlarla olan ilişkileri açığa çıkarılmış ve yüksek mahkeme, 70 milletvekili hakkında soruşturma açmış ve de bunlardan 32 siyasetçiyi suçlu bularak tutuklamıştı.
Sadece siyasi cinayetlere katılmakla kalmayan, her türlü pis işlerin içinde bulunan Juancho Dique, Kuzey Bolivar bölgesinde, 2003 yılında yapılan yerel seçimlerde, 18 belediye başkanının, AUC elemanlarının desteğiyle seçildiklerini de açıkladı.
Durum böyle iken, Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) sekretaryasından İvan Marquez, Telesur televizyonu tarafından yapılan röportajda, “silahlı mücadeleye devam edeceklerini ve savaşı bitirmek için Alvaro Uribe hükümeti dışındaki başka bir partinin, hükümet olması durumunda, siyasi bir çözüm arayabileceklerini” belirtti.
İvan Marquez, “Sorun silahlı mücadele değil, onu motive eden nedenlerdir” diyerek “son saldırıdan sonra, gerillaların bozguna uğratıldığını söyleyenlerin insanları kandırmaya çalıştıklarını” belirtti. 1964 Mayıs’ındaki Marquetalia* katliamından (FARC bu saldırıdan hemen sonra kuruldu; -ç.n) bu yana, çeşitli hükümetlerin tarihini bile saptadıkları, kendilerini yok etmeye yönelik birçok planlarının(!) buluna geldiğine işaret etti.
Komutan Ivan Marquez “Alvaro Uribe ile barış ancak bir düş olabilir. Mücadeleye siyasal bir çözüm; sadece olası başka bir hükümetle… Yani bölgelerdeki askeri birlikleri kaldırabilecek, Gringo’ları (Latin Amerika’da ABD’lier gringo diye anılıyor; ç.n) evlerine gönderebilecek…” sözün kısası en üst düzeyde objektif olabilecek, yeni bir hükümet ile” ya da “yönetim merkezinin, ülkenin en büyük isyan hareketinin eline geçmesi…” ile mümkün olabileceğini söyledi.
Komutan İvan konuşmasını; “eğer, gerilla örgütümüz çatırdamakta olsaydı, Kolombiya için Manta (Ekvador hükümetinin kapatmayı düşündüğü, Ekvador sınırları içinde bulunan, bölgenin en büyük ABD askeri üssü; ç.n) askeri üssünden geçerek buraya gelemezdim. Burada sizlerle konuşuyor olamazdım. Asıl çatırdamakta olan, Kolombiya’nın, narco-paramiliterizme (uyuşturucu ticareti ve paramiliter faaliyetlerin bir arada yürütüldüğü yapı; ç.n) kokaine ve kana bulaşmış, çürüyen gayrimeşru kurumlarıdır” diyerek sürdürdü.
FARC sekretaryasından komutan İvan Marquez, “FARC liderlerinin, hapis tuttukları rehineleri salıvermelerine karşılık kendilerine Fransa’da siyasi sığınma hakkı önerisine hazır oldukları iddilarını” yalanladı ve bu planın “gerillaların haysiyetine bir saldırı” olduğunu belirtti. Marquez, “gerçek savaşçılar, ülkelerinin dağlarını ve inançlarını aşağılık bir denizaşırı sürgüne değişmezler” dedi.
Fidel Castro’nun, ormanlarda tutulan sivil rehinelerin serbest bırakılması konusundaki önerisi komutan Marqueze sorulunca, Amerikan “imparatorluğunun ve Uribe rejiminin cezaevlerinde bulunan, savaşçı gerillaların özgürlüklerini, her koşulda aramak onun da hakkı” diyerek, efsanevi komutanın gerillaları desteklediğini söyledi.
Guantanamo ve Ebu Garip cezaevlerinde hakları gasp edilerek tutulan binlerce esirin ve Amerikanın farklı hapsa hanelerinde bulunan “beş Kübalı kahramanın” da aynı şekilde acı çektiklerine işaret ederek, zindanlarda tutulan bu yoldaşları düşünmek gerektiğinin altını çizdi.
Bölgesel anti-narkotik zirvesi
Diğer taraftan, büyük uyuşturucu patronlarına karşı etkili yaptırımların bulunmadığı ve uyuşturucu üretiminde herhangi bir azalmanın görülmediği cesaret kırıcı bir ortamda, Kolombiya İdari İşleri, 18 yıl sonra, 6 Devlet Başkanı ve temsilcilerinin katılacağı, bölgesel bir anti-narkotik zirvesi gerçekleştireceklerini açıkladı.
Buluşma bu Cuma günü, Kolombiya’nın Cartagena limanında gerçekleşeçek. Meksika Devlet Başkanı Felipe Calderon’nun, Salvador Başkanı Elias Antonio Saca’nın, Guatemala başkanı Alvaro Colom’un, Panama başkanı Martin Torrijod’ın, Dominik Cumhuriyeti başkanı Başkanı Leonel Fernendez’in ve ev sahibi Alvero Uribe’nin zirveye katılacakları açıklandı.
[www.rebelion.org’daki İspanyolca orijinalinden Atiye Parılyıldız tarafından Latinbilgi (Sendika.Org) için çevrilmiştir]