“Shahdadkot Tekstil Fabrikaları” çalıştırdığı 6000 kadar işçisiyle Yukarı Sindh bölgesinin en büyük sanayi tesisiydi. Bu tekstil fabrikası 1974 yılında o zaman Başbakan ve Pakistan Halk Partisi’nin (PHP) lideri olan Zülfikar Ali Butto’nun emriyle kurulmuştu. Fabrika, inşaatın bitmesinin ardından 1981 yılında faaliyete geçti. Döneminin en büyük ve bütünlüklü sanayi tesisi olan bu fabrika, iplik eğirme, dokuma, […]
“Shahdadkot Tekstil Fabrikaları” çalıştırdığı 6000 kadar işçisiyle Yukarı Sindh bölgesinin en büyük sanayi tesisiydi. Bu tekstil fabrikası 1974 yılında o zaman Başbakan ve Pakistan Halk Partisi’nin (PHP) lideri olan Zülfikar Ali Butto’nun emriyle kurulmuştu. Fabrika, inşaatın bitmesinin ardından 1981 yılında faaliyete geçti. Döneminin en büyük ve bütünlüklü sanayi tesisi olan bu fabrika, iplik eğirme, dokuma, boyama ve tekstil üretimi için gerekli tüm süreçleri içinde barındıran bir tesisti. Fabrika ihraç edilebilecek kalitede ürünler üretiyordu.
Şu anda tesisler tamamen özelleştirilmiş ve kapanmış durumda. Müşerref yönetimi tesisi Karaçi’de hammadde ve hurda ticareti yapan yerel bir küçük burjuvaya, Nisar Memon’a sattı.
Bu tekstil fabrikasının çalışanları şimdi direnişte; özelleştirmeye ve tesisin kapatılmasına karşı… Birleşik İplik Fabrikaları Sendikası, bölgedeki bazı başka sendikalarla birlikte direnişe katılıyor. PTUDC’dan yoldaşlar (Pakistan Sendikal Savunma Kampanyası) da bu harekete etkin olarak katılıyor.
İŞSİZLİK
Shahdadkot, nispeten geri kalmış bir kent ve Qambar- Shahdadkot bölgesi yöneticileri Sindh ve Belucistan sınırında konuşlanmış durumda. Bölgedeki pek çok diğer küçük kent ve kasaba ekonomik olarak Shahdadkot’a bağımlı. Bu yöredeki insanların yaşamı temel olarak tarıma ve ticarete dayalı. “Shahdadkot Tekstil Fabrikaları” 6000 kadar işçiyi çalıştırabilecek büyüklükteki tek tesis. Müsadere ve kapanmanın ardından tüm işçiler işlerinden olmuş, kovulmuş durumda.
İşten atılan işçilerin aileleri yoksulluk içinde yaşıyor ve enflasyonda yaşanan son artışların da etkisiyle açlıkla boğuşuyor. Sadece işten atılan işçiler değil, fabrika çevresinde dükkan açmış olan ve fabrikayla küçük işler yapan iş sahibi yöre halkı da çok zor durumda.
FABRİKA NASIL ÖZELLEŞTİRİLDİ?
Ziya’nın dikta rejiminin son dönemlerinde tesislerin özelleştirilme süreci yavaş yavaş başlamıştı. Fabrikalar parça parça satılmıştı. Eski Sovyetler Birliği’nin yöre halkına kazandırdığı ağır makineler fabrika yönetimleri tarafından eskimeye bırakılmış ve Karachi’de hurda olarak satılmıştı. PHP’nin “sözde demokratik rejimi” altında bu özelleştirmeler devam etti.
Müşerref rejimi altında tesisler PIDC’ye (Pakistan Sınai Kalkınma Şirketi) devredildi. PIDC o dönemde daha önce de belirttiğimiz gibi fabrikayı bir hurda tüccarı olan Nisar Ahmed Memon’a sattı. Bu kişi tesisin tümünü almak için bürokrasi içinde pek çok kişiye yüksek meblağlarda rüşvetler verdi. Genel kanı, Nisar Memon’un tesisi çalıştıracağı yönündeydi ama kısa bir süre sonra tesisleri tamamen alarak ithal edilmiş ağır makinelerini Karachi’de hurda olarak sattı.
PIDC, “Şeffaf Özelleştirme” kararı alan Sindh Yüksek Mahkemesi aracılığıyla bu yağmayı yasallaştırdı. Fabrikada çalışan işçiler eyleme ve direnişe geçince Nisar Memon işçileri tehdit etmeye başladı ve hatta bazılarını öldürtmeyi bile denedi.
Memon tarafından finanse edilen Abdul Fatah Bhatti tesislerde tam idare yetkisine sahipti. Fatah Bhatti fabrikanın son kalan işçilerini de işten çıkarıp fabrikanın 8 Haziran 2007 tarihinde tamamıyla kapatıldığını açıkladı. Tesisler o günden beri kapalı ve işçileri açlıkla yüz yüze bulunuyor.
YAĞMA VE HİLELİ ÖZELLEŞTİRME
İşçilerin kaderi patronların yağma ve talanı altında acı çekmek oluyor… İşçilerin yozlaşmış bürokrasinin ve fabrika yöneticilerinin de yardımlarıyla bu hale düşmesi yeni bir olgu değil.
Bu tesis aynı zamanda işçilerin ikamet ettikleri yerleri de barındırıyordu (Fabrika İşçileri Kolonisi). Tesislerin özelleştirilmesiyle ordu ve polis işçilerin yerleşkelerini devraldı ve işçileri evlerinden kovdu. O günden beri bu yerleşkede işçilerin yaşamasına izin verilmiyor.
Ayrıca Abdul Fatah Bhatti, Nisar Memon’un adamı, ceplerini fabrika çalışanları fonundan aldığı parayla doldurmaktadır. İşçilerin gece gündüz çalışmaları sonucu kazanılmış olan yaklaşık bir milyon rupi işçilere verilmemiştir. Bu meblağ Habib Bank Shahdadkot Şubesi’nde (Hesap numarası 007900089891) bulunuyordu ancak Abdul Fatah tarafından bu paraya el konulmuştur. Bunun da ötesinde, işçiler çalışanlar fonundan paralarını istediğinde tartaklanmış, yaralanmış ve onlardan gitmeleri istenmiş, aksi takdirde öldürülecekleri söylenmiştir!
Shahdadkot Tekstil Fabrikaları şu anda milyarlarca rupi değerindedir. Ancak 80 milyon rupiye satılmıştır. Sadece Fabrika İşçileri Kolonisi ve diğer bazı binaların değeri 90 milyon rupi civarındadır. Ancak devlet ve onun kirlenmiş yöneticileri her zaman kapitalistlerin çıkarlarının savunuculuğunu yapmış, bunlardan yüksek komisyonlar almıştır. Birleşik İplik Fabrikaları Sendikası “Fabrikaların tüm diğer birimlerinin, altyapısıyla birlikte 500 milyon rupi değerinde olduğunu” açıklamıştır.
Tüm bunlar yapıldıktan sonra, elimizde ne kalıyor? 2007 yılında tesis kapatıldığında 6000 işçiden sadece 550 tanesi çalışıyordu. İşçiler aylarca maaşlarını alamıyordu; teşvik ve mesailerden hiç bahsetmiyoruz…
TESİSLER NEDEN ÖZELLEŞTİRİLDİ?
Ziya’nın dikta rejimi altında Shahdadkot kenti militan ve solcu geleneğiyle bilinirdi. Bu tekstil tesisleri de sendikaların ve sol aktivistlerin geleneksel tabanını oluşturuyordu. Yoldaş Jam Saqi (Pakistan Komünist Partisi’nin eski genel sekreteri, Ziya’nın hapishanelerinde yıllar geçirmiştir) bize Ziya rejimi zamanında saklanacak bir yer bulamadıkları zaman bu fabrikalara sığındıklarını anlatmıştı. Fabrika İşçileri Kolonisi pek çok ilerici siyasetçinin sığınağı olmuştur.
Bu kentin ve özellikle de Tekstil Fabrikalarının sendikal siyaseti tüm diğer kentlere örnek oluşturur nitelikteydi. Tüm bölge işçileri için bir geleneğin oluşmasından bahsedebiliriz. Diğer sanayi kollarından işçilerin de kendi sendikaları vardır ve bu bir norm haline gelmiştir. Sovyetlerin çöküşünden ve Berlin Duvarı’nın yıkılışından sonra dahi bu güne dek 1 Mayıs tam bir dayanışma günü olarak kutlanmaktadır.
Daha sonraları, Ziya diktasından sonra 1988 yılında yapılan seçimlerde bu kentte sendikalar ve işçiler feodallere karşı kendi adaylarını çıkarmıştır. İşçiler kazanmaya çabalamış ama seçimleri kaybetmiştir. Feodaller, burjuvazi ve devlet ise bunu büyük bir tehdit olarak algılamıştır. İşçilerin örgütlü seçim kampanyası Nagir Magsi’nin (Sindh yönetiminde PHP Bakanıdır) başını büyük belaya sokmuştur. Bir hareketin yükselmekte olduğu görülmüştür.
Bazı ordu komutanları ve ajanlar tesisleri özelleştirme kararı almıştır. Tesisleri kapatma yoluna gitmişlerdir. Yavaş ve düzenli bir biçimde, parça parça tesislerin özelleştirilmesi ve sonunda tamamen kapatılması yoluna gidilmiştir. Sonuçta amaç bu kentte ve fabrikalarda militan siyaseti ve sınıf mücadelesini bitirmek ve feodallerin hâkimiyetini devam ettirmektir. Bu devasa sanayi kompleksinin satılmasının ardında yatan gerçek budur.
PEKİ YA ŞİMDİ?
Bu tekstil tesislerinin Birleşik İplik Fabrikaları Sendikası (boyama, dokuma ve diğer bölümlerin kapatılmasıyla bunların sendikaları yok olmuştur) halen ayakta. Kentin diğer sendikalarıyla birlikte PTUDC, tesisin işçileriyle dayanışma halindedir. PHP adayları, 18 Şubat seçimleri öncesinde işçilere fabrikanın tekrar işler hale geleceği sözü vermişlerdi. Ancak şimdiye dek kimse işçilerle görüşmemiştir.
PTUDC bu hükümetin ekonomi siyaset
lerinin öncekiyle aynı olduğu görüşündedir. Bu yüzden tesislerin kolay kolay açılmayacağı gerçeği işçilerin öfkesini daha da artırmaktadır. Belli başlı partilerin liderleri, nereye ait olurlarsa olsunlar, her zaman yerel ve uluslararası burjuvazinin çıkarlarını savunmaktadır. Bu yüzden, sınıf savaşımı olmadan kazanım olması mümkün değildir. Tüm diğer işletmelerin işçileri (örneğin Pirinç Fabrikaları işçileri) tekstil işçileriyle dayanışma halinde olmalıdır.
PTUDC Shahdadkot Tekstil Fabrikalarının derhal kamulaştırılmasını ve bölümlerinin onarılmasını talep etmektedir. İşçiler işlerine geri dönmelidir. Fabrikanın kapalı olduğu dönemdekiler dâhil tüm ücretleri ve Abdul Fatah tarafından gasp edilen çalışanlar fonu paraları işçilere geri ödenmelidir.
3 Haziran 2008
[www.alternatives-international.net adresindeki İngilizcesinden Melike Işık tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir]