Yaşamı neoliberal politikalar doğrultusunda yeniden düzenlemeye yönelik politikalar devam ediyor. Çok uluslu şirketlerin çıkarlarına göre Türkiye gibi ülkelerde kendilerine biçilen ev ödevlerini yerine getirmeye çalışıyorlar. Zaten herkesin bildiği gibi seçilen hükümetlerde bu politikaları yerine getirmeye istekli ve bunu baştan kabul etmiş partiler oluyor. Partilerin hükümete taşınmasında başka ayarlarda var. Ama bu başka bir yazının konusu. […]
Yaşamı neoliberal politikalar doğrultusunda yeniden düzenlemeye yönelik politikalar devam ediyor. Çok uluslu şirketlerin çıkarlarına göre Türkiye gibi ülkelerde kendilerine biçilen ev ödevlerini yerine getirmeye çalışıyorlar. Zaten herkesin bildiği gibi seçilen hükümetlerde bu politikaları yerine getirmeye istekli ve bunu baştan kabul etmiş partiler oluyor. Partilerin hükümete taşınmasında başka ayarlarda var. Ama bu başka bir yazının konusu.
Çalışma yaşamını bir adım ileri iki adım geri taktiği ile düzenleyen akp gene aynı tarzını sürdürmeye devam ediyor. Kamu alanında çalışan emekçilin ek ders ücretleri ile ilgili düzenlemeler gene değişmiş durumda. Emekçilerden gelen tepkiler üzerine sık sık değişiklik yapmak zorunda akalan akp fırsatını bulduğunda kaşla göz arasında IMF ve Dünya Bankasının çıkarına uygun şekilde genelgeyi değiştirmektedir.
Çok önceden var olan uygulamada eğitim emekçileri sevk alarak doktora gittikleri saatler ücretli girdikleri ders saatlerine denk geliyorsa ücret almıyorlardı. Eğer sevk aldıkları saatler maaş karşılığı girmeleri gereken ders saatlerine denk geliyorsa her hangi bir kayıpları olmuyordu.
Daha sonra akp hükümeti eğitim emekçilerinin az çalıştığını maaşlarının karşılığı olan parayı hak etmediklerini düşünerek yönetmeliği değiştirdi.
Şöyle ki, emekçiler sevk aldıkları saatler ücretli girdikleri değil de maaş karşılığı girdikleri ders saatlerine denk geldiğinde de ücret kaybı yaşadılar. Genelge gereği ilk önce maaş karşılığı girilmesi gereken saatler tamamlanacak ondan sonra ek ücret alınabilecek. Örneğin; maaş karşılığı on beş saat giren (on beş saat zorunlu ders saatidir)on saat de ek ders ücreti karşılığında derse girin bir eğitim emekçisi sevk aldığını kabul edelim. Eğer sevk aldığı saat maaş karşılığı girmesi gereken on beş saatin beş saatine denk gelmiş ise, o beş saat ücretli girdiği on saatten tamamlanıyor. Ve on saat ek ders ücreti alması gerekirken beş saat (derse girmiş olasına rağmen) ek ders ücreti alıyor.
Burada eğitim emekçisine tek seçenek kalıyor. Doktora boş günlerinde gidecek.
Hasbelkader doktor on saat maaş karşılı dersin olduğu güne randevu verdiyse eğitim emekçisinin o hafta ücretli derslerine girmesine gerek yok. Var olan ücretli ders saatinin toplamı maaş karşılına girmesi gereken derslere sayılıyor.
Bu duruma eğitim emekçileri tepki gösterdi. Sendikalar ve eğitim emekçilerinin gösterdikleri tepkiler ve açtıkları davalar nedeniyle genelge değişikliğe uğradı. Ek Ders Kararnamesinde 2007/123999 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yapılan değişiklikle, öğretmen ve yöneticileri, bir ay içinde ayakta olmak üzere dört kere sevk aldıklarında her hangi bir kesinti uygulanmıyor. Yani sevk aldığınız saat ister maaş karşılığı olsun ister ücretli girdiğiniz ders saatine denk gelsin her hangi kesinti yapılmıyordu.
Ancak 10 Mayıs 2008 tarih ve 26872 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı ile bu düzenleme geri alınmıştır. Bu durumda sevk aldığı için okula gelemeyen öğretmen ve yöneticilerden o gün var olan ders ücretlerinin tamamı kesilecektir. 10 Mayısta yayınlanan bu düzenleme eğitim emekçilerinin hak kaybını artırmaktadır. Eğitim emekçileri hasta olur hele hastane yatmaları, ya da rapor almaları çocuklarının uzun bir hastalığa yakalanmaları halinde ücret almaları mümkün değil.
Eğitim emekçilerine hastalanmayın denmektedir. Hastalansanız dahi boş gününüzde hastalanın. Sade siz değil tabii ki çocuklarınız yakınlarınız kısacası bakmak ya da ilgilenmekle yükümlü olduğunuz herkes sizin boş gününüzde hastalansın denmektedir.
Ya da özel doktora gidin denmektedir.
Akp hükümetinin genel tarzı burada da yaşama geçmiştir. Tepkiyi indir, unuttur, biraz değiştiriyormuş gibi görün tekrar uygula. Olmadı zamana bırak. Dikkatleri başka yöne çek.
En önemli nokta unutmamak. O an tepki verip sonrasında çabuçak unutup hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya devam etmemek gerekiyor.
Ve alışmamak… Haklarımızın bir bir elimizden alınmasına, yaşam alanlarımızın daralmasına, iddiasız, günü birlik yaşamaya alışmamak gerekiyor.
Yaşamı değiştirme sorumluluğunu taşıyabilmek…