Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu’nun 6 Nisan Kadıköy mitinginde kürsüden Meriç Eyüboğlu tarafından okunan “SSGSS’ye kadın itirazı”nın tam metni: Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası yasa tasarısına kadınların da itirazı var! Bu yasa hazırlanırken emek örgütlerinin taleplerine kulaklar tıkandı. Bu yasa hazırlanırken kadınların sözüne ise hiç kulak verilmedi. Ne yasa hazırlanırken, ne de yasada kimi […]
Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu’nun 6 Nisan Kadıköy mitinginde kürsüden Meriç Eyüboğlu tarafından okunan “SSGSS’ye kadın itirazı”nın tam metni:
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası yasa tasarısına kadınların da itirazı var!
Bu yasa hazırlanırken emek örgütlerinin taleplerine kulaklar tıkandı. Bu yasa hazırlanırken kadınların sözüne ise hiç kulak verilmedi. Ne yasa hazırlanırken, ne de yasada kimi tadilatlara gidilirken kadınlar bir taraf olarak muhatap alınmadı.
Oysa bu yasa kadınları birey olarak görmüyor.
Bu yasa kadınların toplumdaki eşitsiz konumlarını yok sayıyor.
Bu yasa kadınları babasına, kocasına bağımlı, onların himayesi altında varlıklar olarak değerlendiriyor.
En önemlisi bu yasa…. kadınların emek verdikleri ve karşılığını alamadıkları eviçi emeklerini yok sayıyor..
Oysa bu hizmetler kadının boynunun borcu değildir.
Çocuk, yaşlı, hasta bakımı ve ev işleri… bu hizmetlerin büyük çoğunluğu kamunun, işverenin ve erkeklerin yapması/üstlenmesi gereken ama yapmadığı/ üstlenemediği işlerdir.
Bu yasa kadınların yaptığı karşılıksız işleri görmediğinden; kadınları sonsuza kadar ev işlerini ve bakım hizmetlerini yapmaya mecbur kılıyor.
Bu yasa önümüzdeki günlerde tartışılmaya açılacak istihdam paketiyle birlikte değerlendirilmelidir. Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla, kadınlar için özel önlem getirilmemesi ve kreş, emzirme odası gibi işveren yükümlülüklerinin ortadan kaldırılması kadınların iş yaşamına katılımının önüne yeni engeller getirecektir. İstihdam paketinin de kadınların taleplerini görmezden gelinerek hazırlanıyor olması, kadınlar için sosyal güvencesizliği ve sağlık hizmetlerinden yararlanamamayı mutlaklaştıracaktır.Yasa bakım hizmetleri ile ilgili bir adım atmaya gerek görmeden hatta mevcut hali dahi geriye götürerek kadınları aileye mahkûm etmektedir.
Bu yasa neoliberal politikalarla zaten ezilen, sömürülen milyonlarca çalışan kadın/emekçi kadın için de yıkım getirmektir. Kadın işçilerin ağırlıkla sigortasız, güvencesiz ve kayıt dışı çalıştığı bir ülkede bu yasanın anlamı; kadınların çalışsa da; sağlık hakkından da, sosyal güvenlikten de yararlanamayacak olmasıdır. Bu yasa ile kadın emeği daha da değersizleşecektir.
Bu yasa kadınlarla erkekler arasındaki eşitsizlikleri doğalmış gibi sunmaktadır. meclisten çıkarsa; kadınların aile içindeki ezilmelerini ve güvencesizliğini pekiştireceği için son yıllarda kadınların eşitlik yolundaki Medeni Kanun, TCK’da gibi kimi kazanımlarının kullanılmaz hale gelmesine de yol açacaktır. Kadınların, bu yasa aracılığı ile erkeğe bağımlılıklarının pekiştirilmesi, kadına yönelik aile içi erkek şiddetinin sistematik olarak artmasını da getirecektir.
Bu yasanın tamamında kadınlara söylenen ana söz “Haydi Kadınlar Evlere” sözüdür.
Yasanın kadınlara gösterdiği bu yola dolayısıyla bu yasaya esastan itirazımız var.
Tadilat yetmez.
Bu yasa emzirme parasının, cenaze parasının arttırılması ile düzelmez. Yasanın hem tüm çalışanları ilgilendiren temel parametrelerinin hem de erkek egemenliği üzerine kurulu yapısının esastan değişmesi gerekiyor.
Bizler;
Ev içindeki karşılıksız emeğimiz ortadan kaldırılıncaya dek kadınların evdeki çalışmalarının hesaba katılmasını istiyoruz.
Yani eşit uygulamalar değil, eşitlik sağlanana ve ev içi ilave emeğimiz kalmayana kadar kadınlar için geçici özel önlem istiyoruz. Kadınlara pozitif ayrımcılık yapılmasını istiyoruz..
Bütün kadınlar evde çalıştıkları için; ücretli çalışan kadınlar için cinsiyete dayalı yıpranma payı ve buna bağlı kadınlara erken yaşta, erken hizmet süresinde ve düşük primle emeklilik hakkı verilmesini istiyoruz.
Evde ücretsiz çalışan kadınlar için sağlık güvencesi ve emeklilik hakkı istiyoruz.
Ayrıca bu yasa ile sosyal güvenlik kapsamı dışında kalmaya devam eden ve dışına çıkarılan çoğunluğu kadın olan ev eksenli çalışanlar, gündelikçiler, tarım işçileri, ücretsiz aile işçisi, geliri asgari ücretin altında olan kadınlar için; çalışma süreleri ve çalışma yerlerine bakılmaksızın sosyal güvenlik hakkı istiyoruz.
Sağlık hizmetlerinin ücretlendirilmesine itirazımızı aynı zamanda bir kadın kurtuluş talebi olarak da tekrarlıyoruz. Çünkü sağlıkta katkı payı ve sağlık hizmetlerinin ücretlendirilmesi, bu hizmetlere herkesin erişebilmesini engeller. Birçok sağlık ve bakım hizmeti ev içinde çözülmeye çalışılır. Yani kadınların ev içi köleliğinin koşulları ağırlaşır.
AKP Hükümeti, kapitalizm ve erkek egemenliği işbirliğini bir kez daha yasallaştırıyor. Kadınlara “en az 3 çocuk doğurun” tavsiyeleriyle güçlendirilerek kadınların ezilmesi ve sömürülmesi kalıcı hale getiriliyor. Kadınların evlere hapsedilmek istenmesine hayır diyoruz.
Kadınların “ev kadını”, “anne” ve “eş” kimliğini ve görevlerini kalıcılaştıran, kadınlara iş yaşamının önünü kapayan ve emekliliği hayal haline getiren bu yasaya esastan itirazımız var!
Ve son olarak tekrarlıyoruz.
Haydi kadınlar Sokağa, Eyleme, Özgürleşmeye
Tadilat yetmez! Geri Çekilsin!