Yağan yağmurun sesi, çalınan davulların, söylenen şarkıların arasında kaybolup gidiyor. Kızlar ve erkekler ıslanmaya aldırmadan danslar ediyorlar MST bayrağının altında. Oysa daha dün gece sabaha kadar sürmüş olan mistika da hiç durmadan yorulmadan danslar etmiş, şarkılar söylemiş olan yine onlardı. Burası Florestan Fernandes Ulusal Okulu. Topraksızlar hareketinin alternatif eğitim verdiği bir okul. Sao Paulo`ya yaklaşık […]
Yağan yağmurun sesi, çalınan davulların, söylenen şarkıların arasında kaybolup gidiyor. Kızlar ve erkekler ıslanmaya aldırmadan danslar ediyorlar MST bayrağının altında. Oysa daha dün gece sabaha kadar sürmüş olan mistika da hiç durmadan yorulmadan danslar etmiş, şarkılar söylemiş olan yine onlardı. Burası Florestan Fernandes Ulusal Okulu. Topraksızlar hareketinin alternatif eğitim verdiği bir okul. Sao Paulo`ya yaklaşık bir saat uzakta Guerarema Belediyesinin sınırları içinde olan okul, tabiatın orta yerine kurulmuş, her türlü kirlilikten, gürültüden uzak topraksız çocuklarını ve onların eğitmenlerini eğitiyor. Brezilya’nın tüm acampamentolarından, assentomentolarından gelen militanlar burada MST ve tarihi, Brezilya`nın politik geçmişi, toprak mücadelesi ve tarihi, devrimler tarihi, felsefe, ekonomi ve sosyoloji üzerine bilgiler ediniyorlar.
Çok geniş bir alana kurulmuş olan bu okul 2005 yılında faaliyete geçmiş. Dünyanın en ünlü fotoğraf sanatçılarından biri olan Sebastio Salgado çektiği topraksız fotoğraflarının gelirini bu okul adına MST`ye bağışlamış. Okul içersinde birde kreş var. Ama topraksızlar kreş demek yerine `Ciranda` diyorlar. Çünkü ciranda `oyun oynamak` anlamına geliyor. Büyüklerin şarkıları sustuğu zaman küçükler şarkılarını söylüyorlar salıncaklar arasından.
“MST tarafından önerilen farklı okul geleneksel resmi okulların radikal bir biçimde karşısındadır. Bu okullar, egemen sınıfların ideolojisi ve geleneklerini yeniden üretmenin bir aracı olmasının yanı sıra, kapitalist sistemin kendi endüstrileri için, ucuz iş gücü hazırlamasının çok güçlü bir aygıtıdır; insanları eğitmez, bir üretim makinesinin parçasını hazırlar, onların fikirlerine, kendi beyinleriyle düşünmesine ihtiyacı yoktur. İşlerini otomatik olarak yapmaları yeterlidir. Böylece sadece bireyci, rekabetçi değil ayni zamanda pasif ve bağımlı insanlar yaratırlar. Oysa MST okulları çalışmalarını çocukların bütünlüklü yetiştirilmelerine yeni bir dünya ve yeni bir toplum için yeni bir kadın ve yeni bir erkeğin yetiştirilmesine yoğunlaştırmıştır.”*
Sabah kahvaltısından sonra küçük meydanda toplanan öğrenciler ve eğitmenler şarkılar ve marşlar eşliğinde MST bayrağını dalgalandırıyorlar. Okula yeni gelen öğrenciler tek tek tanıtılıyor diğerlerine.
Okula diğer Latin Amerika ülkelerinden de misafir öğrenciler geliyor. Venezüella, Paraguay, Bolivya, Ekvator, Kolombiya topraksızları ve köylüleri de burada temel eğitimler alıyorlar ve bildiklerini diğer öğrencilerle paylaşıyorlar. Dersler yaklaşık iki dönem sürüyor. Devamlı çekimler yapan bir sinema birimleri var. Onların en önemli görevi okul içersinde yapılan etkinlikleri kayda geçirmek. Ve öğrencilerin sanatsal ürünlerine katkıda bulunmak. Geniş bir topraksız fotoğraf ve görüntü arşivlerinin olduğunu belirtmeye gerek yok sanırım. Son dönemlerde çok fazla dışarıya açıldıklarından ötürü İngilizce derslerine de yoğunluk vermişler. Binlerce kitabın olduğu kütüphane günün her saati açık. Dünyanın pek çok yerinden buraya kitaplar gönderiliyor. Bende yanımda getirmiş olduğum kitaplardan birini hediye ediyorum kütüphaneye. Tabii ki Türkçe. Bir gün buraya gelebilecek Türk öğrencilerine yardımcı olur dilekleriyle gülerek kabul ediyorlar. Öğrencilerin en çok rağbet ettikleri iki yer var. İnternet ve satranç odası. Yaklaşık 20 bilgisayarın olduğu internet odası bütün gün açık ve öğrencilerin hizmetinde. Futbol sahası ise sürekli yağan yağmur nedeniyle hiç talep görmüyor.
Okulun nerdeyse her metre karesi topraksızlar hareketinin fotoğraflarıyla süslenmiş. Okula ismini veren Florestan Fernandes, büyük pedagog Paulo Freire, Kübalı şair yazar Jose Marti, Rus pedagog Anton Makarenko, Che Guevara ve topraksız mücadelesinin önemli kadın ve erkeklerinin fotolarını adım attığınız her yerde görmeniz mümkün.
“MST belirli bir öğretmenin yada akımın teorisini esas almıyor; pek çok akademisyen unsurları bir araya getiriyor. Bu belirli fikirlerin bütünleşmesini ve diğerlerinin ekarte olmasını sağlayan şey bunların pratikle yüz yüze gelmesidir. Hiç şüphe yok ki, teori ve pratik arasındaki ilişki sürekli bir ilişkidir ve eylem aracılığıyla yazılı olanın doğrulanması `insanların sosyal bir hareketin parçası olduğu gerçeğinin doğrudan bir sonucudur. MST`nin pedagojisi bu nedenle, tarihin biriktirdiği farklı öğretme yöntemlerinin uygulanmasının bir sonucudur. Hareket bunları her bir belirli bağlama uyarlar ve küçük değişiklikler yapar. Önemli olan nokta insanların MST içindeki ve yerleşkelerindeki ihtiyaçlarına yanıt veren bir öğretme yöntemi hazırlamaktır.”**
Devamlı çekim yapmamdan sıkılmış olan öğrencilerden biri beni tiyatro dersine sokuyor, onlarla birlikte derse katılmamı ve asla çekim yapmamamı rica ediyor benden. Bu benim için çok zor tabii. Her şeyden önce çok yeteneksizim. Ama kıramıyorum. Onlarla birlikte biraz beden çalışması yapıyorum ama sonra gizlice dersten kaçıyorum. Yine elimde kamera dolanıyorum öğrencilerin arasında. Aralıksız yağan yağmur altında çekim yapmak benim için gerçekten çok zor, öncelikle kamerayı korumam gerekiyor. Stedile ile karşılaşıyorum koridorda. Stedile topraksızlar hareketinin en önemli ulusal liderlerinden biri. 2005 yılında yapılan ve yaklaşık 12 bin topraksızın ve yalnızca iki Türk`ün katıldığı büyük yürüyüşten tanıyorum kendisini. Okulda olmamdan dolayı çok mutlu olduğunu belirttikten sonra beni hep kameramla hatırladığını da eklemeyi unutmuyor tabii ki. Öğlen topraksızların kadın hareketi hakkında Itelvina ile röportaj yapıyorum. Bana özellikle içinde bulunduğumuz Mart ayı dolayısıyla topraksız kadınları tarafından gerçekleştirilen eylemliklerden bahsediyor. Brezilya`nın MST eli değmiş değmemiş tüm bölgelerinde ellerinde macheteleri ile kadınlar basmadık, insana ve doğaya zarar veren tek bir toprak parçası, tarla, plantasyon bırakmamışlar. Kimi yerde 900 kimi yerde 500 kadın hiç durmadan sloganlar atarak ve tabii ki şarkılar söyleyerek bu eylemleri gerçekleştirmişler. Onlar için bu da bir eğitim biçimi. Mücadelenin içersinde doğan çelişkiler, çatışmalar, zaferler ve yenilgiler çok büyük bir ders anlamına geliyor topraksızlar için.
Gün ve gün üyelerine yaşamı öğreten bu hareket onlarla birlikte büyümeye devam ediyor. MST ulusal liderlerinden biri şöyle diyor “Her şey savaşarak elde edilir ve savaşmak insanları eğitir.”
* MST Bir Hareket Yaratmak / MARTA HARNECKER
** MST Bir hareket yaratmak / MARTA HARNECKER Luis Acevedo Fals ile yapilan gorusmeden.