Paraguay’daki seçim iklimindeki gerilim, yarım yüzyıldan fazla bir zamandır iktidarda bulunan Kızıl Parti’nin yenilmesinin muhtemel hale gelmesiyle artıyor. ABD büyükelçisinin, seçim kampanyasına müdahale etmesi ve sarıhumma salgını gerilimi yukarı da tutuyor. Muhabirler iktidar partisi senatörlerinden Juan Carlos Galaverna tarafından yapılan açıklamalarla ilgili fikrini sorduklarında, ABD’nin Paraguay büyükelçisi James Cason’un cevabı “Meow” idi. “Meow” diye tekrarlayarak […]
Paraguay’daki seçim iklimindeki gerilim, yarım yüzyıldan fazla bir zamandır iktidarda bulunan Kızıl Parti’nin yenilmesinin muhtemel hale gelmesiyle artıyor. ABD büyükelçisinin, seçim kampanyasına müdahale etmesi ve sarıhumma salgını gerilimi yukarı da tutuyor.
Muhabirler iktidar partisi senatörlerinden Juan Carlos Galaverna tarafından yapılan açıklamalarla ilgili fikrini sorduklarında, ABD’nin Paraguay büyükelçisi James Cason’un cevabı “Meow” idi. “Meow” diye tekrarlayarak mükemmel Guaraniceyle devam etti: “Mba’embo la ha’étava – ve ne diyebilirim ki? Şaşkın kelimelere ve sağır kulaklara” şeklinde bitirdi. [1]
Büyükelçiyle hükümet arasındaki ilişkiler 16 Aralık’ta, Kızıl Parti’nin 20 Nisan’daki başkanlık yarışı için bir aday belirlemek amacıyla yaptığı önseçimlerin ardından gerilmeye başladı. Devlet başkanı Nicanor Duarte tarafından desteklenen Blanca Olevar, Donald Rumsfeld’in yakın arkadaşı ve Washington’un tercih ettiği aday başkan yardımcısı Luis Castiglioni ile karşı karşıya geldi. İktidar partisinin bütün klientalist aparatları, sahtekârlık suçlamalarıyla birlikte ufacık bir farkla kazanan Olevar’ın ardından gittiler.
İktidar partisi ve Büyükelçi Cason arasındaki sözlü kızışma, Paraguay’daki siyasetin biçimini özetledi.
Büyükelçiliğin Castiglioni lehine müdahalesi, siyasi destekle ve büyük miktarlarda paranın işbirliği amacıyla örgütlere doğru yönlendirilişiyle birlikte kaba ve aleniydi. 6 Şubat’ta Galaverna, Cason’un “dördüncü sınıf önemsiz bir büyükelçi olduğunu” söyledi ve [büyükelçiyi], senatöre karşı bir yolsuzluk araştırmasını teşvik ettiği için, “orospu çocuğu” ve “zavallı kedi” şeklinde adlandırdı. Galaverna karşı saldırıya geçti: “önceki faaliyetlerimde Latin Amerika’da insanların öldürülmesi için verilen bir emir ya da yabancı ülkelerde hükümetleri düşürmek için bulunulan bir girişim bulamazsınız”.
Eğer kongredeki en şöhretli senatör ile Birleşik Devletler büyükelçisinin arasındaki çatışmanın tonu buysa, politikacıların kendi iç ilişkilerinde nasıl davrandıklarını gözünüzde canlandırabilirsiniz. En ılımlı suçlama, gerçekten neredeyse ülkedeki bütün politik sınıfı etkileyen yolsuzluk [suçlaması].
Eski papaz önde gidiyor
Kamuoyu yoklamalarına göre, Alianza Patrótica para el Cambio (Değişim için Yurtsever İttifak)’dan Fernando Lugo, 5 ila 13 puan sınırı arasında bir oranla, sırasıyla UNACE: Unión Nacional de Ciudadanos Éticos (Ahlaki Vatandaşların Ulusal Birliği) adayı Lino Oviedo’dan ve Kızıl Parti adayı Ovelar’dan önde. Ancak aynı zamanda, Paraguaylıların ezici çoğunluğu Kızıl adayın başkanlık koltuğuna oturacak kişi olduğuna inanıyor. Gerçekte, Lugo’nun daha büyük şansı olmasına rağmen, herkes biliyor ki; iyi yağlanmış Kızıl aygıt, bir kere esaslı iyilik – iş, rüşvet, nakit para – dağıtımına başlarsa, her şey değişebilir.
Aslında, Kızıl Parti hiç seçim kaybetmedi. [Partinin] destek tabanı, oyları aile bağları ve yerel hısım akrabalıklar üzerinden ele geçirmek üzere harekete geçmiş silahlı kuvvetler, polis ve cömert devlet bürokrasisi. Ama bu sefer, olaylar üç sebeple farklı seyredebilir: Parti içindeki kriz, Duarte’nin devasa gözden düşmüşlüğü ve Kızıl Parti ve Liberal Partiler arasındaki ebedi iki-parti ayrılığını kırabilecek merkez-sol adayın sahnesindeki görünüm.
Seçimlerden sadece 50 gün önce, Kızıl kurumlar derinden bölünmüş haldeler. Bir krize dönüşme belirtisi gösteren yoğun iç çatışmalar yaraları tahrik ediyor. Bazı Kızıl taraflar Lugo tarafından başı çekilen muhalefete geçtiler ve diğerleri Oviedo’yu destekliyor. Ama Kızıl aparatlar henüz harekete geçmediler ve muhtemelen de harekete geçemeyecekler.
Öte yandan, Ovelar’ın oy sözleri alması mümkün değil ve pozisyonunu da kaybediyor. Bazı anketler onu Oviedo’nun ardından üçüncü [sırada] gösteriyor. Zimmetine para geçirmek ve kamu kaynaklarını kötüye kullanmakla suçlanmış olan Başkan Duerte’ye yandaş olması, zavallı gösterişi için başlıca sebeplerden biri gibi görünüyor. Önseçimlerde bozguna uğrayan ve şu anda Duerte’ye düşman olan Castiglioni’nin hangi mevkiye aday gösterileceği henüz bilinmiyor. Güçlü soya lobisinin baş adayı olarak düşünülüyor ve kabul edeceği mevki dengeyi değiştirebilir.
Paraguay’ın eski güçlü adamı Oviedo, muhtelif suçlar -bunların arasında 1999’da başkan yardımcısı Luis María Argaña suikasti de var- nedeniyle hapisten önceki salıverilmesinden de, muhalefetin oylarını bölmenin bir yolu olarak Duarte’ye atfedilen bir hareketle temize çıkarıldı. Oviedo’nun destek tabanı uçlarda. Aşırı zenginlerin yanında varoşlardaki yoksulların en yoksulları, homoseksüellere karşı kampanya ören ve muhaliflerini, 1989’da diktatör Alfredo Stroessner’i “silah-atışları”yla bozguna uğrattığında kullandığı aynı şiddetle “oy-atışları”yla bozguna uğratmakla tehdit eden bu bayağı ve saf adayın en sadık takipçileri.
Muhalefetin arasında, sorunlar oldukça seyrek. Lugo kendisini, başkan yardımcılığı mevkisini paylaştığı Liberal Parti (PLRA) ile ittifak halinde sunuyor ve Hıristiyan Demokratlardan sol hizip üyesi adayların büyük çoğunluğu ve 15 eyaletten geniş bir topluluk tarafından destekleniyor. Sadece Lugo’ya en yakın [olan] Tekojaja Halk Hareketi, kongrede sandalye kazanacak gibi, ayrıca, kuşkusuz liberaller de. En büyük sorunlarda biri de burada: her ne kadar [Lugo] başkanlığı kazanabilirse de, çoğunluğun Kızıl Parti’den olduğu kongrede, bir azınlığa sahip olacak.
Lugo’nun kampanyasının platformlarından biri, dünyadaki en büyük hidroelektrik santrali olan ve Brezilya’nın elektrik enerjisinin %20’sini karşılayan İtaipu hakkındaki antlaşmanın yeniden müzakere edilmesi. Antlaşma, Arjantin’le olan Yacyretá Antlaşması’yla [2] beraber 1973 yılında Stroessner diktatörlüğünce imzalandı ve Lugo’nun tayfasına göre, Paraguay’ın hidroelektrik bağımsızlığının yağmalanmasını temsil ediyor.
Öte yandan, antlaşmalar, her iki barajı da kendi devletlerinin ve şirketlerinin çıkarına ve Paraguay’ın zararına [olarak] inşa etmeye yardım eden Brezilya ve Arjantin’e “satın alma hakkı” teklifini de gerektiriyor. Ancak aynı zamanda, enerjiyi satın aldıkları fiyatlar, pazarda ödeyeceklerinden çok daha az. Brezilya’ya ve Arjantin’e satılan Paraguay enerjisinin pazar fiyatı, yılda 3.6 milyar $ civarında (Paraguay’ın GSMH’ının %60’ından daha fazla), ancak ülke yılda sadece 250 milyon $ alabiliyor [3]. Şimdiye kadar antlaşmaları yeniden müzakere etmek mümkün olamazdı, her ne kadar Paraguay gibi yoksul bir ülke için belirgin biçimde görünse de, ilerlemenin tek yolu bu olabilirdi.
Sarıhumma Salgını
Şubat ayının üçüncü haftasında Asunción sokakları boyunca 18 blok uzunluğuna varan uzun sıralar görülebilirdi. Çaresiz yerleşimciler, resmi kaynaklara göre, sadece birkaç gün içinde beş ila sekiz arası ölüme sebebiyet veren sarıhummaya karşı aşı yaptırabilmek için hastanelere doluştular. Bazı yerlerde panik yayıldı ve aşı eksikliği nedeniyle yollara barikatlar kuruldu.
2006’da yeni gün humması salgını 11 ölüme neden oldu ve sağlık istemindeki verimsizlik ve yolsuzlukları açığa çıkardı. Barış ve Adalet Servisi’nce (SERPAJ) [yayınlanan] yıllık rapor, Paraguay’da “sağlık hizmetinin bir hak değil bir meta olduğunu ancak düşük kalitede bir meta olduğunu” tespit etti [4]. Nüfusun sadece %9’unun özel sağlık sigortası var; %12.5’i sosyal sigortalara prim ödüyor ve geri kalanı, “beceriksiz
ve liderleri tarafından partizanlıkla bağlanmış” kamusal sistemi kullanmak zorundalar. Binlerce Paraguaylı, ülkelerinde düşünmesi bile imkansız olan ücretsiz ve uygun sağlık hizmeti alabilmek için sınırı geçiyorlar.
Beklenmedik salgın, seçim kampanyasının doruğunda patlak verdi, bu nedenle, iktidar partisi, yetersiz sağlık sistemi üzerindeki sorumluluğunu ya da salgını kontrol altına almadaki beceriksizliğini reddedemez. Hükümet, aşı stokunun yetersiz kalmasından bu yana uluslararası yardıma başvurmak zorunda kaldı. Brezilya’dan Bolivya’ya, bağışçı ulus sayısı fazlaydı. Hükümetin etkisizliğiyle yüzleşmeleriyle, halkın kendisi minga’larıyla (kolektif iş projeleriyle), sivrisineklerin üreme alanı haline gelmiş binlerce terkedilmiş araziyi ıslah etmek için inisiyatifi ele aldı.
20 Nisan’daki [seçim] sonuçlarının ötesinde, her şey, Paraguay’ın başta Brezilya olmak üzere bölgedeki ülkelerle kesinlikle bağlantıda kalacağını işaret ediyor. Washington’un sabık müttefiklerinden biri son iki yıl içinde, devlet başkanı Duarte’nin birkaç hafta önce kendini Hugo Chavez’e George W. Bush’tan daha yakın hissettiğini söylediği böylesi kapsamlı radikal bir dönüşe giriyor. İktidar partisinin [adayı] Olevar, mevcut başkanın dış politikasını devam ettirmeyi ya da kendisini, yeni Latin Amerika soluyla daha yakın tutmayı arzuluyor. Eğer ufukta, Lugo kazanırsa ortaya çıkabilecek bazı değişimler belirdiyse, [bu] Washington’un arzuladığı yönde olmayabilir. Muhtemelen bu, Cason’un saldırganlığını açıklar.
Dipnotlar:
1-Ultimas noticias, 22 Şubat 2008. Guarani dili Paraguay toplumunun %94’ü tarafından konuşuluyor.
2-Itaipú Brezilya’yla ortak kullanılan bir baraj, Yaciretá’nın Arjantin’le olduğu gibi.
3-Ricardo Canese, “La recuperación de la soberanía hidroeléctrica del Paraguay” [ Paraguay’ın Hidroelektrik Bağımsızlığını Yeniden Elde Etmek], Asunción, 2007.
4-Servicio de Paz y Justicia, “Derechos Humanos en Paraguay 2007” [Paraguay’da İnsan Hakları 2007], Asunción, Aralık 2007, p. 371.
18 Mart 2008
Raúl Zibechi, “Brecha de Montevideo gazetesi”nde uluslar arasıpolitika analizcisi, toplumsal hareketler uzmanı ve “Multiversidad Franciscana de América Latina”da araştırmacı ve birçok toplumsal örgütlenmenin de danışmanı. Ayrıca, aylık “Americas Policy Program (Amerikalar Politika Programı)” katılımcısı (www.americaspolicy.org).
[Upside Down World’deki İngilizce orijinalinden Soner Torlak tarafından Latinbilgi (Sendika.Org) için çevrilmiştir]