Bizim zamanımızda politik konuşma ve yazma çoğunlukla savunulmazın savunulmasıdır… Böylece politik dil örtmece, tam anlaşılmayan ve belirli olmayan sözcükleri kullanmak zorunda… Eğer zihinsel imajlar yaratmadan konudan bahsetmek isteniliyorsa, bu çeşit terminolojiye gerek var. (George Orwell, “Politics and the English Language”de Why I write? Giriş Aşırı sağ kanat ve ABD Dışişleri Bakanlığı bütün dikkatlerini Başkan Chavez’in […]
Bizim zamanımızda politik konuşma ve yazma çoğunlukla savunulmazın savunulmasıdır… Böylece politik dil örtmece, tam anlaşılmayan ve belirli olmayan sözcükleri kullanmak zorunda…
Eğer zihinsel imajlar yaratmadan konudan bahsetmek isteniliyorsa, bu çeşit terminolojiye gerek var.
(George Orwell, “Politics and the English Language”de Why I write?
Giriş
Aşırı sağ kanat ve ABD Dışişleri Bakanlığı bütün dikkatlerini Başkan Chavez’in “yetkeciliği” ve “radikal gündemi”ne karşı halk tepkisi diye tanımladıklarına odaklaştırıp, bu durumu Başkan Chavez’in Kolombiya’da FARC-EP gerillaları ve Uribe rejimi arasında rehinelerin değiş tokuşunda (Fransa, Avrupa devletlerinin çoğunluğu ve Latın Amerika yönetimlerin desteklediği) arabuluculuk yapma çabalarını baltalayarak Chavez’i gözden düşürmek için kullanmak istiyorlar. Referandum’dan iki hafta sonra, Federal Hükümet (Bush hükümeti) Venezüella hükümetini Arjantin’de başkan seçimlerine para sağlayarak işe karıştığı masalını ortaya atarak suçladı. ABD ve sağ kanat propaganda atağı Venezüella’da bir tepki uyandırmadı ve aslında geri tepti. ABD’nin Avrupa’da (İngiltere dışında) ve Latin Amerika’da (Meksika ve Şili dışında) önemli dostları ABD’nin Chavez’e saldırılarını onaylamadı.
Chavez’e karşı sözler Venezüella’da ve dışarıda özellilikle liberaller, politikacılar, ilerici eylemciler ve sosyal demokrat akademisyenler arasında biraz yankılama yaptı ve dış kuruluşlardan para sağlayan (özel örgütler) STK’larla bağlantılı, merkez sol iddiasında olan akademisyenler tarafından dile getirildi.
Merkez-solun yazdıkları eleştirel bir gözle okunursa, sosyal hareketlerin dili ve cafcafı ile gizlenmiş ama incelenince sınıfsal çözümleme ve sosyal dönüşüme düşman politik örtmecelerle tıka basa dolu olduğu açıkça görünür. George Orwell’in bir zamanlar yazdığı gibi, politik aydınlar gerici politikaların anlamını anlaşılmaz yapmakta örtmece kullanmanın ustaları: “Politik dil yalanları doğru gibi göstermek ve cinayetleri saygınlaştırmak, rüzgara katılık görünümü vermek için tasarlanmış.” (George Orwell, Why I write?
Venezüella’da merkez sol akademik ideologlar örtmece sanatında ustalaşıp belirli politik hedeflere ulaşmak üzere hızlandılar: hedefleri mülkiyet ilişkilerinde herhangi bir eşitlikçi sosyal dönüşümü ve sosyalizme geçişi durdurmak için teknokratları ve Chavez hükümetindeki artırımcı liberaller ile muhalefetteki liberalleri birleştirmek. Küba’nın en ünlü aydınlarından biri, eski kültür bakanı Armando Hart’ın dediği gibi: Düşünce savaşları sosyalizm mücadelesinin gerekli bir parçası.
Merkez solun devrim karşıtı laflarının asıl anlamını bulmak için atılacak ilk adım Chavez hükümeti ve politikasına saldırılarında kullandıkları örtmecelere eleştirel bir çözümleme ile yaklaşmak gerek. Chavez’e karşı olan profesörlerin kendi ideolojik ve sınıfsal çıkar ve bağlılıklarını gizlemek için kullandıkları örtmeceler dilin kötü kullanımıdır.
Bu deneme için Chavez hükümeti ve devrimci yönünün eleştirmeni Venezüellalı ünlü toplumbilimci Edgardo Lander’in bir denemesini seçtim. “El Proceso politico en Venezuela entra en un encrucijada critica” (Venezüella’da politik süreç kritik bir dönüm noktasına giriyor) denemesi politik gerçekleri gizlemek, “rüzgara katı bir görünüm” vermek için kullanılan politik dilin tam bir örneği.
Seçim sonrası dönemde merkez sol eleştirmenler “yetkicilik”e karşı panzehir olarak “çoğulculuk”a dönüş istedi. “Çoğulculuk” sınıflı toplumunun örtmecesidir (çok sınıf = çoğul). Burada kapitalist sınıf seçim sistemine egemendir (çeşitli partiler = egemen olan kapitalist finansman). “Çoğulculuk” burjuva akademisyenlerin sık sık kullandığı bir örtmece çünkü mal mülkiyeti, üretim araçlarının tek bir sınıfta yoğunlaşması ve iletişim konularını bulanıklaştıran belirsiz ve soyut bir kavram. Aslında iş, güç ve varlığa gelince, kapitalist demokrasilerinde “çoğul” diye bir şey yok. Çeşitli sınıfların, politikacıların, partilerin olması sosyal ilişkiler, gücün bir yerde toplanması ve iktidar olabilmede eşitsizlikler için fazla bir şey ifade etmiyor.
Chavez’in akademik eleştiricileri “Merkez Bankasının bağımsızlığı” hakkında yazıyor. Bu belirsiz ve soyut düşünce kim ve hangi çıkarlar ve amaçlar için bağımsızlık sorusunu gerektiriyor? Seçimle gelen görevlilere karşı sorumlu olmayan Merkez Bankaları mali piyasalara veya daha doğrusu uluslararası ve yerel banker ve yatırımcılara göre hareket ediyor. Merkez Bankası yöneticilerinin ilişkileri, geçmişleri ve uluslararası finans kapital ile olan bağlarına (güvenirlilik) göre seçildiği hemen hemen bütün kapitalist demokrasilerde açıkça görünüyor. Tersine, seçilmiş görevlilere karşı sorumlu olan bir Merkez Bankası olumlu mali politikalar isteyen seçmenler, kamuoyu ve halk hareketlerinden etkilenebilir.
Liberaller halk yığınlarının iktidarda söz sahibi olmaya başlamasına ve orta sınıfın hükümet bütçesinden payının azalmasına karşı çıkarken, “açık politika” istemeye başlıyor. Bunun anlamı liberal ve sosyal demokrat akademik danışmanların politika yapımcısı olmalarına yol açmak demek. “Açık politika” ABD Emperyal Devleti’nin kendi “rejim değişikliği” isteyen vakıf destekli kuruluşları ve politik şebekelerinin çalışmaları zorlanınca, sık sık başvurduğu bir nakarat. Akademik eleştiricilerin yanıtlamaktan kaçındığı soru kimin için ve “hangi çıkarlar” için “açık” olduğu. Venezüella’da gerçek “açıklığın yokluğu” muhalefetin %90’ını denetlediği elektronik ve basılı medya ve özel ve kamu üniversiteleri ve sınıflarında (Venezüella Merkez Üniversitesi dahil) ideolojik olarak ağır basan muhalif akademisyenlerde. Tam tersine, sendikalarda, iş birliklerinde, sivil toplum hareketlerinde, Chavez döneminde gelişen her türlü eğilimde olan hareketlerde belki de Batı Dünyası’nın en canlı “açık politika”sı gelişiyor.
Bu durumda “açık politika” istemenin anlamı nedir? Anlamı “savunulamaz olanı savunmak”; yaygın medya’nın özel tekel tarafından kontrolünün devamını sağlamak ve iletişim araçlarının halk denetimine geçmesi girişimlerini engellemektir. Akademik liberaller açıkça, “Medyanın demokratikleşmesini istemiyoruz. Biz özel büyük şirketlerin medyayı denetleme hakkının (hükümet darbesi başlatma ve destekleme hakkı dahil) olmasını istiyoruz” diyemez. Onun yerine, “açık politika” gibi saçma örtmeceler kullanma yoluna gidiyor ve halk hükümetinin medyayı kamuya açma ve halk yararına kullanma çabalarını zayıflatıyor.
ABD, Avrupa ve egemen güçlerin özerk halk hareketlerini baltalamak için kullandığı en sinsi yol, yanıltıcı bir şekilde STK (Sivil Toplum Kuruluşu ya da birebir çevirisiyle Hükümet Dışı Örgütler) diye adlandırılan örgütleri finanse etmek, eğitmek ve hızla gelişmelerini sağlamak. Demokratik olarak seçilen Chavez hükümetinin liberal akademik eleştirmenleri (LAE) STK’ları yankılıyor ve taklit ediyor; Venezüella’da halk katılımı ve “açık ve demokratik tartışma” olmadığı suçlamasını yapıyor.
LAE, STK yöneticilerinin hiçbir zaman seçimle gelmediğini, aldıkları dış yardımların kime gideceğinin asla tartışılmadığını veya oylanmadığını ve mali desteği sağlayan yabancı seçkinleri kendi maaşları, 4X4 araçları, lap-top bilgisayarları, ofis elemanları vs. konusunda nasıl kandırdıkları üzerinde hiç düşünmüyor. Venezüella’nın “politik sürecinde” demokratik sorumluluğun en büyük düşma
nı asla eleştirilmeyen ve hatta LAE’nin polemik yazılarında konu bile edilmeyen STK’lardır. STK’ların yanıltıcı etkisi ve hızla yayılmaları en azından Venezüella “politik sürecinde” azımsanacak bir olay değil. Bütün dünyada emperyal merkezlerden 20 milyar dolar/avro alan 100,000’den fazla STK var.
Kendi kendilerini görevlendiren STK’lar ve önderleri ve liberal akademisyenlerin aksine Başkan Chavez seçmenlere özgür ve açık seçimler için defalarca danıştı. Programların harcamaları toplanan vergilerden geliyor ve seçilen temsilcilerin onayına veya reddine bağımlı. Liberal akademisyenler Başkan Chavez’in sosyoekonomik programlarına gittikçe artan örgütlü radikal halk desteğine açıkça karşı çıkmak yerine (ve hayat boyu iş güvencesi olan birtakım profesörün “seçtiği” yöneticilerin dikte ettiği dersleri unutarak) “alt tabakanın seçtiği hükümet biçimi” örtmecesini kullanıyorlar.
Liberal akademik eleştirmenlerin en sık kullandığı örtmeceler “anti-devletçilik”, “sivil toplum” ve “pazar ekonomisi”dir. “Devletçilik” halkı ezen ve yoksullaştıran, duygusuz ve sadece keyfi hareket eden bürokratlara sorumlu olan güçlü bir dikey yapılanma izlenimi uyandırıyor. Hiç şüphesiz Venezüella’da bazı devlet kuruluşları devlet programlarını yürütmekte yetersiz (özellikle yeniden dağıtımda) ama kamu mülkiyeti ve mali politikalar, özellikle enerji politikası uygulaması yoksul halkın %60’ının yararlandığı kamu hizmetleri (sağlık, eğitim ve yiyecek dağıtımı) için büyük ölçüde ödenek aktardı. “Devletçilik”e karşı olmak sağın bütün otoriter liberalleri (Hayek, Friedman), sosyal demokrat neo-liberaller (Blair, Giddens, Lula, Sarkozy ve onların Venezüellalı izleyicileri) ve özgürlükçü anarşistleri bir araya getiren bir bileşim. “Devletçilik”i eleştiren bu düşünce kuruluşları, dergiler, araştırmacılara mali destek Ford Foundation (Ford Vakfı), Elbert Foundation (Elbert Vakfı) ve bir sürü egemen sınıf kuruluşlarından geliyor.
“Devlet”in şeytanlaştırılması aşırı sağ ve merkez sol ideologlarını bir araya getiren şey. Devlete karşı “özgürlük” adına özel yerel kapitalist tekellerin, uluslararası banka ve şirketlerin dizginlenmemiş, kuralsızlaştırılmış, doymak bilmez eylemleri gelişebilir. Devlet dev şirketlere karşı çıkabilecek, karşı koyabilecek ve denetleyebilecek yegane güçtür. Ana konu “devletçiliğe karşı” olmak değil ama devletin sınıf doğasının ne olduğu ve emekçilerin çoğunluğuna karşı sorumluluğudur.
“Devletçiliğe karşı” eleştiricilerin Başkan Chavez’e yönettikleri en boş, yanıltıcı kavram “devlete karşı sivil toplumu savunmak”ta olduğu gibi “sivil toplum”dur.
“Sivil toplum” sınıf toplumu yerine kullanılan bir örtmecedir. Bu kavram temel sınıf ayrılıklarını, sınıfsal örgüt çatışmalarını ve sömürgeci ilişkilerin üstünü örtüyor. Gramsci’nin Prison Writings’in (Hapishane Notları’nın) yozlaştırılmış kopyalarının dili (faşist sansürcülerin zorlamasıyla masalımsı bir dil kullandı) liberal akademisyenler tarafından, (ezici) “devlet”e karşı homojen (sınıfsız) “sivil toplum” hakkında yazarken benimsendi.
Venezüella’da “sivil toplum”, derin sınıf ayrılıklarının, politik kutuplaşmanın, Chavez’i izleyen halk çoğunluğu ve üst tabakanın arasındaki uçurumun gösterdiği gibi, homojen değil. Muhalefetin “sivil toplum” kavramı STK bürokratları ve liberal akademik seçkinlerin kendi üst sınıfla işbirliğini, kamu mülkiyeti yerine özel sermayeye desteklerini ve emperyal sponsorlarından büyük bağışlar koparma çalışmalarını gizlemek için kullandıkları bir şaşırtmaca.
Liberal ve sosyal demokrat eleştirmenlerin Chavez’in politikalarını kınarken en sık kullandıkları örtmece “pazar ekonomisi”dir. Bu “rüzgara katılık görünümü verme” çabasının bir başka örneği. Dünyada pazarlar binlerce yıldan beri her tür toplumda ve ekonomide -aşiret, feodal, esir, tecimsel, rekabetçi ve tekelci- var olmuştur. Küçük üreticilere dayanan yerel pazarlar ve sayıları binden az uluslararası şirketlerin ve mali kuruluşların egemen olduğu pazarlar var. “Pazar ekonomisi” kullanımı geçmişte hiçbir zaman var olmayan eşit üreticiler/uluslar arasında iş işlemleri varmış gibi yanlış imajlar yaratıyor. Var olan gerçek “pazar ekonomisi” rekabetçi ve işbirlikçi, büyük, milyarlarca dolarlık ve bütün denetimsiz ekonomilerin içine giren tekellerin egemen olduğu ekonomidir. Onların gücüne ve sömürüsüne ancak örgütlü sınıf hareketlerine ve merkezi planlamaya karşı sorumlu ulusal veya sosyalist devletler karşı koyabilir. Her dürüst ve doğru tartışma ekonomik stratejilerden ve devletin bu konularda rolünden, dünyada tarihi konumu göz önünde tutarak ortaya atmalı: emperyal sermaye, ulusal devlet, sınıfsal sosyal hareketler ve merkezi planlama.
Demokrasi ve katılım ciddi bir şekilde tartışıldığı zaman, odak noktası sadece devlet olmamalı. Toplumdaki etkili dernekler de tartışma kapsamına alınmalı. Venezüellalı liberal demokrat kuramcılar yetkicilerin çoğunluğundan, katılımcı olmayan ve seçkin egemen iş birliklerinden, sivil örgütlerden, özel medyadan, büyük şirketlerden, geleneksel partilerden ve sendikalardan hiç bahsetmiyor. Onların önderleri itiraz ve yarışma olmadan ve hatta seçmenlere danışılmadan tekrar tekrar seçiliyor (bazen yaşam boyu).
Liberal akademisyenler sadece “sivil toplum”da egemen kurumların korkunç şekilde dikey yetkeci yapısını görmemezlikten gelmiyor, diktatör seçkinlerin bu çoğulculuğunun demokrasiyle nasıl bağdaştığı sorusunu bile ortaya atmıyor. Liberal akademisyenlerin bu anti-demokratik seçkinlerin kültür, ekonomi ve toplumda kökleşmiş keyfi egemenliklerine karşı analitik ve ahlaki körlükleri, onların seçimle gelen kamu kuruluşlarında, Chavez yanlısı partilerde, sendikalarda ve mahalle kuruluşlarında demokrasi eksikliği aramaları madalyonun öteki yüzü.
Chavez’e karşı eleştirmenler ve liberal ideoloji yandaşlarının anlaşılır bir şekilde konuşmamalarının nedeni doğrudan doğruya onların eğer açık seçik düşüncelerini belirtirlerse kapitalist pazarları savundukları, devletçilik adı altında kamu mülkiyetine karşı oldukları ve “sivil toplum” diye yetkeci seçkin kuruluşları desteklediklerinin ortaya çıkacağını bilmelerinden; “sivil toplum” savunmaları onların yetkeci seçkin kuruluşları savunmalarıdır; Chavez’in radikal girişimlerine olan yoğun halk desteğine karşı çıkmaları “halk özerkliği” diye tanımlanıyor.
Liberal akademik eleştirmenlerin metodları da onların iyi gizlenemeyen egemen sınıfa bağlılıkları kadar anlamlı. Chavez’in sosyal hareketlerinde, hükümet programlarında, seçmenlerde kusur bulmak için mikroskop kullanıyorlar. Büyük çapta, uzun vadede emperyal devlet ABD’nin küstah bir işgali ve onun Venezüellalı işbirlikçilerini anlatmak için de bir teleskop.
Politik süreç içinde liberal istekler tek yanlı olarak bir tarafa yönlendiriliyor. Çok etkileyici eleştiriler ABD resmi derneklerinden para alan öğrenciler ve akademisyenlere değil, Chavez’e bağlı örgütlere yöneltiliyor. Görünüşe göre, National Endowment for Democracy-NED’den (Ulusal Demokrasi için Bağış) bağış kabul eden akademisyenlerin demokratik kuruluşları yıkmaya amaçlı bir emperyal güçle işbirliklerini “eleştirel olarak tekrar düşünmeleri” istenmiyor. Liberal akademik eleştirmenler bilinen gerçek olaylar yerine Chavez’e karşı düşmanlıklarını beslemek için öznel, dedikodumsu hikayelere bel bağlıyor. Başkan Chavez’in Referandum’dan sonra anında ve açık bir şekilde yenilgiyi kabul etmesin
i dinlemek, seyretmek yerine, “Başkanlık belirsizliği” üzerine tahminler yürütüyorlar.
Örtmecenin politik dili yalanları doğru gibi göstermek, egemen sınıfın sömürüsüne saygınlık kazandırmak ve liberal demokrat cafcaflı konuşmalara sağlamlık kazandırmak için tasarlanmıştır. Bu kısa örtmece dökümü Chavez’e karşı ideologların maskelerini düşürmek ve Venezüella sosyalizminin ilerlemesine cesaret vermek için tasarlanmıştır.
5 Ocak 2008
[La Haine’deki İngilizce’sinden Emine Kunter tarafından Latinbilgi (Sendika.Org) için çevrilmiştir]