Okmeydanı 9 Aralık Pazar günü bir kez daha polis terörüne maruz kaldı. “Artık yeter!” mitinginin iptal edilmesinin ardından çeşitli demokratik kurumların da katılımıyla gerçekleştirilen yürüyüşe polisin saldırmasının ardından birkaç saate yayılan çatışmalar esnasında polis, yaşlıların, kadınların ve çocukların da yoğun biçimde etkileneceği şekilde gaz bombası kullandı. Polis saldırısı esnasında bir kahvehanenin de gaz bombasından nasibini […]
Okmeydanı 9 Aralık Pazar günü bir kez daha polis terörüne maruz kaldı. “Artık yeter!” mitinginin iptal edilmesinin ardından çeşitli demokratik kurumların da katılımıyla gerçekleştirilen yürüyüşe polisin saldırmasının ardından birkaç saate yayılan çatışmalar esnasında polis, yaşlıların, kadınların ve çocukların da yoğun biçimde etkileneceği şekilde gaz bombası kullandı. Polis saldırısı esnasında bir kahvehanenin de gaz bombasından nasibini aldığı belirtiliyor.
Polis ayrıca saldırı esnasında mahallenin göbeğinde bulunan “Türk- Kürt Kardeşçe, Tam Bağımsız Türkiye” sloganının yazılı bulunduğu pankartı da parçalayarak niyetini göstermiştir. “Eylem”ini Cemevinin önünde yaptığı rap rap yürüşü ve sloganlarla bitiren polis, ilerleyen saatlerde de mahalleyi abluka altında tutmaya devam etti.
Polisin saldırısına tepki
Polisin gerçekleştirdiği saldırı, Halkevci ve ÖDP’liler tarafından protesto edildi. Polisin parçaladığı pankartın tekrar asılması ve halka yapılan açıklama ile devam eden eylem, sloganlarla sonlandırıldı.
Okunan açıklama metni:
Değerli Mahalle Sakinleri,
Mahallemiz bugün savaş alanına döndü. Saatler süren çatışma esnasında polis, ara sokaklar ve hatta bazı kahvehanelere dahi gaz bombası attı.
Bugün bu mahallede yaşanan çatışmanın sebebi, “Artık yeter, yaşasın halkların kardeşliği” mitinginin sudan bahanelerle iptal edilmesidir. Ülkenin dört yanında bir araya gelen üç faşistin meydanlara çıkarak ilerici-demokrat insanlara, Kürt gençlerine saldırma özgürlüğü vardır da, halkların kardeşliğini isteme hakkı yok mudur?
Mitingin iptalini protesto etmek isteyen demokratik kurumların eylemine saldıran polis, mahallemizin üstünde terör estirmiştir. Kürt halkının meşru taleplerinin dile getirilmek istendiği eylemde bazı şahıslar tarafından bir belediye otobüsü de tahrip edilmiştir. Bu tarz eylemler Türk ve Kürt halklarının kardeşliğine hizmet etmemektedir.
Polis, haftalardır mahallemizde ücretsiz kurs pankartlarını, zamları protesto eden, kardeşlik isteyen afişleri kaçamak olarak yırtmakta, hatta baskısını zaman zaman evlerin önüne bomba koyarak, telefonla insanların tehdit etmeye kadar vardırmaktadır.
Aynı polis, bugün burada asılı bulunan “Türk-Kürt kardeşçe, tam bağımsız Türkiye” sloganının yazılı bulunduğu pankartı da, saldırı esnasında parçalamıştır. Burada polisin tutumu açıktır:
Polis, Kürt ve Türk gençlerin hayatlarını kaybettiği bir savaşın devam etmesini istemektedir. Yani kan istemektedir.
Polisin, Kürt’ün ve Türk’ün kardeşçe yaşadığı, bağımsız bir ülkeden rahatsız olması normaldir. Çünkü bugün, AKP hükümetinden ordusuna tüm egemen güçler savaş kışkırtıcılığı yaparken, halkın acılarının arasında tüm temel ihtiyaçlara yaptığı zamların, eğitimin- sağlığın ticarileştirilmesinin üstünü örtmektedir.
Onlar, göbeğinden emperyalizme bağlı bir sistemin savunucuları olduğu için neo-liberal politikalara karşı eşit, özgür ve bağımsız; halkların kardeş olduğu bir ülke istemezler.
Bizler Türk’ün ve Kürt’ün; Alevi ve Sünni’nin Tam bağımsız bir ülkede, bir arada yaşamasını savunuyoruz. Bunun için de mücadele etmeye devam edeceğimizi bir kez daha beyan ederek, polisin yırttığı pankartımızı tekrar asıyoruz…
Kaynak:Halkevleri Basın Merkezi