Malatya’da Hıristiyanlıkla ilgili kitaplar basan Zirve Yayınevi’ni basılması ve 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesine karıştıktan sonra polisten kaçarken yayınevinin bulunduğu kattan atlayarak ağır yaralanan zanlılardan Emre Günaydın ‘ın tedavi gördüğü hastanedeki kamera görüntülerinin imha edildiği ortaya çıktı. Malatya’da yayınevi baskınında yaşanan “eksik soruşturma” iddialarına kamera görüntülerinin silinmesi de eklendi. Alman uyruklu Tilmann Geske , Uğur […]
Malatya’da Hıristiyanlıkla ilgili kitaplar basan Zirve Yayınevi’ni basılması ve 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesine karıştıktan sonra polisten kaçarken yayınevinin bulunduğu kattan atlayarak ağır yaralanan zanlılardan Emre Günaydın ‘ın tedavi gördüğü hastanedeki kamera görüntülerinin imha edildiği ortaya çıktı.
Malatya’da yayınevi baskınında yaşanan “eksik soruşturma” iddialarına kamera görüntülerinin silinmesi de eklendi. Alman uyruklu Tilmann Geske , Uğur Yüksel ve Necati Aydın ‘ın boğazları kesilerek öldürülmesine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında cumhuriyet savcısı, polisten kaçarken binadan atlayan ve ağır yaralı kaldırıldığı İnönü Üniversitesi Hastanesi’nde tadevi gören Günaydın’ın yattığı hastane odasındaki güvenlik kamerasına ait görüntüleri hastaneden istedi. Ancak hastane başmüdürlüğünden verilen yanıtta, ” 18 Nisan 2007 ile 16 Mayıs 2007 tarihleri arasındaki kayıtların emniyete verildiği, 30 Mayıs 2007’de de tüm kayıtların temizlenmiş olarak kendilerine teslim edildiği ” belirtildi. Emniyet müdürlüğü de ” Güvenlik kamera kayıtlarının mevcut teknik olanaklarla media formatına kopyalanamadığından kayıtların bulunduğu HDD’lerin içerisinde bulunan görüntüler imha edilmiş, hastane görevlilerine teslim edilmiştir ” denildi.
Polis müdürleriyle ilişki…
Bu arada, tutuklu sanık Salih Gürler , verdiği ek ifadede cinayetten 2 ay önce İhlas Öğrenci Yurdu’nda kalan Emre Günaydın ‘ın, kız arkadaşı Didem ‘in yanında gördüğü bir kişiyi bıçakla yaraladığını, ancak karakolda dosyanın kapatıldığını anlattı. Gürler’in ifadesinde şu bilgileri verdiği ileri sürüldü: “Günaydın, Didem’in yanındaki kişiyi yaraladıktan sonra bana ‘Yurtta buluşalım’ dedi. Cuma Özdemir , ben ve Emre, Sümer Karakolu’na gittik. Emre karakola girdi. Karakolun kapısında bir polisle görüştü. Çıkışta bize ‘Dosya kapandı adam beni tanımıyormuş’ dedi. Polis müdürleri, amirleriyle oturup kalktığını söylüyordu. Karakolda bir şey yapılmadığını görünce, söyledikleri doğru gibi diye düşündüm.”
Gürler ifadesinde yayınevini de Günaydın’ın talimatıyla bastıklarını ileri sürdü. Gürler, eylemin önce 20 Nisan’da yapılmasının planlandığını, ancak Emre’nin kendisine eylemin 18 Nisan’a “alındığını” söylediğini belirtti. Sanık Günaydın’ın 15 Mart-12 Nisan 2007 tarihleri arasında bir MHP il genel meclisi üyesine kayıtlı telefonla 18 görüşme yaptığı, diğer sanıkların da savcı, özel harekâtçı, öğretmen ve milletvekili adayıyla görüşme yaptığı, ancak soruşturma dosyasında bu bilgilerin bulunmadığı belirlenmişti.
Kaynak: Cumhuriyet