Türk-İş tarihinden bir yaprak: Gıda işkolunda grup toplu pazarlığının ortaya çıkışı ve Ege Tüm Gıda-İş Sendikası (1964-1967) – Can Şafak Ege Tütün, Müskirat, Gıda ve Yardımcı İşçileri Sendikası (Ege Tüm Gıda-İş) 60’ların başlarında Ege’de faaliyette bulunan irili ufaklı 19 sendikanın birleşmeleriyle örgütlenmiş bir bölgesel sendikadır. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (Türk-İş) bağlı Türkiye Tütün, Müskirat, Gıda […]
Türk-İş tarihinden bir yaprak: Gıda işkolunda grup toplu pazarlığının ortaya çıkışı ve Ege Tüm Gıda-İş Sendikası (1964-1967) – Can Şafak
Ege Tütün, Müskirat, Gıda ve Yardımcı İşçileri Sendikası (Ege Tüm Gıda-İş) 60’ların başlarında Ege’de faaliyette bulunan irili ufaklı 19 sendikanın birleşmeleriyle örgütlenmiş bir bölgesel sendikadır. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (Türk-İş) bağlı Türkiye Tütün, Müskirat, Gıda ve Yardımcı İşçi Sendikaları Federasyonu (Müskirat Federasyonu)(1) üyesidir. Bu araştırmada sendikanın kuruluş tarihini belgeleyen kesin kayıtlara ulaşılamasa da, sendikanın 1965-1967 yıllarını kapsayan ve 18-19 Şubat 1967 tarihlerinde İzmir’de toplanan 2. Genel Kuruluna sunulan Faaliyet Raporu’ndaki; birinci büyük kongrenin “iki yıl evvel” toplandığı kaydından; sendikanın 1964 yılında kurulduğu ve ilk genel kurulunu da 1964 yılı sonlarında ya da 1965 yılı başlarında topladığı anlaşılmaktadır.(2)
Ege Tüm Gıda-İş Sendikası, gıda işkolunda faaliyette bulunduğu birkaç yılla sınırlandırılamayacak kadar güçlü ve etkili bir birikimin, mücadele sürekliliğinin çok önemli bir halkasıdır. Bu mücadele gerek sendika örgütlenmesi ve işkolunda sendikal birlik arayışları ve gerekse toplu pazarlık süreci açısından sendikanın kurulu olduğu Ege bölgesinin de sınırlarını aşan, belirleyici sonuçlar yaratmıştır. Ege Tüm Gıda-İş Sendikası, gıda işkolunda bağıtlanan ilk grup toplu iş sözleşmelerine imza atmıştır. Ne var ki böylesine önemli bir örgütlenme sürecine ayrılan yer, sendika hareketinin tarihini irdeleyen doküman içinde son derece sınırlıdır. Türkiye işçi ve sendika hareketi tarihini ele alan yapıtlarda da Ege Tüm Gıda-İş Sendikasından söz edilmemektedir. Türkiye Sendikacılık Ansiklopedisi’nde Ege Tüm Gıda-İş Sendikası başlığı yer almamakta, ancak bu sendikadan, kurucularından “Sorguç, Orhan Demir” maddesinde bir cümle içinde söz edilmektedir.(3) Türk-İş 6. Genel Kurul İcra ve Yönetim Kurulları Çalışma Raporları’nda Ege Tüm Gıda_İş Sendikası, 31.12.1965 tarihi itibariyle Türk-İş’e üye kuruluşlar arasında “Tütün Müskirat” başlığı altında “İzmir Ege Tütün Müs. İşç. Sendikası” olarak yer almakta, sendikanın üye sayısı 10 bin olarak kaydedilmektedir.(4) Ege Tüm Gıda-İş Sendikası’nın İlk genel kurulunda yönetim kurulu üyeliklerine Genel Başkan Cavit Yalçın, Genel Sekreter Orhan Sorguç, Genel Muhasip Edip Yılmaz, Genel Sekreter Yardımcısı Necip Dumlupınar seçilmişlerdir. Türkiye Sendikacılık Ansiklopedisi’nde Cavit Yalçın maddesi de bulunmamaktadır. Öte yandan Tek Gıda-İş Sendikası’nın web sayfasında da Ege Tüm Gıda-İş Sendikası’ndan söz edilmemekte, Tek Gıda-İş’in kuruluş sürecine ilişkin olarak, “60’lı yıllarda diğer işkollarında olduğu gibi gıda işkolunda da çok sayıda sendika kurulduğu, işkolunun büyük bölümünü örgütleyen Müskirat Federasyonu’nun, örgütlü olduğu işyerlerine girmeye çalışan sendikaların bir araya gelerek oluşturduğu Tüm Gıda-İş Sendikası ile mücadele etmek durumunda kaldığı” genel olarak kaydedilmektedir.(5)
Tek Gıda-İş Sendikası web sitesinde belirtilen Tüm Gıda-İş Sendikası; Ege Tüm Gıda-İş Sendikası ile Karadeniz Bölgesi Tütün İçki Gıda İşçileri Sendikası (Tig-İş), Türkiye Toprak Mahsulleri Gıda İçki Tütün Sanayii İşçileri Sendikası (Ankara), Türkiye Tütün İçki Gıda Sendikası (İstanbul) sendikalarının birlikte oluşturdukları bir sendikadır. Kurucu sendikalar 19 Mayıs 1967’de İzmir’de yaptıkları ortak toplantıda, genel merkezi İstanbul’da olmak üzere Türkiye Tütün İçki Gıda Sanayii İşçileri Sendikası (Tüm Gıda-İş) adı altında birleşme kararı almışlar ve bu kararı hayata geçirerek Tüm Gıda-İş Sendikası’nı örgütlemişlerdir.(6) Türkiye Sendikacılık Ansiklopedisinde “Tüm Gıda-İş Sendikası” maddesi de bulunmamaktadır.(7) Tüm Gıda-İş Sendikası, Ansiklopedi’nin “Gıda Sanayii İşkolu” başlığını taşıyan ve Filiz Aslan imzalı maddede ve bu madde içinde yer verilen “Gıda Sanayii İşkolunda Sendikalar” listesinde de yer almamaktadır.(8) Ansiklopedide Tüm Gıda-İş Sendikasından, “Tek Gıda-İş (Türkiye Tütün Müskirat Gıda ve Yardımcı İşçileri Sendikası)” madde başlığı altında bir cümle içinde söz edilmektedir.(9)
Ege Tüm Gıda-İş Sendikası, gıda işkolunda 60’ların sonlarında yaşanan bütünleşme sürecinin çok önemli ve dinamik bir parçası olmuştur. Bölge sendikalarının örgütlenmesiyle başlayan bu bütünleşme süreci, Tüm Gıda-İş Sendikası’nın kurulmasıyla sürecek, nihayet Tek Gıda-İş Sendikası’nın kuruluşuyla tamamlanacaktır. Müskirat Federasyonu, 5 Aralık 1969’da yaptığı olağanüstü genel kurulda, kendisini feshederek yeni kurulan milli tip sendika olan Tek Gıda-İş’e katılma kararı alacak, Federasyona bağlı sendikalar da 1969 ve 1970 yılları içinde genel kurullarını yaparak kendilerini feshedecekler ve Tek Gıda-İş’e katılacaklardır.(10)
60’ların başında Gıda işkolunda birlik arayışları: Türkiye tipi sendika projesi
Türk-İş İcra Kurulu 15 Ocak 1963 tarihinde Türk-İş’e bağlı sendika başkanlarından oluşan Temsilciler Meclisini Ankara’da toplayarak 1961 yılı başlarında hazırlanan Teşkilat Komisyonu Raporunu ele almıştır. Rapor, “Türk Sendikacılığının Teşkilatlanma Planı” olarak tanımlanmakta ve DBG, ÖGB teşkilat şemalarından ve Hollanda sendikaları “yapılışlarından” ilham almaktadır. Temsilciler Meclisi yeni bir Teşkilatlanma Komisyonu seçmiş ve bu komisyon da 18 Ocak 1962 günü Teksif Federasyonu toplantı salonunda çalışmalarına başlamıştır. Komisyon, “sendika adedinin azami hadden asgari hadde indirilmesi ve sendikalı adedinin ise azami hadde çıkarılarak milli sendikalar etrafında birleşme” prensibini ittifakla kabul etmiştir.
Bu raporun düzenlenmesinden bir yıl sonra 15 Ocak 1963 tarihinde Türk-İş bağlı sendika başkanlarından oluşan Temsilciler Meclisini Ankara’da toplamıştır. Türk-İş Temsilciler Meclisine katılan Müskirat Federasyonuna bağlı sendika temsilcileri, İbrahim Denizcier başkanlığında Ankara’da İşçi Sigortaları Genel Müdürlüğü Konferans Salonunda teşkilatlanma ve birleşme konularında bir karara varmak üzere toplanmışlar ve bu toplantıda Federasyonun milli sendika haline getirilmesi ittifakla kabul edilmiştir. Ancak bu iki aşamada gerçekleştirilecekti. Önce gıda işkolunda kurulu sendikalar “bölge sendikaları” biçiminde birleşecekler ve bunun ardından da Federasyon milli tip sendika haline getirilecek ve bölge sendikaları da bu milli tip sendikanın şubelerini oluşturacaklardı. Bu karar, Ege bölgesinde bütün sendikaları içerecek biçimde, Marmara ve Karadeniz bölgelerinde ise kısmen uygulanmıştır.(11)
Daha sonra Türk-İş’in 27 Ocak – 2 Şubat 1964 günlerinde Bursa’da toplanan 5. Genel Kurulunda müzakere edilerek kabul edilen Teşkilatlanma Komisyonu Raporu; Türk-İş’e direkt bağlı sendikaların işkollarında kurulu olan ve Türk-İş’e üye Türkiye tipi sendikalara katılmaları, aynı işkolunda kurulu birden fazla Türkiye tipi sendikaların en geç bir yıl içinde birleşmeleri esaslarının yanında “halen Türk-İş bünyesinde, iş kollarında Türkiye tipi sendika olmadığı için işkolu federasyonu olarak temsil edilen teşkilatların Türk-İş Teşkilatlanma Planı gereğince bir an evvel kafa ve kasa birliğini temin etmek için Türkiye tipi sendikalar haline gelmeleri yolunda Türk-İş yetkilileri ve organlarının bu teşekkül idareci ve üyelerini ikna etmek yolunda gayret sarf etmeleri” gereğine işaret etmekteydi.
“Türk-İş’in bu kon
gresinden oniki gün sonra yani 7-9 Şubat 1964 tarihinde Müskirat Federasyonu, İstanbul Beyaz Saray Düğün Salonunda 6. Genel Kurulunu toplamıştır. Müskirat Federasyonu bu kongreye sunduğu Çalışma Raporunda Türk-İş’in Teşkilatlanma Komisyonu Raporuna, bu raporda kabul edilen ilkeleri destekler nitelikte atıflar yer almaktadır. Müskirat Federasyonu’nun Çalışma Raporunda “kafa ve kasa birliği” sloganı savunuluyor ve Kongrenin de “Türk-İş’in Teşkilatlanma Proje prensipleri dışına çıkmadan” meseleyi “en iyi ve en güzel şekilde” halledileceği vurgulanıyordu.(12)
Çalışma Raporundaki yaklaşımlara uygun olarak Federasyon Genel Kurulu, Federasyonun altı ay içinde Türkiye tipi (milli tip) sendika haline gelmesini, bağlı sendikaların, bölgelerinde birleşmemişlerse birleştirilerek oluşturulacak sendikanın şubeleri durumuna getirilmelerini ittifakla karar altına aldı. Karar öylesine güçlü bir desteğe sahipti ki, elle oylamanın ardından alışılmamış biçimde delegeler birer birer mikrofona gelerek sözlü olarak da kullandıkları oyu beyan etmişler ve karar ittifakla, ayakta alkışlanarak alınmıştı.(13)
Federasyon ve bölge sendikaları arasındaki hesaplaşma: Gıda işkolunda ikinci sendikalar
Böylesine güçlü bir delege desteğiyle alınan kararın uygulanması sürecinde son derece ciddi güçlükler ortaya çıktı.(14) Bölgelerinde birleşememiş sendikaların birleştirilmeleri bir yana, birleşmiş bölge sendikalarının parçalanmaları yönünde kimi etkiler ortaya çıktı. Ve çözülme İstanbul’da gerçekleşti. Ege Tüm Gıda-İş bu çözülmeden Federasyon yöneticilerini sorumlu tutmaktadır: “Bu karar gereğince altı ay içinde Federasyonu Milli Sendika haline getirip, teşkilatı birleştirmekle görevli bugünkü Federasyon İdarecileri; İbrahim Denizcier, Melih Dölen ve Nazmi Ceylandağ ters bir tutumla bünyesinde birleşmiş bulunan büyük sendikalar aleyhine parçalayıcı, nifak sokucu birtakım tertiplere girdiler. Bu emellerine İstanbul’da muvaffak oldular. Merkezi İstanbul’da olmak üzere Marmara ve Trakya Bölgesindeki işçileri bünyesinde toplayacak bir teşekkülü kurmuş bulunan kişiler; (Cibali ve Üsküdar’daki sendikalar hariç) ‘sendika başkanlığı gidiyor, profesyonel sendikacılığın sağladığı menfaatlerimden oluyorum’ düşüncesi ile Federasyonun sözde idarecilerinin teşvik ve tahriklerine kapılıp birer birer işyeri sendikacılığına döndüler.”(15)
Bu süreçte Türk-İş, 26.6.1964 günü Ankara’da Teksif Salonunda; Federasyon İcra Komitesi ile Federasyona bağlı sendikaları ve gıda işkolunda kurulu Türkiye tipi iki sendikanın katıldığı toplantı düzenledi. Toplantıda Federasyonun milli sendika haline gelmesi, sendikaların birleşmesi, toplantıya katılan Türk-İş’e bağlı Türkiye Toprak Mahsulleri ve Gıda Sanayi İşçileri Sendikası (Tomis) ile Türkiye Besin İşçileri Sendikası (Türkiye Besin-İş) sendikalarının da kendilerini feshederek, kurulacak Türkiye tipi sendikaya katılmaları Türk-İş yönetimince istendi. Türk-İş’in bu talebi sendikalarca olumlu karşılandı. Buna karşılık Federasyon yöneticilerinin kimi işyeri sendikalarının yöneticileriyle birlikte toplantıyı terk ettikleri kaydedilmektedir.(16)
Ege Tüm Gıda-İş Sendikası’nın Çalışma Raporunda, Federasyon yönetiminin bölge sendikalarına karşı sendikalar kurdurma çabalarından söz edilmektedir. “Türk-İş; parçalanan İstanbul teşkilatını birleştirme yolunda çalışırken, Federasyon ağalarının; sendika idarecilerini birleşmeme hususunda ikna ettikten sonra, muhasipleri Nazmi Ceylandağ’ı maaş ve harcırahları teşkilat kasasından ödenmek suretiyle, Samsun’a, üyesi Karadeniz Bölgesi Tig-İş Sendikasını parçalayarak, yeni küçük kuruluşlar yaptırmak gayesiyle gönderdiklerini esefle, teessürle müşahede ediyoruz. (Vaki uyarılarımıza karşı; ‘Bizim İzmir teşkilatı ile hiçbir ihtilafımız yok, bu işe karışmayın, müdahale ederseniz, sonra İzmir’e de sıra gelir’ gibi tehditler savuruyorlardı. Böyle olmasına rağmen el altından da İzmir’de teşkilatı parçalayabilecek ve kendi emellerine hizmet edecek soysuzları arıyorlardı. Nitekim Sendikamız Genel Sekreter Yardımcısı olarak vazifeli iken, bunlarla temas kuran aynı yaradılıştaki Naim Davulcu’nun da iştiraki ile İzmir’i bölme planlarının hazırlığı da yapılmakta idi. Federasyon ağalarının; teşkilatımızdan ihraç edilip, ayrılışı sırasında sendika malını zimmetinde götüren mezkur şahsa, İzmir’de ‘Batı Anadolu Besin İşçileri Sendikası’ namı altında yeni bir teşkilat kurdurduklarını görüyoruz”(17) Kurulan sendikayla ilgili olarak Ege Tüm Gıda-İş Sendikası Federasyondan bilgi istemiş, bu sendikanın Federasyonca nasıl karşılandığını ve Federasyonun maddi ya da manevi destek verip vermediğini sormuştur. Bu konuda Federasyonun açık bir cevap vermekten kaçındığı ve bu yönde bir vesika vermediğini belirtilmektedir.(18)
Bu süreçte bir diğer çatışma konusu da Federasyonun murakıplarına üç bölge Sendikası’nın hesaplarını tetkik etmekle görevlendirmesi oldu. Ege Tüm Gıda-İş Çalışma Raporunda bu tetkike Samsun Sendikası’nın izin vermediği, adli merciye başvurarak hesaplarını bizzat mahkemeye tetkik ettirdiği belirtilmektedir: “Görevi tüzüğe göre sadece Federasyon muamelatı ile varidat ve sarfiyatını tetkik etmek olan murakıplar, usulsüz paralar alarak vazifelerini suiistimal etmişler ve bu suretle hesabatını hiç görmedikleri halde, icra komitesinin talimatına uygun olarak (Bir ihtimalle kasada 224.620,92 TL sı bir farkın zuhuru melbuz görülmektedir) şeklinde bir rapor tanzim etmişlerdir. Federasyon ağaları, işte bu tahmini rapora müsteniden, sekiz bin’e yakın yaklaşık üyesi bulunan Samsun Tig-İş Sendikasını Federasyondan ihraç etmişlerdir.”(19) Bunun ardından Federasyon İstanbul Tig-İş Sendikası’nın delegelerinin kanuna uygun olarak seçilmediği gerekçesiyle Federasyon genel kurulunda temsil edilmemesi, Ege Tüm Gıda-İş Sendikası’nın da aidat borcunu zamanında ödemediği gerekçesiyle Federasyondan ihracı kararına varmıştır. Kongre günü üç bölge Sendikası’nın delegelerinin salona sokulmak istenmediği, ancak buna rağmen salona girdikleri, yoklamada isimlerinin okunmaması karşısında toplantıda delege olarak bulunan Seyfi Demirsoy ve Halil Tunç’un tepki gösterdikleri kaydedilmektedir.(20) Üç bölge Sendikası’nın Federasyonun 7. Genel Kuruluna katılmalarının önlenmesi yönündeki bu kararlar ciddi bir tepki yaratmış, üç bölge sendikalarının birlikte hareket etmeleri(21) ve Türk-İş yöneticilerinin de açık tavır almaları karşısında uygulanamamıştır. “7. genel kurulun yapıldığı 9 Mayıs 1966’da Federasyon üyesi, Samsun’da kurulu Tig-İş’in Federasyona karşı görevlerini yerine getirmediği, aidatlarını düzensiz ödemediği (orijinal metindeki ifade: düzensiz ödediği olmalı) ve uygunsuz davranışlarda bulunduğu gerekçeleriyle ihraç edilmesi önerisi reddedildi. Toplantıda konuşan Zeki Gedik, toplu iş sözleşmelerinin ön hazırlığının Federasyon yürütme kurulunca yapılmadığını, hatta sözleşme oturumlarında dahi bulunmadıklarını; üç aylık sözleşme gecikmesinin, Federasyonun ‘sözleşmeyi ben yaptım’ kaprisinden doğduğunu; işkolundaki sözleşmelerin yetersiz olduğunu, teşkilatlanmada başarısız kalındığını, bölgeler dışı kalan diğer küçük sendikaları fesfedip bölge sendikalarına şube halinde iltihaklarını sağlamadıklarını, Federasyonun Babıali mektupçuluğundan başka işe yaramadığını, Tig-İş’in aidat durumlarıyla ilgili düşüncelerin haksız olduğunu, genelde aidatların düzensiz olduğunu ve Federasyon masraflarının çok olduğunu belirtti. Bu konuşma delegelerce protesto edildikten sonra, Zeki
Gedik’in Federasyona siyaset sokmak ve hizipçilik yaparak Federasyon başkanlığına gelmek istediği öne sürüldü. Milli tip sendikaya dönüşme tartışmalarının da yapıldığı genel kurul sonunda İbrahim Denizcier genel başkan ve Melih Dölen yeniden genel sekreter oldu, Rahmi Şahin ve Murat Parlakgün genel başkan vekili seçildiler.”(22)
Son derece gergin geçen genel kurulun ardından Federasyon İcra ve İdare Kurulları 21.7.1966 günü İstanbul’da toplanarak üç bölge sendikasını ihraç etmiştir. Ege Tüm Gıda-İş Sendikası ihraç kararlarına sert tepki göstermiş, “ekalliyet temsilcilerinin” yetkilerinin dışına çıktıklarını ve işlemin hukuka ve Federasyon Ana tüzüğüne aykırı olduğunu açıklamıştır. Yapılan açıklamalarda Federasyon üyesi sendikaların hemen hepsinin aidat ödemelerinin düzensiz olmasına rağmen ihraç kararlarının sadece üç bölge Sendikası’na karşı alınmış olması da eleştirilmiştir.(23) Ege Tüm Gıda-İş Sendikası, durumu 15.07.1966 gün ve 3628 sayılı yazı ile Türk-İş’e bildirmiştir. Ege Tüm Gıda-İş Sendikası, Genel Başkan Cavit Yalçın ve Genel Sekreter Orhan Sorguç imzalı 15.07.1966 gün ve 3628 sayılı bu yazısında, Türk-İş’in milli tip sendika ilkesi destekleniyor ve Federasyon yönetimi bu noktada sert biçimde eleştiriliyordu. Yazıda Federasyon yönetiminin “kendisine bağlı teşekkülleri parçalamak ve yöneticilerini gözden düşürmek” çabası içinde olduğu, Ege’de karşı sendikalar kurdurduğu vurgulanmakta, Federasyon yönetimi Türk-İş’e şikayet edilmektedir.(24)
Bu yazıdan kısa bir süre sonra Müskirat Federasyonu, Ege Tüm Gıda-İş Sendikası ile birlikte İstanbul Tig-İş ve Karadeniz Tig-İş Sendikalarının Federasyon “bünyesi ile alakalarının kesildiği” Türk-İş’e bildirilecek ve bu üç bölge Sendikası’nın “Türk-İş bünyesinden de düşürülmesi” istenecekti.
Buna karşı Türk-İş’in tavrı son derece açık olmuştur. Türk-İş Federasyonla üç bölge sendikası arasındaki çatışmaya müdahale etmiş, Federasyonun tutumunu sert bir dille eleştirerek üç bölge Sendikası’nın Federasyon üyeliğinden çıkarılması yolunda kendisine bildirilen kararı tanımamıştır. Türk-İş’in Başkan Seyfi Demirsoy ve Genel Sekreter Yrd. Selahattin Erkap imzalı 27.07.1966 gün ve 2244-3-2 sayılı yazısında, üç bölge Sendikası’nın Federasyon bünyesinden çıkarılmalarına sebep olarak gösterilen hususu Türk-İş Konfederasyonu’nun uygun görmediği, “Federasyon İcra ve İdare Heyetlerinin aldığından bahsedilen bu kararı” Türk-İş Konfederasyonu’nun tanımadığı belirtilmektedir. Yazıda, Federasyon bünyesindeki “ikinci kuruluşların” ihraç edilen üç bölge sendikası yerine Federasyona üye olarak kabul edildiklerinin “istihbar olunduğu” kaydedilerek “bu huzursuzluklara sebep olan ikinci kuruluşların” Federasyon yönetimi tarafından kurulduğunun veya kurulmalarının “terviç olunduğu yolundaki söylentilerin de gerçek olduğu bu suretle anlaşılmış” olduğu vurgulanmaktadır. Türk-İş bu ikinci kuruluşların Federasyon üyeliğinin ve Türk-İş bünyesinde gösterilmelerinin asla bahis konusu olmadığını da bildirmiştir.(25)
Türk-İş’in bu tavrına karşılık Müskirat Federasyonu’nun üç bölge sendikasını hedef alan hazırlıklar içine girdiği, Türk-İş’in Federasyona 02.08.1966 tarihinde çektiği tel’den anlaşılmaktadır. Tel’de Federasyon yönetiminin bölge sendikaları ile üyelerini birbirine düşürücü bildiriler neşretmesinin ve Federasyonun bel kemiğini teşkil eden üç büyük teşkilatı bünyenizden ihraç etmiş olmasının Federasyon yönetiminin “sendikal prensipler dışında bir takım hissi tutum ve davranışlar içerisinde” olduğunu ortaya koyduğu vurgulanmakta,
Federasyonca yakın bir zamanda, teşkilata bir bildiri dağıtılacağının istihbar edilmiş olduğundan bahisle, bu bildiri teşkilata yayınlandığı takdirde muhatabın üç bölge sendikası olmayıp Türk-İş olacağı belirtilmektedir.(26)
Türk-İş bu tel’in hemen ardından 03.08.1966 gün ve 2340-2-2 sayılı yazı ile Federasyon yönetimini “ikaz” etmiş, üç bölge sendikası ile ilgili alınan ihraç kararlarını tashih etmek için Federasyon yönetiminin 3 Eylül 1966 günü Ankara’da toplanmasını ve “ikinci sendikaların” Federasyon bünyesinden çıkarılmasını istemiştir. Başkan Seyfi Demirsoy ve Genel Sekreter Halil Tunç imzalı yazıda: “Bu iki hususu yerine getirmediğiniz takdirde, durumunuzu Türk-İş’in yetkili organlarına intikal ettireceğimiz gibi olayla ilgili yanlış ve sakat tutum ve davranışınızı bütün ayrıntıları ile Tekel işçisine duyuracağımızı ve üç sendikanın mukabil sendikalar kurma faaliyetlerine mani olacağımız gibi, halen Türk-İş’in üyesi olarak kabul ettiğimiz bu sendikaları destekleyeceğimizi bildirir, sizleri bir kere daha doğru yola davet ederiz.” denilmektedir.(27)
Müskirat Federasyonu, Türk-İş tarafından “meseleyi müzakere etmek ve ihtilafı gidermek” için yapılan toplantı çağrısına uymamıştır. Türk-İş daha sonra Türk-İş İcra Heyeti Genel Sekreteri başkanlığında 1 Kasım 1966 salı günü saat 10.00’da İstanbul’da Türk-İş Birinci Bölge Temsilciliği’nde bir toplantı daha düzenlemiş ancak Federasyon temsilcileri bu toplantıya da katılmamışlardır. Bu durum toplantı günü saat 14.00’de düzenlenen tutanakta tespit edilmiştir.
Süregelen ihtilaf nedeniyle Federasyondan koparak Türkiye tipi bir sendikada birleşmek, üç bölge Sendikası’nın gündemindeydi. Böyle bir oluşum ihtimaline karşı Türk-İş, Federasyon yetkililerinin katılmadığı toplantıdan bir gün sonra taraflara konunun Türk-İş Yönetim Kurulu’nda görüşülerek nihai bir karara varılacağını bildirdi. Türk-İş bir ay sonra, 2 Aralık 1966 günü durumun Türk-İş Yönetim Kurulu’nda müzakere edildiğini ve nihai bir çözüm için iki komisyon seçildiğini, komisyona iki ayrı yazı ile bildirecek, taraflardan komisyona yardımcı olmaları ve “gerek Federasyonun, gerekse üç sendikanın yayın organlarında, çıkardıkları bildiri ve beyannamelerde karşılıklı kırıcı, gerginliği arttırıcı neşriyattan, sair söz ve hareketlerden kat’i surette sakınmalarını” isteyecekti.(28)
Ne var ki Türk-İş’in çabaları ihtilafın çözümlenmesine yetmedi. Karadeniz Tig-İş, İstanbul Tig-İş, Türkiye Toprak Mahsulleri Gıda İçki Tütün Sanayii İşçileri Sendikası (Ankara) ve Ege Tüm Gıda-İş Sendikası 19 Mayıs 1967’de İzmir’de yaptıkları ortak toplantıda, genel merkezi İstanbul’da olmak üzere Tüm Gıda-İş (Türkiye Tütün İçki Gıda Sanayii İşçileri Sendikası) adı altında birleşme kararı aldılar.(29) Bu bölge sendikaları yeni kurulan Tüm Gıda-İş Sendikası’nın merkez şubelerini oluşturdular.
Toplu pazarlık süreci ve gıda işkolundaki ilk grup pazarlığı örnekleri
Sendika, Tekel Genel Müdürlüğü ile yürütülen toplu pazarlık sürecinde, Müskirat Federasyonuyla ciddi yetki çatışmaları yaşamış, Ege’de kurulu ve bugün Tek Gıda-İş ve Öz Gıda-İş sendikaları çatısı altında bulunan belli başlı kuruluşlarda ilk toplu sözleşmeleri bağıtlamıştır. İzmir yağ fabrikalarında Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası ile bölgedeki özel sektöre ait tütün fabrikalarında Tütün İşverenleri Sendikası ile ve bölgedeki fırınlarda ve ekmek fabrikalarında da bağımsız işveren sendikaları ile -deri ve tekstil işkolları gibi- gıda işkolunda Türkiye’deki ilk grup sözleşmelerini de imzalamıştır.
İzmir Yağ Fabrikalarında grup pazarlığı süreci ve grevler
Ege Tüm Gıda-İş Sendikası ile 1961 yılında kurulmuş olan Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası arasında 1963 yasalar