Hayata Dönüş Operasyonu’yla ilgili ‘Bayrampaşa Cezaevi Gerçeği’ kitabı yazan emekli binbaşı Bingöl, o güne kadar hiç görmediği bombanın Kara Kuvvetleri?nden getirildiğini söyledi. İSTANBUL – Hayata Dönüş Operasyonu, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerinin, F tipi hücre sistemine geçişi engellemek amacıyla, 20 Ekim’de başlattıkları açlık grevlerini, 19 Kasım tarihinde ölüm orucuna dönüştürmeleri üzerine, 19 Aralık 2000’de, 20 cezaevine […]
Hayata Dönüş Operasyonu’yla ilgili ‘Bayrampaşa Cezaevi Gerçeği’ kitabı yazan emekli binbaşı Bingöl, o güne kadar hiç görmediği bombanın Kara Kuvvetleri?nden getirildiğini söyledi.
İSTANBUL – Hayata Dönüş Operasyonu, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerinin, F tipi hücre sistemine geçişi engellemek amacıyla, 20 Ekim’de başlattıkları açlık grevlerini, 19 Kasım tarihinde ölüm orucuna dönüştürmeleri üzerine, 19 Aralık 2000’de, 20 cezaevine aynı anda yapılan, 2’si asker, 30’u tutuklu 32 kişinin öldüğü, yüzlerce kişinin yaralandığı, yaklaşık 10.000 güvenlik görevlisi tarafından gerçekleştirilen operasyonların resmi adı. Emekli Binbaşı Zeki Bingöl, o tarihte yüzbaşı rütbesinde ve Bayrampaşa Cezaevi’ndeki operasyonun koordinatörüydü. Doğrudan tanığı olduğu olayları, 7 yıl sonra yazdığı kitapta anlatarak yankı yaratan Bingöl.
Bingöl, sabah 04:55’te başlayan operasyonda ilk kurşunun atılmasını şöyle anlatıyor:
‘DUR’ İHTARI VE İLK KURŞUN
‘PKK koğuşu önünde bulunan bir tutuklu görülüyor, ona dur ihtarında bulunuluyor, o da kaçmaya tevessül ediyor, o esnada ateş ediliyor.
Operasyondan sonra Bayrampaşa Cezaevi…
Zannediyorum ayağından vuruldu. Ondan sonra diğer koğuşlar kapının önüne çıkıp jandarmanın koğuş kapılarının tuttuğunu görünce, orta kısımda büyük bir ateş yakıldı böylece bütün birliklerin ileri gitmesi engellendi.’
Koridorlardan ilerleme imkanı kalmayınca güvenlik güçleri, koğuşların çatısına çıkıyor ve içeriye iki tip bomba atıyor. Emekli Binbaşı Bingöl, bu bombalardan birini daha önce hiç görmemiş:
BOMBA KARA KUVVETLERİ’NDEN GETİRİLMİŞ
‘Bizim envanterimizde olmayan, plastikten yapılmış, kauçuktan bir bomba kullanıldı. Adli Tıp Kurumu’nun, savcılığın tutanağında iki tip bombadan bahsedildi,
Çok sayıda tutuklu ve hükümlü yandı.
gaz bombası olarak. Bir tanesi bizim kullandığımız, envanterimizde olan, dünya standartlarında kullanılan bir gaz bombasıdır; temeli biberdir, bildiğimiz acı biberdir, biberin yoğunlaştırılmış halidir. Diğeriyse Kara Kuvvetleri?nden getirilmiş bir bombaydı. Ben bunu daha önce görmemiştim.’
Operasyonun ardından tutulan tespit tutanağında operasyonu koordine eden Yüzbaşı Zeki Bingöl, dört bölük komutanı ve cezaevi savcısının imzaları bulunuyor. Üç imza yeriyse boş bırakılmış. Bingöl şöyle diyor:
TUTANAĞI İMZALAMAYA KORKTULAR
‘Orada imzası olması gereken kişilerden birisi tabur komutanı, diğer iki kişi de İstanbul Cunhuriyet Başsavcısı Ferzan Çitici ve Bayrampaşa Cezaevi savcısıdır. Onlar imzalamayınca imza yerleri boş bırakıldı.’
Zeki Bingöl, neden imzalanmadı sorusunun yanıtını kitabın 173. sayfasında şöyle anlatıyor:
‘Çok garipti. Harekat emrini imzalayan General emri toplatıyor. Operasyona katılan birlikler isimlerini savcıdan saklıyordu. Hatta başsavcı bile imzalamıyordu. Çok garipti. Belli ki hepsi DHKP-C’den korkuyorlardı’Yani hiç kimse operasyon evraklarında adının geçmesini istemiyordu?
Zeki Bingöl’ün yazdığı kitap bazı film yapımcılarının da dikkatini çekmiş. Dizi film için senaryo çalışmaları başlamış. Bingöl, kitabının TV dizisi olmasına sıcak baktığını söylüyor.
Kaynak:nvtmsnbc