MARMARA’yı sarsan 17 Ağustos Depreminde İzmit Körfezi’nin doğu ucundan karaya çıkan ve Yuvacık Beldesi’nne doğru uzanan Kuzey Anadolu Fayı’nın en belirgin noktasının üzerine Karayolları, altından ve üstünden her gün binlerce araç geçen viyadük inşa etti. Jeofizik mühendislerinin uyarılarına rağmen yaptırılan bu viyadük olası bir depremde yıkılması halinde ise, alternanif yol olmadığından İzmit’in Gölcük ve Yalova […]
MARMARA’yı sarsan 17 Ağustos Depreminde İzmit Körfezi’nin doğu ucundan karaya çıkan ve Yuvacık Beldesi’nne doğru uzanan Kuzey Anadolu Fayı’nın en belirgin noktasının üzerine Karayolları, altından ve üstünden her gün binlerce araç geçen viyadük inşa etti.
Jeofizik mühendislerinin uyarılarına rağmen yaptırılan bu viyadük olası bir depremde yıkılması halinde ise, alternanif yol olmadığından İzmit’in Gölcük ve Yalova ile karayolu bağlantısını kesecek.
17 Ağustos depremi öncesinde bilimadamları, Kuzey Anadolu Fayı’nın geçtiği en belirgin noktası olması nedeniyle İzmit’teki Sefa Sirmen Bulvarı’nın, E-130 Gölcük-Yalova yolunun bağlantı noktasında İzmit Körfezi’nin doğu ucunda öğrencilerine de ders veriyordu. 8 yıl önceki depremde yine bu fay kırıldı, yolda yaklaşık 3 metrelik yarık açtı. Deprembilimciler, bu depremin ardından da incelemelerini burada yaptı.
Tüm bunlar bilinmesine rağmen, fay kırığının tam üzerine Karayolları Sefa Sirmen Bulvarı’nı hem Gölcük-Yalova Yoluna, hem Yuvacık Beldesi’ne bağlayan viyadük inşa etti. O tarihlerde yapılan uyarılar sonucu inşaat bir ara durmasına rağmen ısrarla viyadük tamamlandı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi de fay kırığının üzerine park ve çocuk oyun bahçesi kurdu.
LABORATUVAR GİBİYDİ
Marmara Depreminin 8’inci yıldönümünün yaklaştığı bugünlerde konuyla ilgili görüşünü aldığımız Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Bölüm Başkanı Prof.Dr. Mithat Özer, 17 Ağustos depreminin hemen ertesinde fayı bu noktada belirgin bir şekilde yakaladıklarını hatırlattı. “Burada iki ev ve bahçe vardı. Fay evin bahçe duvarını 3 metre ötelemişti. 2.5 kilometre ilerdeki kampüsteki öğrencilerimizi buraya getirip fayı göstererek doğuya doğru izlerdik. Bu tür yerler dünyanın bir çok yerinde labaratuvar ve müze gibi korunur ve saklanırlar” diyen Prof. Dr. Mithat Özer şöyle devam etti:
ANLAŞILMAZ BİR KARAR
“En büyük olumsuzluk buraya köprü yapılmasıdır. Köprünün ayaklarından hemen sonra çapraz olarak kesmektedir. Denize giren yerden Başiskele’ye doğru devam ediyor. Gelecekte umarım büyük sorunlara yol açmaz. Bir depremden sonra bu yolun kesilmesi, şehrin bu bölümüne ulaşılmasını imkansız hale getirecektir. Biz bu konuyu daha önce aktardık. Ama neden böyle bir karar verdiler bilemiyorum.”
KİTAP GİBİ FAY
Prof. Dr. Mithat Özer, deprem konusunda en fazla bilgiye sahip Japonya’da bu gibi yerlerin laboratuvar ve müze gibi korunduğunu, depremle ilgili afet yöneticileri Japonya’ya gittiklerinde onları böyle fayın geçtiği yerlere götürdüklerini de belirterek, “Burası da aynı şekilde korunmalıydı. Burası kitap gibi bir faydır. Görüntüsü ders kitaplarına girmiştir” dedi. Burada yaklaşık 3 metrelik yanal atım gözlendiğini, Buradaki evin bahçe çitinin yer değiştirmesinden, santim olarak hatasız saptama olanağı doğduğunu da anlatan Prof.Dr. Mithat Özer, “Buraya park yapılması görsel olarak güzel ama, bunların birkaç yüz metre kenara kaydırılması daha doğru olurdu” diye konuştu.
GÖLCÜK VE DEĞİRMENDERE’DEKİ DOLGULAR
Öte yandan Prof.Dr. Mithat Özer ile birlikte muhabirlerimiz Gölcük ve Değirmendere Beldesi’nde, depremde denize göçen bölgelerdeki yeni dolgu alanlarını gezdi. Kavaklı Mahallesi’ndeki dolgunun yanlış olduğunu, denizin kendisinden alanı her an yeniden geri alabileceğini vurgulayan Prof.Dr. Özer şöyle devam etti:
“Bu tür göçme alanları kesinlikle doldurulmamalı. Uygun bir şekilde yeşil alan haline getirilmeli. Dünya standartlarına uygun olarak yeşillendirilir. Ama ekstra dolgu yapmayacaksınız. Yerleşim birimine izin verilmemiş olması, sivil halka açılmayan bir yerleşimin kontrollü sağlanması, endüstriyel kazançların sağlanacak bir yer olması daha uygun olur. Doğa belirli bir davranış içersinde. Dolayısıyla çok geç de olsa bu kadar büyük bir depremde tekrar doldurduğumuz yerlerin 17 Ağustos’da yaşadığımız gibi çökmesi olasılığı var. Değirmendere’de de o kritik davranışın sınırında bulunuyoruz. Fay biraz açıktan geçiyor. Burası çökmenin sınırı. Bu çökmenin sınırına doğru tarafını doldurduğumuzda bir daha ki depremde tekrar çökebileceğini, mal ve can kaybına neden olabileceğini söyleyebiliriz.”
Kaynak: Mustafa BAĞDİKEN/İZMİT (Kocaeli), (DHA)