Teşhisi doğru koymak lazım ki tedavi mümkün olsun. 9 bin 600 üyesiyle iş âleminin sivil toplumda çatı örgütü olan Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) geçenlerde ‘İş Dünyasında Kadın’ çalışması için bir grup gazeteciyle hastalığa teşhis koyan akademisyenleri buluşturdu. Teşhis şu, ‘Kadınlar olmasa devlet sosyal hizmetler görevini yerine getiremeyecek.’ Prof. Dr. Gülay Budak (9 […]
Teşhisi doğru koymak lazım ki tedavi mümkün olsun. 9 bin 600 üyesiyle iş âleminin sivil toplumda çatı örgütü olan Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) geçenlerde ‘İş Dünyasında Kadın’ çalışması için bir grup gazeteciyle hastalığa teşhis koyan akademisyenleri buluşturdu. Teşhis şu, ‘Kadınlar olmasa devlet sosyal hizmetler görevini yerine getiremeyecek.’
Prof. Dr. Gülay Budak (9 Eylül), Doç. Dr. Meltem Özkaya (Celal Bayar), Doç. Dr. Kadriye Bakırcı (İTÜ), Doç. Dr. Oğuz Karadeniz (Pamukkale) ve Dr. Hakan Yılmaz’ın (ODTÜ) mevcut durumun fotoğrafını çektiği, kadının işgücüne katılımının artması için önerilerde bulunduğu bir çalışmaydı bu.
Kadınlar işgücünde layıkıyla yer almıyor. Kadının yer almadığı çalışma hayatıyla, kalkınmanın da sağlanması mümkün değil çünkü nüfusun yarısının atıl bırakıldığı bir ortamda tek ayakla koşulamaz.
Kadınlar niye çalışmıyor?
Eş, baba baskısı, gelenekler, kız çocuklarının eğitimde fırsat eşitliğinin çok uzağına düşmesi, kadına yönelik cinsiyet ayrımcılığı gibi önemli gerekçelerin yanı sıra kadınlar, çocuklarına, evdeki yaşlılara baktığı için de çalışma hayatına giremiyor.
Çalışan kadınların, çocuklarının kurumsal bakım oranı yüzde 4.6
Çalışan kadınların yüzde 37.1’i çocuk bakımını kendisi üstlenirken, yüzde 21.3 ile büyükanne ikinci sırayı, yüzde 10.4 ile büyük kız çocuğu üçüncü sırayı alıyor.
Türkiye’de 0-6 yaş grubu çocukların sadece yüzde 20’si okul öncesi eğitim alıyor. (Ulaşmaya çalıştığımız muasır medeniyet Avrupa’da okul öncesi eğitimi çocukların tamamı alıyor.) Kreş ve okul öncesi eğitim kurumları yetersiz, özel kreşler ise pahalı.
Yaşlı bakımındaysa gelenekler büyük rol oynuyor. Yaşlıların bakım ya da huzurevlerinde kalması toplumda olumlu karşılanmıyor. Nitekim TÜİK 2006 Türkiye Aile Araştırması’na göre de erkeklerin yüzde 56.2’si, kadınların yüzde 43’ü, yaşlılığında çocuklarının yanında kalmayı tercih ediyor. Kaldı ki ülkemizde yeterli sayıda huzurevi de yok.