(Parantez içinde italik yazılar konuşmanın yayın için edit edilirken kesilen kısmını gösteriyor) Claire Bolderson: Florida’da bir mahkeme gelecek ay ABD ve Küba arasındaki ilişkilerin bir özeti olan davanın temyiz başvurusunu görüşecek. Gerardo Hernandez ve öteki dört Kübalı Haziran 2001’de ABD askeri sırlarını ele geçirmeye çalışmak, Kübalı sürgünleri gözetlemek ve ayrıca Hernandez için 1996 yılında Küba […]
(Parantez içinde italik yazılar konuşmanın yayın için edit edilirken kesilen kısmını gösteriyor)
Claire Bolderson: Florida’da bir mahkeme gelecek ay ABD ve Küba arasındaki ilişkilerin bir özeti olan davanın temyiz başvurusunu görüşecek. Gerardo Hernandez ve öteki dört Kübalı Haziran 2001’de ABD askeri sırlarını ele geçirmeye çalışmak, Kübalı sürgünleri gözetlemek ve ayrıca Hernandez için 1996 yılında Küba hükümetinin uçaklarını düşürerek 4 Küba kökenli ABD’liyi öldürmeyi tezgahlamaktan suçlu bulundular.
Gerardo Hernandez iki kere ömür boyu hapse mahkum oldu ama yaptığı işin sadece Küba’yı “terörist gruplar” diye adlandırdığı ABD’de yerleşik Castro karşıtı örgütlerden korumak olduğunu savunuyor. Aynı zamanda o ve dört kader yoldaşı Castro karşıtı duyguların çok kuvvetli olduğu Florida’da yapılan yargılanmalarının adil olmadığını söylüyor.
Beş tutukludan biriyle ilk defa yapılan görüşme için Mr. Hernandez’le California’da bulunan Victorville Yüksek Güvenlik Tutukevi’nde telefonla konuştum.
[Bolderson: Mr. Hernandez, tutukevinde size nasıl davranıldığı ve kısa bir süre önce tecritte geçirdiğiniz süre pek çok kişi kaygılandırıyor. Tutukevinde size nasıl davranıyorlar, şartlar nedir anlatır mısınız?]
[ABD tutukevinde sıradan bir tutukluyum. Bana en kötü davranış tutukevinden değil ABD hükümetinden geldi. Tutukluluğumun en zor yanı son on yılda karımla hiç görüşememek oldu çünkü ABD hükümeti karıma buraya gelip ziyaret edebilmesi için vize vermiyor. Özellikle belirtmek istediğim bu, gerisi için diyeceğim, yani, burası bir tutukevi ve bütün ötekiler gibi bende bir tutukluyum ve tutuklu olmak kolay değil ama idare ediyorum.]
[Ailenizle hiç görüşmediniz mi demek istiyorsunuz?]
[Aileden birkaç kişiyle görüştüm – annem ve kız kardeşim gelebildiler ama iş eşime, 19 yıllık eşime gelince, vize başvurusu devamlı olarak reddediliyor. Son on yılda onu hiç görmedim.]
[Birkaç suçtan mahkum oldunuz. Bunların arasında ABD’nin askeri sırlarını ele geçirmek, bir üsse sızmak, yabancı bir ülkenin gizli ajanı olarak çalışmak gibi suçlamalar var.] Florida’da ne işiniz vardı, açıklar mısınız?
Öncelikle Florida’da tam dokunmazlık içinde serbestçe kol gezen terörist gruplar hakkında bilgi topluyordum. [Orada Küba’da sabotaj, bombalama ve her türlü saldırı eylemleri için paramiliterlerin yetiştirildiği eğitim kampları vardı. Daha önce de söylediğim gibi dokunulmazlıkları vardı.] En sonunda Küba bu grupların eylemlerini önleyebilmek amacıyla haklarında bilgi toplamak için birkaç kişi yollamaya karar verdi. Ve 1998 yılında Küba bu gruplar hakkında topladığı bilgilerden bir kısmını FBI’a (ABD Federal Polisi) iletti. FBI’ın bu gruplara karşı harekete geçeceğini umuyordu. Ama maalesef FBI’ın yaptığı bilgi toplayanları tutuklamak oldu. [Askeri suçlamaya gelince, casusluk komplosu planlamakla suçlandım çünkü casusluk filan yapılmamıştı. 7 ay süren dava süresince ABD ordusundan birkaç emekli general dava konusu hiç bir casusluk olayı olmadığına tanıklık etti. Ama davamız Miami’de görüldüğü için adil bir yargılama olmadı. Suçlu bulunduk ama tekrar ediyorum, bu tezgahlanmış bir oyundu çünkü hükümet, “Bir dakika durun -casusluk yapmadılar ama daha sonra yapmaya çalışabilirlerdi”, dedi. İşte casusluk yapmak bu ama bir tek gizli bilgi, ABD’nin ulusal güvenliği hakkında en ufak bir bilgi toplanmadı ve Küba’ya gönderilmedi.]
Ama yabancı bir ülkenin ajanı olarak çalıştığınızı kabul ediyorsunuz ve savunmanızın birinde sahte belgelerle ve kimlikle çalıştığınızı söylüyorsunuz, değil mi?
Evet, bunu kabul ediyorum.
[Ama bu yaptığınız yasalara aykırı bir şey değil mi?]
[Evet, öyle] ama [bir yanlışı önlemek için], bir suçu önlemek için bazen yasaya aykırı hareket etmek zorunda kalabilirsin. Bu “zorunlu savunma” denen şey olur. Bunu anlayabilirsin. Bana gelince, evet sahte bir kimliğim vardı ve yabancı bir ülke için çalışıyordum ama ABD çıkarlarını etkilemek için değil, Küba halkını terörden korumak için.
Tam olarak hangi suçları önlemeye çalışıyordunuz?
Örneğin, 1997 yılında Küba’da bir bomba patladı ve bir İtalyan turist, Fabio Di Celmo öldü. 1976’da, bildiğiniz gibi, bir Küba uçağında bomba patlatıldı ve 73 kişi öldü. Bunlar Küba’ya yapılan terör saldırılarından iki örnek. Miami’de oturan herkes [televizyon, yerel televizyonu seyreden, yerel radyoyu dinleyen herkes] Comandos F-4’ün Alpha 66’nın ne olduğunu biliyor [ve Brothers to the Rescue’nun (Kardeşler Kurtarmaya) ne olduğunu biliyor.]
[Bu isimlerin ne olduğunu açıklayabilir misin?]
[Evet, bunlar paramiliter gruplardı. Ben onlara terörist gruplar diyorum.] Everglades’de eğitim kampları var, kamuflaj giysileri giyiyorlar, silah taşıyorlar ve “Küba’yı özgürleştirecekleri” gün için hazırlanıyorlar. Gemiyle Küba’ya gidip binalara ateş ederlerdi ve içten sabotaj ve bir sürü eylem organize etmeye çalışırlardı. [Hepsinin belgeleri var -Miami gazetelerine bakın, işin içinde olduklarını, Küba’ya gidip ateş ettiklerini ve geri dönünce kahramanlar gibi karşılandıklarını göreceksiniz. Duruşmamıza Sahil Güvenlikten, FBI’dan bazı tanıklar çağırdık ve bu kişilerin dokunulmazlığını belgeledik. Örneğin bir Sahil Güvenlik görevlisine sorduk, “Bugün Küba’ya giden silah ve patlayıcı maddelerle yüklü bir geminin yolunu kestiğiniz doğru mu?” “Evet, doğru.”, “Silahlara el koyup adamları serbest bıraktığınız doğru mu?” “Evet”, “Niçin?” “Çünkü istakoz avlamaya gittiklerini söylediler.” Duruşmamızda böyle bir olay oldu ve bu sadece tek bir olay değil -ülkeme karşı yapılan terör saldırıların listesi uzun. Küba halkının terör eylemlerine karşı kendisini savunmaya hakkı var.] Terörle savaştıklarını söyleyen ABD hükümeti ve görevlilerinin artık bir şeyler yapacağını umarız ama niçin bu teröristlerin Miami’de serbestçe dolaşmalarına izin veriyorlar? [Yakınlarda, bir ay önce, 73 kişinin ölmesine neden olan Küba uçağının bombalanmasını tezgahlayan adam serbest bırakıldı ve şimdi Miami’de serbest.]
İki kere mahkum edilmene ve cezanın bu kadar uzun olmasına neden olan tartışmalı bir suçlama var – 1996’da Küba’nın iki sivil ABD uçağını düşürmesi. Bu olayla ilgili bir rolünüz oldu mu?
Hayır, kesinlikle hayır. [Ama tam ne olduğunu iyi anlamanız gerek. O uçakları yöneten Jose Basulto adlı kişi 1960’lı yıllarda CIA ajanıydı, sabotaj eylemleri yapmak üzere Küba’ya sızdırılmıştı. Daha sonra, 1962’de, Miami’den gemiyle Küba’ya gitti, orada bir otele topla ateş etti ve Miami’ye döndüğünde bir kahraman gibi karşılandı. Küba’ya karşı terörizmde uzun bir geçmişi var. Sonraları birden bire, “Tamam, artık insancıl olacağım, küçük bir uçak edinmek ve izin almadan Küba’ya uçmak ve havadan propaganda broşürleri savurmak istiyorum”, dedi. Dediğini yaptı ve on altı kere tekrarladı. Küba ABD’ye on altı kere nota verdi ve “Bu kişiler uluslar arası yasaları, ABD ve Küba yasalarını çiğniyor”, dedi. Bu kişileri Küba hava sahasının dışına çıkmaya zorlamak işin havalanan Küba MIG’leri onlara her seferinde, “Artık gelmeyin, havacılığımızı, halkımızı, her şeyi tehlikeye atıyorsunuz”, dedi.]
[Belki yanlış bir davranış olmuş ama bu konuda birçok diplomatik tartışma olduğuna eminim ama beni asıl ilgilendiren siz bu ol
ayda ne yaptınız?]
[Hiçbir şey!] Ben o sırada Miami’deydim ve uçak [benden çok uzakta] Küba karasuları üzerinde düşürüldü.
Yani Küba hükümetine uçakları düşürmesine yardımcı olacak bilgi vermediniz mi?
Tabii ki hayır! O zamanki belgeleri incelerseniz Jose Basulto’nun Küba’ya uçuşundan çok daha önce, “24 Şubat’ta oraya uçuyoruz” dediğini göreceksiniz. Bunu herkes biliyordu. [Duruşmamızda ABD hükümetinin Federal Havacılık Kurumu’nun (Federal Aviation Agency) bir bildirisini ibraz ettik. Orada çalışanlara hitap eden doküman, “Uçuşu 24 Şubat’ta tekrar yapacaklar, bir şeyler olacağından kaygılıyız çünkü Küba uçuş bir daha tekrarlanırsa uçakların düşürüleceğini söyledi. Her şeye hazır olalım”, aynen bunu dedi. Yani herkes bir şeylerin olmasını bekliyordu. Başkan Clinton’un danışmanı Richard Nuccio duruşmada vardı ve o bile, “Evet, o grup kontrolden çıkmıştı” dedi. Olay konusunda anlaşmazlık var. Küba, uçaklara, radara göre, karasularında ateş açıldığını söylüyor, ABD ise bir uçağın karasuları üzerinde olduğunu ama düşürülen iki uçağın uluslararası sularda oraya doğru uçarken düşürüldüğünü iddia ediyor.] Hükümet (ABD) beni komplonun içinde olmakla suçladı ve benim uçağın düşürüleceğini bildiğimi, uluslararası sularda düşürüleceğini bildiğimi söyledi, hiçbir anlamı yok. Saçma bir şey ama birisini suçlamaları gerekiyordu ve beni seçtiler.
Temyiz duruşması yakında başlayacak. Başvurunun gerekçesi nedir?
[Başvurunun birkaç gerekçesi var. Başlıca konu, asıl istediğimiz ama maalesef reddedilen konu mahkemenin olacağı yer konusu] Davanın Miami’de adil bir şekilde yapılamayacağını savunduk. Mahkememiz yedi ay devam etti ve 100’den fazla tanık dinlendi. Jüri birkaç saat içinde, bir tek soru bile sormadan karar verdi. Bizi her tek maddeden ayrı ayrı suçlu buldu ve yargıç her madde için verilebilecek en ağır cezayı verdi.
Florida’da yerleşik Kübalı sürgün topluluğunun etkisiyle mi böyle oldu diyorsunuz?
Evet, tabii. Duruşma sırasında bir sürü usulsüzlükler oldu. İnsanlar jüri üyelerinin filmini çekiyor, takip ediyor, gazeteciler jüri üyelerinin arkasından arabalarına kadar koşuyordu. Hatta mahkeme binasının önünde kargaşa gibi protesto gösterileri de oluyordu.
[Basın da bize çok haşin davranıyordu.]
Yani jüriye gözdağı verildiğini, işine karışıldığını mı söylüyorsunuz? Durum bu kadar ciddi miydi?
Jürinin korkutulduğuna inanıyorum. Miami’de oturanlar veya orada neler olduğunu bilenler orada Küba ilgili hiçbir şeyin normal olmadığını anlar. [Örneğin, şu anda bir kitap, sadece kapağında gülümseyen ve mutlu görünen üç Kübalı çocuğun resmi var diye kitapçıların raflarından, okullardan toplatıldı.”Küba’ya Gidelim” adlı bir çocuk kitabı ve o kitabı bu nedenle ve içindeki “Kübalı çocuklar sizin gibi çalışıyor ve yaşıyor”a benzer bir cümle olduğu için satıştan kaldırıldı. Miami’nin geçmişini bilen herkes Küba ile daha iyi ilişkiler isteyen insanların öldürüldüğünü biliyor. Yani, size Küba ile iyi bağlantıları savunduğu için yedi kere bombalanan Repilca Dergisinden bahsedebilirim. Miami’de insanlar… anlayabilmek için orada yaşamak gerek. ABD’lilerin çoğunun Miami’de olanlardan haberi bile yok. Sanki başka bir ülke gibi.]
Küba Başkanı Fidel Castro sizin durumunuzla her zaman ilgilendi ve sizi savundu. Onunla hiç doğrudan doğruya konuşmanız oldu mu?
İki yıl önce bir kere onun doğum gününde konuştum. [Beklemediğim bir şeydi. Aynı samanda dostum Rene Gonzales’in de doğum günüydü ve ailelerimiz beraber toplanmıştı. Onun da orada olduğunu öğrenince eşime, “Ona benden de mutlu yıllar dile dedim ve onun “Bir dakika, o bana kendisi dilesin” dediğini işittim. Onunla bir iki dakika konuştuk. Benim için unutulmaz bir olaydı.]
Castro neler söyledi?
En sonunda adaletin üstün geleceğine güveni olduğunu çünkü ABD’li halkın bize yapılanları, gerçekleri öğrenince adaletin yerini bulacağına inandığını söyledi. “Herkes bundan emin”, dedi.
4Temmuz 2007
[www.freethefive.org sitesindeki İngilizce orijinalinden Emine Kunter tarafından Latinbilgi için çevrilmiştir]