Ankara halkının uzun zamandır gündeminde olan ve seçim nedeniyle sürekli görmezlikten gelinen su sorunu, Ankara’nın mevcut su oranının giderek azalması ile endişeye düşen Ankara halkını harekete geçirdi. Ankara’nın sorunları ile ilgilenen pek çok demokratik kitle örgütünün gönüllü katılımıyla kurulan Ankaram Platformu son birkaç haftadır yaptığı çalışmalarla Ankara’nın su sorunu gündemine aldı. Bugün yaptığı basın toplantısı […]
Ankara halkının uzun zamandır gündeminde olan ve seçim nedeniyle sürekli görmezlikten gelinen su sorunu, Ankara’nın mevcut su oranının giderek azalması ile endişeye düşen Ankara halkını harekete geçirdi.
Ankara’nın sorunları ile ilgilenen pek çok demokratik kitle örgütünün gönüllü katılımıyla kurulan Ankaram Platformu son birkaç haftadır yaptığı çalışmalarla Ankara’nın su sorunu gündemine aldı. Bugün yaptığı basın toplantısı ile şu ana kadar yapılan ve yapılması planlanan çalışmaları kamuoyu ile paylaştı.
Su hakkının bir insanlık hakkı, suyu sağlamanın da bir kamu görevi olduğu bilinciyle halkın temel haklarını savunmayı amaç edinerek oluşturulan Ankaram Platformu Su Hakkı Girişimi 19 Temmuz 2007 Perşembe günü 18:30’da, İnşaat Mühendisleri Odası’nda “Ankara Neden Susuz?” başlıklı bir panel düzenleyerek halkı su sorunu konusunda bilinçlendirmeyi, Ankara’nın su sıkıntısı ile ilgili söylenen yalanları, yanlışları kamuoyuna duyurmayı ve çözüm önerilerini birlikte tartışmayı amaçlıyor.
Toplantıda Mimarlar Odası Ankara Şubesi adına açıklama yapan M. Ali Özgün, panel hakkında bilgi vererek konunun tüm detayları ile masaya yatırılacağını, bilimsel açıdan mevcut durumun tespit edileceğini, kurum, kuruluş ve yetkililerin ihmallerine dikkat çekilerek çözüm önerilerinin değerlendirdikten sonra sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılacağı bir etkinlik düzenlendiğini söyledi.
İnşaat Mühendisleri Odası adına toplantıya katılan Ahmet Göksoy, Ankara’nın su sorununun kuraklıkla ilgili olmadığına dikkat çekerek, sorunun tamamen politik tercihlerden kaynaklandığını, hem yerel yöneticilerin hem de siyasi iktidarın bu konuda rol oynadığını ifade etti. Su politikası itibariyle de suyun toplumsal bir mülkiyet olarak algılanması gerektiğini, su hakkının doğrudan yaşama hakkı ile ilintili olduğunu, bunun da doğrudan çevre ve sağlık hakkı ile ilgili olduğunu söyleyen Göksoy, insanca yaşamanın bir talebi olarak su hakkına sahip çıkılması gerekliliğinin altını çizdi.
Toplantıda, Kimya Mühendisleri Odası adına söz alarak Ankara’ya Kızılırmak’tan su getirmenin yanlışlığına değinen Mehmet Besleme, Kızılırmak’ın sülfat, klorür ve sertlik değerlerinin Ankara’nın bugünkü kullanılan su değerlerinden daha yüksek olduğunu, arıtımın yapılması planlanan İvedik Arıtma Tesisi’nin de bunun için yeterli teknolojik donanıma sahip olmadığını söyledi.
Şehir Plancıları Odası’ndan Çiğdem Ünal ise, su sorununun yönetim sorunu ile ilgili olduğunu söyledi. Suyun sosyal bir değer olduğu fikri ile haraket edilmesi gerektiğini vurgulayarak, yerel yönetimlerin halka sağlıklı, güvenilir ve ödenebilir koşullarda hizmet sunması gerektiğini belirtti.
Mamak Araplar Mahallesi’nde yaşanan su kaynağı ambargosu, söz konusu yerel yönetimin başarısızlıklarından biri olarak nitelendirildi. Halkın mağduriyetinin bir an evvel giderilmesi için konunun takipçisi olunacağının ifade edildiği toplantı, panelin konularının yazılı olduğu metnin dağıtılması ile sona erdi.
Sendika.Org- Ankara