HALKIN SİYASAL HAKLARI VE ÖZGÜRLÜKLERİ VARDIR Halkın Hakları Forumu Siyasal Haklar ve Özgürlükler Atölyesi’nde yapılan sunuş ve tartışmalarda, aşağıdaki yaklaşımlar öne çıktı; 1-)Atölyemizde, insan haklarına veya özelde siyasal hak ve özgürlüklere dair, gerek zaman kısıtlığı gerekse ön hazırlık eksikliği nedeniyle, yeterli bir kuramsal tartışma yapılamamış olsa da; şu görüşlerin ifadesinde, öncelikle mevcut ön kabuller de […]
HALKIN SİYASAL HAKLARI VE ÖZGÜRLÜKLERİ VARDIR
Halkın Hakları Forumu Siyasal Haklar ve Özgürlükler Atölyesi’nde yapılan sunuş ve tartışmalarda, aşağıdaki yaklaşımlar öne çıktı;
1-)Atölyemizde, insan haklarına veya özelde siyasal hak ve özgürlüklere dair, gerek zaman kısıtlığı gerekse ön hazırlık eksikliği nedeniyle, yeterli bir kuramsal tartışma yapılamamış olsa da; şu görüşlerin ifadesinde, öncelikle mevcut ön kabuller de dikkate alınarak, fayda görmekteyiz. İnsan hakları sorunu, asıl olarak ezilenlerin, bir başka ifade ile hak ve özgürlükleri sürekli tehdit altında olan ve ihlal edilenlerin sorunudur. Doğal olarak onların gündelik yaşamının temel ve yakıcı bir gündemdir. İnsan haklarının, özelde siyasal hak ve özgürlüklerin; devlet ve devlet aygıtını kendi egemenlik ve sömürü çıkarları için kullanan egemen sınıflar ile, ezilenler arasındaki bir gerilimin/çatışmanın içinde şekillendiği ve kuramsal veya normatif düzlemde bir dönüşüme uğradığı, dikkate alınmalıdır.
2-)Yaşadığımız dünyada ve ülkemizde, insan hakları başlığı altında yer alan bütün gelişmeler; gerek mevcut yasa ve mekanizmalar düzleminde, gerekse uygulamada, açıkça halkın aleyhine hızlı bir geriye gidişi ortaya koymaktadır. Kolaylıkla söylenebilir ki; eğitimden sağlığa, barınmadan ulaşıma değin halkın en temel toplumsal gereksinimlerinin yok sayıldığı bu düzende, sırf insan olmaktan kaynaklı sahip olduğumuz ilan edilen, her mekan ve zamanda bireye özgülenen ilk kuşak haklarımızdan, özelde siyasal hak ve özgürlüklerimizden de her geçen gün daha da yoksun kılınmaktayız.
3-)Siyasal haklar kapsamında, mevcut temsili demokrasinin yapısal veya işleyişe dair bilinen doğası gereği, halkın gerçek ve yeterli anlamda siyasete katılma, söz ve karar sahibi olma olanakları son derece sınırlıdır. Başlı başına bir insan hakları sorunu olmanın yanında, aynı zamanda bütün olarak hak ve özgürlüklerimizin ihlal ve tehdit potansiyelini de arttıran bu olumsuz tablo karşısında, “doğrudan demokrasi” veya bu anlayışa yakın adımların atılması önemli bir gereksinim, aynı zamanda temel bir mücadele gündemidir.
3-)Örgütlenme hakkımız; dernekleşme, sendikalaşma veya siyasi partiler düzleminde, ciddi engellerle karşılaşmakla birlikte, bütün olarak hak ve özgürlükler savunusunda temel bir öneme sahiptir. Hak ve özgürlükleri yok sayılanların, “hak verilmez alınır” ilkesine sıkı sıkıya sarılan örgütlü bir mücadele pratiğini yaşama geçirmesi gereklidir.
4-)İnsan hakları sorununu, ilk elden görünür olan nedenleri ile birlikte tarif ederken, bu günde güncel bir tehdit konumu kazanmış olan “askeri darbe” olgusu, mutlaka dikkate alınmalıdır. Ülkemiz tarihinde de, özellikle 12 Eylül darbesi ile apaçık görüldüğü üzere, gerek darbenin ilk zamanda halka yönelen pervasız şiddeti, gerekse bu şiddeti sürekli ve kurumsal kıran “darbe düzeni”, siyasal hak ve özgürlüklerimize varlık olanağı tanımayan önemli bir olgudur.
5-)Siyasal hak ve özgürlüklerimizi korumak ve geliştirmek adına bize sunulan bildik mekanizmalar, başta yasal ve yargısal güvenceler, gerçekte her geçen gün daha da işlevsiz kalmaktadır. Bu alanda, her biri geçmiş toplumsal mücadelelerin getirisi olan kimi kazanımlar yadsınmaksızın, bu mekanizmaların etkin biçimde kullanımından vazgeçmemek önemliyse de, özellikle polisin yetki alanına dair son yasal düzenlemelerle de görüldüğü üzere, bu alandaki gidişin yönü, kötümser bir yaklaşımı desteklemektedir.
Atölyemize katılan bir çok arkadaşımız, çeşitli toplum kesimlerinden sözcüler, kendi özgün insan hakları öykülerini de paylaştı. Bunlara sonuç metnimizde uzun ve ayrıntılı olarak yer vermeyi tercih etmesek de, özellikle üniversite genliğinin insan hakları alanında çok yönlü bir mağduriyeti yaşadığının altını çizmek isteriz.
Bu ürün ve tespitler ışığında, “Halkın Hakları Var” başlıklı bir sonuç bildirgesine katkı olarak aşağıdaki somut ifade önerilmektedir.
TALEPLERİMİZ
“Halkın; birileri bağışladığı veya ahlaki gördüğü için değil; halk, bunları talep ve sonuçta elde ettiği, daha insanca ve güvenli bir yaşamı vazgeçilmezi olarak gördüğü için; kişisel ve siyasal hak ve özgürlükleri var. Bunları, yaldızlı salonlarda bizim adımıza ilan edip, bildirgelere yazanlar; bu gün sözlerini unutmuş ve hatta inkara yönelmiş olsalar da; kişisel ve siyasal hak ve özgürlüklerimize sahip çıkacak; dünyanın efendilerinin iki yüzlülüğünü apaçık ortaya dökerken, hak ve özgürlüklerimizi vermezlerse de, biz mutlaka alacağız”.
Forum katılımcılarının bilgi ve takdirine, saygı ile sunarız.