Bolivya Başkanı Evo Morales hidrokarbonların “kamulaştırılması”ndan bir yıl sonra, 1 Mayıs 2007’de bütün Bolivya toprağını kamu maden rezervi ilan etti ve mineraller, madenler, kıymetli ve yarı kıymetli taşların denetim ve yargısını devlete verdiğini tekrarladı. Kamu maden şirketi (COMIBOL) şimdi, karardan önce verilmiş imtiyazlar dışında bütün madenleri yönetiyor. Karar aynı zamanda Ulusal Jeoloji ve Teknik Madencilik […]
Bolivya Başkanı Evo Morales hidrokarbonların “kamulaştırılması”ndan bir yıl sonra, 1 Mayıs 2007’de bütün Bolivya toprağını kamu maden rezervi ilan etti ve mineraller, madenler, kıymetli ve yarı kıymetli taşların denetim ve yargısını devlete verdiğini tekrarladı. Kamu maden şirketi (COMIBOL) şimdi, karardan önce verilmiş imtiyazlar dışında bütün madenleri yönetiyor. Karar aynı zamanda Ulusal Jeoloji ve Teknik Madencilik Hizmetlerinin (National Geological and Technical Mining Service) daha önceden keşfedilmemiş ve araştırılmamış bölgelerin incelenmesini ve ulusal topraklarda var olan maden varlığının kesin değerinin hükümete ve COMIBOL’a rapor edilmesini de emrediyor. Karar yeni imtiyazların verilmesini yasaklıyor ve pazarlıkları devam edenleri de çalışma neticeleninceye kadar donduruyor.
Gelecekteki madencilik imtiyazları kaldırıldı; önceden var olan imtiyazlar kaldı
Kararname maden endüstrisini tam kamulaştırmamakla beraber ulusal topraklarda bütün mineral varlıkların denetimini devlete veriyor ve Başkan’ın 2005 seçim programında olan Bolivya’nın doğal kaynaklarının “kontrolünü geri alma” sürecini devam ettiriyor. Ama kararnamenin özgün yorumu biraz değişti. Madencilik bakanı Luis Alberto Echazu yabancı ve yerli özel maden şirketlerinin ancak kamu maden şirketi COMIBOL ile ortak girişimlerde bulunabileceklerini, bundan böyle özel şirketlere imtiyaz verilmeyeceğini açıkladı. “Gelecek imtiyaz hakları değiştirildi; COMIBOL ile kontrat imzalamaları gerekecek. Özel şirketlere imtiyaz vermeyeceğiz”, dedi.
1 Mayıs kararnamesi daha önceden verilmiş imtiyazları ve diğer özel yatırımları değiştirmiyor. Yeni kontrat imzalamaları veya COMIBOL ile ortaklığa gitmeleri gerekmiyor. Echazu, “Bolivya’da zaten çalışmakta olanlar aynı şartlar altında çalışmaya devam edecekler”, dedi. Böylece gelecek yıl üretime başlayacak olan ABD’de yerleşik Apex Silver Mines ve Couer d’Alene Mines 1 Mayıs kararnamesinden etkilenmeyecek.
İmtiyaz almak için başvurmuş olanların karardan etkilenip etkilenmeyeceği ise net değil. Bakan Echazu bu başvuruların sadece çalışma sonuçlanıncaya kadar dondurulacağından bahsetti. Morales madende ileriki özel yatırımlar konusunda her zamanki lafını tekrarlayarak, “Bolivya ortaklar istiyor, efendiler değil” dedi. Morales’e göre, bu kontratlar “yatırımcılara yatırımlarının karşılığını verecek ama onların devletin ekonomisine de katkıda bulunmasını zorlayacak.”
Dört direk: Bolivya için geliştirilen maden politikası
Huanuni çatışmasından ve “kamulaştırma” ve yabancı yatırımın nasıl olacağı üzerine uzun süre devam eden pazarlıklarından sonra, ne olduğu tam olarak belli olmayan bir maden politikası oluştu. Bu politika, hidrokarbonların kamulaştırılmasında olduğu gibi, endüstrinin yenilenmesi ve gelişmesi için gerekli yabancı yatırımı devam ettirmeye ama aynı zamanda devlete daha çok ekonomik yarar sağlamaya çalışıyor. Hidrokarbon endüstrisinden farklı olarak, güçlü ve tutarsız kooperatif madencilerini yatıştırmak için ilk yapılan planların uygulanmasında bazı değişiklikler yapılması gerekti. Morales hükümetinin endüstriyi “kamulaştırma” ve iyileştirme politikasının ana noktası dört parçadan oluşuyor:
1) Ulusun doğal kaynaklarını “geri almak”: Maden endüstrisinin bütün işlemlerini -keşif ve araştırma, kazı, çıkartma, arındırma, pazarlama- devletin denetlemesi.
2) Yeni bir maden yasası çıkartmak: Şimdiki yasa 1997 yılında, endüstri sallantı içindeyken ve Bolivya hükümetleri çokuluslu şirketlerin ve Bolivyalı birkaç varsılın yararına neo-liberal ekonomik politikalar uygularken yapıldı.
Morales hükümetinin yeni yasayı yapmakta iki hedefi var:
a. 2006’da net kârları 600 milyon olan şirketlere toplam 67 milyon vergi biçen güncel yasanın yapısını değiştirmek. Bolivya hükümetinin planı şu anda net kârda %35 olan vergi oranını %50’ye yükseltmek
b. Kamu işletmesi COMIBOL’a madenleri yönetme ve işletmede konmuş olan bütün kısıtlamaları kaldırmak ve yerine Bolivya’da çalışmak isteyen bütün özel şirketlerin COMIBOL ile 50-50 ortaklığa girmesini zorunlu kılmak.
3) İki temel alanda endüstriyi iyileştirmek:
c. Teknoloji: 1980’li yılların ortasından beri maden endüstrisinde pek yatırım yapılmadığı için, Morales hükümeti yatırımcıların getirdikleri yeni teknolojiyi kamu işletmesiyle paylaşmasını ve sektörün teknolojik kapasitesini iyileştirmesini şart koşacak.
d. Kooperatif ve zanaatçı madencilerin eğitimi: Hükümet hala verimsiz ve çevre kirliğine neden olan “zanaatçı metotları” kullanan madencilerin (madencilerin çoğunluğu) eğitimine yatırım yapmayı planlıyor. 1997 Maden Yasası madencilerin eğitilmesini zorunlu kılıyor ama programlardan yararlananların sayısı çok az.
4) Yaygın katılım: Morales hükümeti Bolivya maden endüstrisini kalkındırırken yerel temsilciler ve çevreciler dahil “bütün yatırımcıların, ilgililerin” tartışmaya katılmaya davet edileceğini açıkladı. Başka ülkelerde de olduğu gibi, Bolivya’da da maden endüstrisi çevreye zarar verdi, yerel toplulukları yoksullaştırdı. Gerçekten de Bolivya’da en yoksul ve kirlenmiş topluluklar maden ocaklarının olduğu bölgelerde yaşıyor.
Muhalefet Senato’da az farkla çoğunlukta olduğu için, Morales hükümeti yasanın kolayca onaylanmasını beklemiyor. Madencilik Bakanlığı’nın pazarlama ve yatırım müdürü Freddy Beltran, “Muhalefetin düşüncesi hükümetten gelen her önerinin reddedilmesi, bu nedenle orada (Senato’da) zorlu bir savaş vermemiz gerekecek”, dedi. Bundan başka, her ne kadar Morales hükümeti kooperatif madencilerine yardımcı olmaya çalışmışsa da, bu grup devamlı olarak vergi artışlarına karşı çıktı.
Duyulmayan ses: Madencilik ve çevre
Huanuni’nin hemen dışında Posokoni kalay ocağının aşağısında, bağımsız işçilerin artık kalan madeni çıkartmaya uğraştığı yerde COMIBOL fabrikasından artık yağlarla dolu bir nehir ağır ağır akıyor. Nehir altı bölgelerde yaşayan topluluklar kirlilik nedeniyle artık ekin ekemiyor, hayvanlarını otlatamıyor. Madenlerin çevreyi kirlettiği birçok durum belgelerle kanıtlandı. Yerel örgütler ve Oruro Bölüm (eyalet) hükümeti Newmont Madencilik Şirketi’nin yan kuruluşu Inti Raymi’nin işlettiği Kori Kolla ocağı hakkında kaygılarını açıkladı. Oruro Teknik Üniversitesi’nden bir profesörün yaptığı bir çalışma “ocağın civarında birkaç yerde siyanür akıntısı, filtre ve buharlaşma havuzlarından su taşması, etrafa zehirli toz yayılması, toprağın hızla tuzlanması, ağır metallerin hareketi ve Desaguadero Nehri’nde tortulaşmanın fazlalaşması” dahil aşırı kirlenme tespit etti. Bu kirlenme bölge su kaynaklarını ve tarımı olumsuz etkiledi.
Morales hükümeti çevreci grupların madencilik politikasının yapımına katılacaklarını söylediği halde, çevreciler hükümetin çevreyi gerçekten koruyan bir maden politikası uygulamak için gerekli azmi ve kapasitesi olduğundan emin değiller.
Hükümet yeni iş sahaları yaratmak ve vergi gelirini arttırmak arayışındayken bu görüşe ve çevreye zararlı madencilik uygulamalarına karşı çıkan seslerin, özellikle kooperatif madencilerin patlattığı dinamit gürültüleri arasında işitilmeyeceğinden korkuyorlar.
Çevreciler ve yerel toplum önderlerine karşı tehditler
Çevre savunucuları maden çalışmalarından olumsuz etkilenen yerel topluluklara verdikleri destekten dolayı tehdit ediliyor. 8 Şubat 2007’de bir grup adam Oruro’da yerel topluma çevre konusunda yardım eden sivil toplum örgütü And Ekoloji ve Halk Me
rkezi’nin (Centro de Ecologia y Pueblos Andinas -CEPA) bürosuna zorla girdi. Örgütün yayınladığı bildiriye göre “(Kori Kollo Maden Ocağında) açık çevre hesap denetimi isteyen topluluklarla çalışmaktan vazgeçmesi için CEPA’ya baskı yaptılar. CEPA yöneticileri, grubun, birkaç arkadaşlarının yanı sıra Desaguadero su havzası ve Uru Uru ve Poopo Gölleri topluluklarını temsil eden bir lideri tehdit ettiğini söyledi. Aynı zamanda CEPA bürosuna da zorla girip yıkıp yakmakla tehdit ettiler.
El Mutun: Uyuyan dev
El Mutun, Santa Cruz Bölümü’nde, Brezilya hududuna paralel küçük bir sıradağ. Dünya’nın en zengin demir yataklarından biri orada. Orada 40 milyar ton orta kalite demir ve 10 milyar ton manganez olduğu tahmin ediliyor. 1 Haziran 2006’da sadece Hindistan’dan Jindal Steel and Power’dan yataklardaki demirin yarısını 40 yıl süreyle çıkartma ve kalkındırma için teklif verdi. Jindal’ın bir basın açıklamasına göre, şirket ilk 8 yıl içinde demir işleme ve katma-değer üretim yapan bir çelik fabrikası ve elektrik santralı inşaası için 2.1 milyar dolarlık yatırım yapacak.
Jindal, Morales’in kârların COMIBOL ile 50-50 paylaşılması şartını da kabul etti. Bolivya hükümeti çelik işletmesinde enerji kaynağı olarak kullanılacak doğalgazı %10 indirimli fıyatla sağlamakta anlaştı (Santa Cruz-Sao Paulo boru hattı El Mutun’un 20 kilometre yakınından geçiyor). Ama iki taraf doğalgaz fiyatında indirim oranı ve çevrede altyapı masraflarını kimin ödeyeceği konusunda anlaşamayınca hükümet ve Jindal arasında müzakereler 8 ay süreyle durdu.
Dev hala uyuyor
En sonunda 1 Mart 2007’de Jindal ve Bolivya hükümeti gaz fiyatları ve altyapı masrafları konusunda anlaşmaya vardı. Anlaşma Jindal’ın, kesin kontrat imzalanmadan önce, 45 gün içinde bütün yönetimsel, mali ve teknik belgeleri ve şirketin Hindistan’daki resmi kayıt ve şirket tüzüğü ile ilgili yazıları açıklamasını gerektiriyor. Eğer Jindal bu şartlara uymazsa hükümet anlaşmayı geçersiz kılacak.
Ama süre dolduğu zaman hükümet Jindal’ın istenen belgelerden ancak bir tanesinin fotokopisini verdiğini bildirdi. Hindistan elçisi Armind Sharma hükümete diğer belgelerin hazırlanmakta olduğunu temin etti. Sharma belgelerde görülen bazı “biçim farklılıkları”nın çeviri sonucu olduğunu iddia etti. Mayıs başında Madencilik Bakanı Luis Alberto Echazu, El Mutun demir işletmeinden en çok yayarlanacak olan Puerto Saurez halkından bürokratik işlemlerin tamamlaması için Jindal’a baskı yapmasını istedi. Aynı gün, Başkan Morales ulusal yararlarından bahsederek, gerekli belgelerin teslimi için süreyi Temmuz’un ilk haftasına kadar uzattı.
Bolivya’da demir cevheri şu ana kadar önemli bir miktarda çıkartılmamış ve demire artmakta olan talep sonucu bu projenin Bolivya’yı sayılı demir ve çelik üreticisi yapma potansiyeli var. Hükümet bu projenin 6,000 yeni iş yaratmasını ve yılda 200 milyon dolar vergi geliri oluşturmasını bekliyor.
Vinto dökümhanesinin kamulaştırılması
Başkan Morales 9 Şubat 2007’de Oruro yakınında Vinto Dökümhanesini kamulaştırdı. Dökümhanede arıtım için eritilen kalayın yüzde yetmişi Huanuni’de Posokoni ocağından geliyor. COMIBOL 1971’de inşa edilen dökümhaneyi 1990’lı yıllarda, “özelleştirme süreç”inde eski başkan Sanchez de Lozada’nın COMSUR’una “bir ölü tavuk fiyatına” sattı. 2004 yılında İsviçre’den Glencore International COMSUR’un hisselerini 200 milyon dolara satın aldı ve ilaveten Vinto Dökümhanesi için 90 milyon dolar ödedi. Hükümet ilk önce Glencore’a, satışın yasasız olduğunu ileri sürerek tazminat ödemeyi reddetti. Şirketin dava açma tehdidine karşı, sert tutum biraz yumuşamışa benziyor ve hükümet ve Glencore anlaşmak için pazarlığa başladı. 23 Nisan 2007’de hükümet Glencore’a var olan kontrata göre kalay vermeyi kabul etti.
Başkan Morales bir zamanlar eski başkan Sanchez de Lozada’ya ait olan diğer COMSUR mallarının da “yeniden kamulaştırılacağını” açıkladı. Dökümhanede var olan işlerin korunacağını bildirdi. Morales hükümeti aynı zamanda yatırımcıların kontrat gereği yapmaları gereken yatırımları yapmadığı için geri kalan işletmenin yenilenmesi için 10 milyon dolarlık yatırım yapmayı planlıyor. Dökümhane şu anda %50 kapasite ile çalışıyor ve Bolivya derişik mineralleri döküm için dışarı gönderiyor. Dökümhanenin denetimi Bolivya’nın külçe (depolamaya, nakliyeye ve biçimlendirmeye elverişli) metal dış satımını olanaklı kılacak. Devlet televizyonu 7 Mayıs’ta dökümhanenin kamulaştırıldığından beri ilk 200 tonluk külçe kalay sevkıyatını yaptığını yayınladı. Hükümetin hesaplarına göre sadece bu sevkıyat bile 25 milyon dolar kazandıracak ve hükümetin vergi ile aldığı pay 1.5 milyon dolar olacak.
Yeni vergi politikasının uygulanması yeni dengelerin kurulmasını gerektiriyor. Bu işin karşısında Bolivya hükümeti, özel yatırımcılar ve kooperatif madencilerinin çeşitli, çoğu zaman birbiriyle çelişkili görüş ve beklentileri var. Bu engeller yanında hidrokarbonların kamulaştırılması çocuk oyunu gibi kalıyor. Kooperatif madencileri, 40,000 öfkeli madencinin La Paz yollarına dökülmesini istemeyen bir hükümete karşı kendi çıkarlarını korumak istiyor. Madenciler, hakları zannettiği kendi yüksek ücretlerini garanti altına almak için yabancı maden şirketlerinin maden ocaklarına girmesini istemiyorsa da, güçlü bir COMIBOL veya yabancı yatırımcıların sağlayabileceği teknoloji ve eğitim kendi yaralarlarına olacak. Ama daha önemli bir sorun da; Morales hükümetinin, endüstride yüksek fiyatlar ve kâr devam ederken engin mineral kaynaklarını geliştirecek nitelikteki yabancı yatırımı cezp edip edemeyeceği. Aynı zamanda, Bolivya’nın uzun vadeli yatırımları gerçekleştirebilmesi ve planlayabilmesi ve doğal kaynaklarından en iyi şekilde, çevreyi de koruyarak yaralanması için doğal kaynaklarının tam olarak ne kadar olduğunu saptaması gerekiyor.
9 Haziran 2007
[Bolivia Rising’deki İngilizce orijinalinden Emine Kunter tarafından Latinbilgi için çevrilmiştir]