Çalışma Hakkı Atölyesi’nde işçi sınıfının farklı kesimlerinin deneyim aktkarımları yapılmış ve çözüm önerileri ile talepler üzerinde durulmuştur. Çalışmalarda atık kağıt ve temizlik işçileri, evlerde çalışan kadınlar, taşeron vd. sağlık işçileri, güvencesiz öğretmenler, öğrenciler, çağrı merkezi işçileri, tersane işçileri, mühendisler ve meslek örgütü işçileri, öğretmenevi örgütlenme deneyimleri aktarılmış ve diğer verilerle birlikte tartışılmıştır. Neo-liberalizm şartları altında […]
Çalışma Hakkı Atölyesi’nde işçi sınıfının farklı kesimlerinin deneyim aktkarımları yapılmış ve çözüm önerileri ile talepler üzerinde durulmuştur.
Çalışmalarda atık kağıt ve temizlik işçileri, evlerde çalışan kadınlar, taşeron vd. sağlık işçileri, güvencesiz öğretmenler, öğrenciler, çağrı merkezi işçileri, tersane işçileri, mühendisler ve meslek örgütü işçileri, öğretmenevi örgütlenme deneyimleri aktarılmış ve diğer verilerle birlikte tartışılmıştır.
Neo-liberalizm şartları altında hayat bulan yeni proleterleşme dalgası işsizlik, esnek çalışma ve gnele olarak güvencesiz çalışmanın yaygınlığıyla birlikte hayat bulmaktadır.
Yapılan hazırlık ve tanrtışmalarda öne çıkan tespitler şunlardır:
– Sermaye ücretleri dünya genelinde en düşük seviyede eşitleme eğilimi içindedir.
– Üretim ve verimlilikteki artışlar istihdama ve ücretlere yansımamaktadır ve bu durum arızi değil yapısaldır.
– Tarımın ve köylülüğün yıkımıyla topraktan kopan milyonlarca insanın önemli kısmına üretken bir işte çalışma hakkı sistem tarafından sunulmamaktadır.
– Evde çalışma görünmeyen emek özelliğindedir. Eve iş getiren veya evlerde hizmete giden ktadınların sınıfsal kimlik edinmeleri tek başına çalşıma, yapılan işin “aileye destek” olarak görülmesi ve klasik işçi-patron ilişkisi görüntüsü taşımaması nedenleriyle zorlaşmaktadır.
– Çağrı merkezi gibi yeni iş biçimlerinde henüz el yordamıyla da olsa deneyim birikimi yaşanmakta ve kendi özgün mücadele biçimlerini üretmektedir.
– Bu mücadele sınıf içi geleneksel statü farklarının aşılmasının kendiliğinden olamayacağı, mutlaka özel gündemli ve uzun vadeli çalşımalarla sınıfın birlikiğinin sağlanmasının zorunluluğu görülmektedir.
– Evde çalışanlar, ücretli avukatlar, doktorlar, mühendisler gibi kesimlerin işçi sınıfıının parçası olarak örgütlenmeleri için özgün biçimler ve talepler üretilerek “sınıf kimliği” bu kesimlere kazandırılmalıdır.
– İşçi örgütlenmeleri güvencesiz çalışmanın tüm farklı biçimleri karşısında klasik biçimler ve yasal sınırlar altında etkesiz kalmaktadır. Fiili, meşru ve militan bir mücadele anlayışıyla işçi sınıfının farklı kesimlerini ortak hedeflere yönelten, farklı statülerde çalışanların arasındaki duvarları yıkan, işçileri tüm yaşamlarıyla kucaklayan, esnek, tek biçimli olmayan örgütlenmeler zorunluluktur. Bu örgütler sınıf içi dayanışmayı ve özsavunmayı da içeren çalışma tarzlarına sahip olmalıdır.
– Dernekleşmeler, komiteler, yerel ve bölgesel federasyonlar ve bunların üst birlikleri gibi çok farklı düzey ve biçimde örgütlenmelere kapalı olmayan bir çalışma ve örgütlenme tarzı gereklidir.
– Sermaye saldırganlığı ve genel geri çekiliş şartları altında yeni mücadele ve örgütlenme biçimleri ortaya çıkmaktadır. Gelecek bugünden kurulmaktadır.
TALEPLERİMİZ
– Herkese iş. Geçiş dönemi için ise etkin bir işsizlik sigortası x
– İşini kaybetme korkusu altındaki yaşamın yıkıcı sonuçları mücadelede gündemde tutularak “işgüvencesi” tüm çalışanlar için temel bir taleptir. x
– İşçinin yaşamını ve sağlığını tehdit eden çalışma koşuları karşısında insanca çalışma şartları, işçi sağlığı ve işgüvenliğinin temel alınması, sigorta sisteminin denetim, sağlık ve emeklilik açılarından işçiler yararına etkinleştirilmesi. x
– Çalışma saatleri düşürülmeli, yemek saatleri ve yol süreleri iş saatlerine dahil edilmelidir.
– Dışarda ve evde çalışan tüm kadınlar sosyal güvenlik sistemine kendi adlarına dahil edilerek bağımlılıkları ortadan kaldırılmalıdır.
– İleri bir hedef olarak insanların yaşamlarını sürdürebilmesi için zorunlu çalışmanın ortadan kaldırılması ve çalışmanın/üretimin insanın doğal bir parçası olması hedefi dile getirilmiştir.
– örgütlenme önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır.
– Taşeron çalışması “kölelik” olarak kabul edilmelidir. Taşeron sisteminin köklü şekilde
– İşçi